Siyaset Gül-Talat ortak basın toplantısı: 2009 da çözüm zor gözüküyor

Gül-Talat ortak basın toplantısı: 2009 da çözüm zor gözüküyor

30.10.2009 - 18:30 | Son Güncellenme:

.

Gül-Talat ortak basın toplantısı: 2009 da çözüm zor gözüküyor

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorununun bu yıl içinde çözüme kavuşturulmasının zor gözüktüğünü belirterek, "Öyle görülüyor ki, kısa sürede çözüm hedefi bir süre daha erteleniyor. 2009 sonunda bir çözüm gittikçe zor hale geliyor" dedi.

Talat, Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, sıcak karşılama ve destekten dolayı Gül’e "içtenlikle" teşekkür etti.

Türkiye’nin desteğinin kendileri için çok önemli olduğunu belirten Talat, Türkiye’nin desteği ile aktif politikalarını ve çözüm için çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.

"Kıbrıs sorununun bu yıl içinde çözüme kavuşturulması için elimizden geleni yaptık" diyen Talat, "daha yoğunlaştırılmış müzakereler, takvim konmuş müzakereler, uluslararası toplumun, BM’nin daha fazla katılımının sağlandığı müzakereler" önerdiklerini, ancak Kıbrıs Rum tarafının bundan kaçtığını belirtti.

Talat, Rum kesiminin avantajlarını kullanarak hem Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerini istismar ederek, hem de uluslararası tanınmışlığı ve AB üyesi oluşunu kullanarak, süreci daha uzun vadeye yayıp, kendi istediği gibi bir çözümü elde etmeyi hedeflediğini belirtti.

Müzakerelerin 2010 başında, özellikle KKTC’de cumhurbaşkanlığı seçiminden önce sonuçlanmasının en önemli dilekleri olduğunu söyleyen Talat, "Bir an önce çözüm bütün uluslararası toplumun da arzusudur. Bu yöndeki politikamız devam ediyor." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Talat, müzakere sürecinde aktif olarak yer aldıklarını ifade ederek, "Kıbrıs Rum tarafının da ortaya koyduğu, makul olduğu sürece onların endişelerini de dikkate alan önerilerimizle süreci hızlandırmaya çalışıyoruz" diye konuştu.

Bu konuda oldukça önemli adımlar atıldığını belirten Talat, birinci turu tamamladıklarını, birinci turun sonunda artık anlaşmazlık noktalarının hangileri olduğunun ortaya çıktığını söyledi. Talat, şimdi bu noktaları azaltmaya ve bunlar üzerinde köprü kurmaya çalıştıklarını ifade etti. İkinci turda müzakereleri haftada ikiye çıkardıklarını kaydeden Talat, şunları söyledi: "Kıbrıs Rum tarafının Türkiye’nin AB süreci nedeniyle yıl sonunda yapılacak AB zirvesini bir anlamda kullanmak istemesi nedeniyle, ciddi ve büyük ilerlemeler henüz sağlayamıyoruz. Ancak süreç olgunlaşıyor. Bu süreci sonuçlandırmak bundan sonraki dönemde daha kolay olabilecektir. Yeter ki, iyi niyet olsun. Yeter ki, Kıbrıs Rum tarafı da Kıbrıslı Türklerle eşit ortak olacağını hazmetsin. Bunu hazmedebildiği takdirde, olgunlaşan müzakere sürecinin ortaya çıkardığı gerçekleri ve farklılıklar üzerine köprü kurma imkanlarını değerlendirerek, kısa sürede çözümü sağlamamız mümkün olabilecektir inancındayım." Süreci ilişkin Türkiye ile istişare içinde olduklarını belirten Talat, Türkiye’nin desteğinin çok boyutlu olduğunu kaydetti.

"Biz bir an önce çözümü arzuluyoruz" diyen Talat, BM parametreleri çerçevesinde varılacak çözümün, yaşayabilir ve Kıbrıslı Türklerin tekrar 1974 öncesine dönüşüne engel olacak bir çözüm olmasının hayatı derecede önemli olduğunu belirtti. Talat, "Bütün iyi niyetimiz ve bütün esnekliğimizle müzakereleri sürdürüyoruz" diye konuştu.

