Fransa ile ‘harbi’ ilişki

Fransa ile Türkiye arasında zaman zaman inişli çıkışlı ilişkiler yasanmış olsa da Fransa eski Cumhurbaşkanı François Hollande’ın, Nicolas Sarkozy dönemine son vermesinin ardından iki ülke arasında yeni ve yapıcı bir sürece doğru ilerleme başladı. Emmanuel Macron’un Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte de ilişkiler düzelmeye devam etti.

Fransa, Türkiye’de temel hak ve özgürlükler alanında felsefesine ters gelişmeler yaşandığında bu konuda sessiz kalmıyor. Ancak eleştirilerini Ankara’yı rencide etmeden, diplomatik ve siyasi kanallarla, düşüncelerini de de esirgemeden dile getirmeyi tercih ediyor. Türkiye de yapıcı, kalp kırmayan ve siyasi çıkarlara dayalı olmayan eleştirileri dikkate aldığını, en azından Fransa ile olan ilişkilerinde somut bir şekilde gosterdi.

Bu çerçevede Türkiye’nin Fransa ile 4 yıldan bu yana devam eden yakınlık sürecine ivme kazandırması da son derece doğal.

Savunmada işbirliği

Fransa ve İtalya ile yapılan hava savunma sistemi alanındaki işbirliği anlaşması da, yakınlaşma sürecinin önemli bir meyvesi. Türkiye bu sayede NATO’ya olan yükümlülüklerini yerine getirmeye devam edeceğinin teminatını vermiş olup, Batı’dan kopma niyetinde olmadığını gösteriyor. Ayrıca Wahsington anlasmasının 3. maddesi gereği kendini savunma kabiliyetini güçlendirme ve Varşova hedefine yönelik ilerleme iradesini de sergilediğini göstermiş oluyor. Fransa ile yakınlaşma süreci, Türkiye’nin AB ile ilişkileri için de önemli bir katma değer oluşturuyor.

Eylül 2017’de Almanya’da yapılan seçimlerin ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel hem kendi ülkesinde hem de AB içerisinde güç kaybetmeye başladı. Emmanuel Macron ise İngiltere’nin de AB’den ayrılmasıyla birlikte güçlenen ve AB içerisinde dizginleri her geçen gün daha sıkı bir şekilde eline alan lider konumunda. Zira Merkel’in Türkiye ile üyelik müzakerelerine son verme yönündeki önerisine şiddetle karşı çıkan ülkelerin başında Fransa geldi.

Fransa ile yaşanan yakınlaşma süreci sayesinde de iki ülke arasındaki terörle mücadele konusundaki işbirliği ciddi anlamda arttı. Ankara kendisiyle yakın işbirliğinde bulunan ülkelerin güvenlik kaygılarını ciddiye aldığını her fırsatta gösterdi. Paris ile Ankara arasındaki “harbi” ilişkiler, Hollanda ve Almanya gibi ülkeler için de örnek teşkil edebilir.