Siyaset HABER MERKEZİ

HABER MERKEZİ

25.02.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı'nın "yetkim olsa seçime götürürüm" değerlendirmesini siyasi partiler genelde olumlu karşıladı

HABER MERKEZİ

CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel'in Pakistan örneğinden yola çıkarak tartışmaya açtığı "Benim elimde de Meclis'i fesih yetkisi olsaydı bunalıma gerek olmazdı" önerisi Ankara'da dünkü gündemi oluşturdu.
CHP Lideri Deniz Baykal, Demirel'in fesih yetkisi istemesini olumlu karşılarken, DYP Grup Başkanvekili Saffet Arıkan Bedük "Böyle bir isteği varsa bize haber versin, grubumuzda görüşür, tartışırız" dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden ise TBMM'yi fesih yetkisinin istismar edilebileceğine dikkat çekerek "Bu nedenle yetki sınırsız olmamalıdır" diye konuştu.
Demirel'in Milliyet'te yayınlanan demecine ilişkin değerlendirmeler şöyle:

Baykal: "Cumhurbaşkanı'na parlamentoyu feshetme yetkisi verilmesi düşünülebilir. Bu durumda Cumhurbaşkanının seçilme yöntemi değiştirilmeli. Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi durumunda fesih yetkisinin tanınması daha doğru olur.
Sayın Cumhurbaşkanı değerlendirmeleriyle siyasi kadroyla toplum arasındaki mesafenin açıldığı mesajını veriyor. Bu mesafenin açılması krizin ortaya çıkması demektir. Türkiye'nin Pakistan'dan da, Cezayir'den de, İran'dan da alacağı dersler vardır. Siyasi kadroyla toplum arasındaki mesafenin açılmasının sorumluluğu, parlamentonun üzerinde kalmamalı. Meclis bu mesafeyi kapatma yollarını bulmalıdır."

Özden: "Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntıları demokratik sistem içinde aşması gerekir. Meclis dışında çözüm aranması yanlıştır. Cumhurbaşkanı fesih yetkisi istiyor. Bu düşünülebilir, ancak bunun yöntemi tartışılmalıdır. İki önemli yönü söz konusu olur. İlki Cumhurbaşkanı'nı doğrudan halkın seçmesi, ikincisi seçimin iki turlu olmasıdır. Cumhurbaşkanı'nın arkasında yüzde 50'yi aşan halk desteği sağlanabilirse sistem başarılı olur."
"Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı'nın sınırsız yetkilerle donatılması sakıncalı olur. TBMM'yi fesih yetkisinin istismar edilebileceği de unutulmamalıdır. Bu nedenle yetki sınırsız olmamalıdır. Cumhurbaşkanı'nın bu yetkisi hangi hallerde ve nasıl kullanacağı belirlenmelidir."

Temel Karamollaoğlu (RP Grup Başkanvekili): "Demirel böyle bir yetki istemedi, ancak `feshetme yetkisinin olmasında fayda var' dedi. Böyle bir yetki Cumhurbaşkanına verilebilir ancak şu anda böyle birşeye ihtiyaç yok. "

Bedük: "Böyle bir isteği varsa bize haber versin, grubumuzda görüşür, tartışırız. Cumhurbaşkanı bunu, rejime karşı bir tehdit olursa anlamında söylüyor. Bugün için böyle bir yetkim olsaydı, Meclis'i feshederdim anlamında söylemiyor. Demokrasi dışı herhangi bir müdahaleyi kabul etmemektedir. Rejime yönelik bir tehdit olsa içinde biz olmayız.

Necmettin Cevheri (DYP Genel Başkan Yardımcısı): "Cumhurbaşkanına fesih yetkisi tanınmasını destekliyoruz. Bu konu DYP'nin 1991'deki seçim beyannamesinde de yer alıyor. Cumhurbaşkanını halkın seçmesini ve seçimin iki turlu yapılmasını savunuyoruz. Böylece arkasında yüzde 50 halk desteği olan Cumhurbaşkanı hakem yetkisini kullanabilir.

Abdülkadir Baş (ANAP Genel Başkan Yardımcısı): "Devletin başı olarak devletin işleyişindeki sıkıntıyı en iyi bilen Cumhurbaşkanı'dır. Doğru tespit yaptığına inanıyoruz. Herkesin Cumhurbaşkanı'nın uyarılarına dikkat etmesi gerekir."
Ali Kemal Başaran (ANAP Genel Başkan Yardımcısı): "Cumhurbaşkanı'nın söylediklerine tümüyle katılıyorum. Kendisinden beklediğimiz şey de o dur. Ondan beklediğimizi söylüyor. Saygı duyuyoruz. RP'nin gidişi iyi değil."
Hikmet Uluğbay (DSP Grup Başkan Vekili): "Meclis'in yenilenmesi son noktadır. Bu aşamaya gelindiğinde Meclis, bu kararı kendisi alır."
Rıdvan Budak (DİSK Genel Başkanı): "Cumhurbaşkanı'nın parlamentoyla ilgili görüşlerinin altına imza atıyoruz. Parlemantoyu değiştirmeye Sayın Cumhurbaşkanı'nın yetkisi yetmeyebilir, ama biz sivil toplum örgütlerinin gücü yeter."

Demirel'in kendisine bağlı olarak çalışan Devlet Denetleme Kurulu'na hazırlattırdığı Devlet Islahat Projesi'nde de aynı önerilere yer verildiği belirtildi. Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'nın 104'üncü maddesiyle kendisine verilen TBMM seçimlerini yenileme yetkisinin yine anayasayla engellendiğinin belirtildiği çalışmada, bu yetkinin sistemin tıkanması halinde kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlarına verilmesi önerisi dile getirildi.