-"YENİ BİR YOL HARİTASI ÇİZMEDİK"

Haberin Devamı

"Kıbrıs görüşmelerinde bundan sonra daha önceki görüşmelerden farklı bir strateji izlenip izlenmeyeceği" ve "müzakerelerden sonuç alınmaması halinde B planının ne olduğu" sorusu üzerine Talat, yeni bir yol haritası çizmediklerini belirterek, "Böyle bir şey yok, biz müzakere sürecinin geldiği aşamayı değerlendirdik" dedi.

Talat, Türkiye ile yapılan istişarelerin sürekli olduğunu, hemen her aşamada Türkiye ile istişare edilerek politikaların belirlendiğini, dün ve bugün yapılan görüşmelerde gelinen aşamanın değerlendirildiğini kaydetti.

"Birçok öneri yapıldı bu dönem içerisinde, bu önerileri biz kendi değerlendirmelerimizle Türkiye’nin değerlendirmelerini bütünleştirerek bugüne kadar yaptığımız gibi yeni önerilerimizle süreci devam ettireceğiz" diyen Talat, araştırma yapıldığında Kıbrıs Türk tarafının önerilerle ilgili açık bir üstünlüğünün olduğuna dikkati çekerek, iki taraf arasındaki uçurumu kapatacak önerilerin sürekli Kıbrıs Türk tarafından geldiğini belirtti.

Talat, "Benim değerlendirmeme göre yeni önerilerin sunulması yeni bir yol haritası olarak sayılmamalıdır" dedi.

Müzakerelerin sonsuza kadar süremeyeceğini ve gerçekten bir takvime ihtiyaç duyduklarını belirten Talat, müzakerelerin uzun sürmesi halinde aşılamaz tıkanıklıkların ortaya çıkacağını sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Talat, şunları kaydetti: "Birleşmiş Milletlerin aktif katılımıyla taraflara, parametrelerin dışına çıkıldığında uyarılarda bulunulmazsa ve tekrar parametrelere dönüşü yönlendirmezse, tarafların ilerleme kaydetmeleri kolay olmaz. Hele Rum tarafında yerleşmiş ön yargılar dikkate alınırsa, Rum tarafının tespit ettikleri pozisyonlarından hareket etmesi söz konusu olmaz. Hem uluslararası tanınmışlığı, hem de AB üyeliğinden kaynaklanan gücünü kullanarak olduğu yerde çakılır kalır ve ilerleme olmaz." Hem takvim, hem uluslararası toplum devreye girerse sürecin hızlanacağını kaydeden Talat, sürecin tıkanıklığa uğraması durumunda elbette alternatiflerinin olduğunu söyledi.

Çözüm için her şeyi yapmak istediklerini belirten Talat, "Bu sürecin sonunda eğer çökerse, ’çözüm için her şeyi yaptık mı’ dediğimizde ’evet’ diyebilmeliyiz. Bizim çözüm için her şeyi yaptığımızı bütün dünyanın da teslim etmesi gerekiyor. Biz ona konsantre olduk, B planlarına değil." diye konuştu.

Dışişleri Bakanlığında yapılan toplantıdan çıkan "barışı zorlamak stratejisinin altını nasıl doldurduğu" sorusunu ise Talat şöyle yanıtladı: "Türkiye, çözümü, barışı zorlama stratejisini zaten güdüyor. Ama bunun yapılan çalışmayla bir kere daha teyit edilmesi ve vurgulanması bugüne kadar yürüttüğümüz politikanın doğrulanmasıdır. Biz Türk tarafı olarak bunu yaptık, bütün açılımlar bizden geldi. Yanlış anlaşılmasın, haklarımızdan taviz vererek yapmadık. Biz çeşitli alternatifleri gündeme getirerek, barışı hep zorladık.

Türkiye Dışişleri Bakanlığında yapılan çalışma da bu politikanın devamını bir anlamda teyit etmiştir."