Siyaset 'Hrant Dink yem olarak kullanılmıştır asıl hedef AK Partidir'

'Hrant Dink yem olarak kullanılmıştır asıl hedef AK Partidir'

27.01.2012 - 15:45 | Son Güncellenme:

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Hrant Dink cinayetinde şahsi kanaatini açıklarken, bir örgüt bağlantısı olduğuna inandığını kaydetti. Çelik, Hrant Dink’in yem olarak kullanıldığını asıl hedefin AKP hükümeti olduğunu savunarak, "Hem Hrantçı, hem de Ergenekoncu olan insanları gördüğümde hayretler içerisinde kalıyorum. Hrant Dink’i katledenlerin Yasin Hayal ve Ogün Samast gibi birkaç kişiden ibaret olmadığına inanıyorum" dedi.

Hrant Dink yem olarak kullanılmıştır asıl hedef AK Partidir

Hüseyin Çelik AKP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hrant Dink Davası ile ilgili mahkemenin örgüt bağlantısı olmadığı yönündeki kararını değerlendiren Çelik davayı Fransa’daki Dreyfus davasına benzeterek, "Adalet Dreyfus için taahhüt etti. Bizim Hrant Dink olayında adalet ben de inanıyorum eninde sonunda tecelli edecektir. Olması gerektiği gibi tecelli edecektir ama ne yazık ki Hrantk Dink bunu göremeyecektir" dedi.

Haberin Devamı

Çelik, Hrant Dink olayı üzerinden partilerine ve hükümete yönelik iftira ve ithamlar yöneltildiğini kaydettiği açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Hrant Dink’in Sabiha Gökçen ile ilgili yazıyı yazmasından sonra kendisine daha çok ulusalcı çevreler tarafından linç kampanyası açılmıştır. Hangi gazetelerde hangi manşetlerin atıldığı malumdur. Büyük çoğunluğu Ergenekon’dan tutuklu olan veya Ergenekon davasından yargılanan kimseler bu yargılama esnasında adeta yargısız infaz yapmak üzere bu olaya dışarıdan müdahil olmak istemişlerdir. Yumurta atanlar da attıranlar da Hrant Dink’i bu duruşma esnasında yuhalayanlar da bunlardır. Bunu görmemezlikten gelemeyiz. Bugün hem Hrantçı hem Ergenekoncu olan bazı insanları gördüğüm zaman hayretler içerisinde kalıyorum. Başta anamuhalefet lideri ‘Ergenekon dediğiniz örgüt nerededir. Bana adresini verin de gidip kaydolayım’ diyen kişi diyor ki burada örgüt var diyor. Peki Sayın Kılıçdaroğlu bu örgüt hangisidir? Olayın Savcısı diyor ki ‘Bu Ergenekon örgütünün Trabzon şubesidir’ diyor. Ben de vicdanen bütün duygularımla Hrant Dink’i katleden Ogün Samast ve Yasin Hayal gibi birkaç kişiden ibaret olmadığına inanıyorum. Tetikçi ve azmettiricinin bu şahıslardan ibaret olmadığına inanıyorum. Beni buraya götüren deliller var."

Haberin Devamı

-HRANT DİNK BİREYSEL HEDEFTİR-

Çelik, Dink cinayeti ile Malatya Zirve Kitabevi cinayeti ve Rahip Santoro cinayetinin amacı ve şekli itibariyle aralarında maddi somut bir bağ olmasa bile hedef amaç ve özellikle kurgulanma itibariyle birbirine akraba olan cinayetler olduğunu savundu. "Bireysel hedef Hrant Dink’tir" diyen Çelik, "Hrant Dink yem olarak seçilmiştir. Esas hedef AK Parti iktidarıdır" diye konuştu. Çelik 6-7 Eylül olaylarını gerçekleştiren karanlık zihniyet ile Hrant Dink’e saldırı düzenleyenin aynı zihniyet olduğunu, Türkiye’de bir kaos yaratılmak istendiğini de sözlerine ekleyerek "Olaya baktığınız zaman Hrant Dink olayı kime hizmet etti? Hrant Dink’in katledilmesi kimin işine yaradı meselesine baktığınız zaman bu hadiseyi çok tesadüfi gerçekleşmiş bir olay olarak değerlendiremezsiniz" dedi.

Haberin Devamı

-KILIÇDAROĞLU’NA YANIT-

AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalara da yanıt verdi. Kılıçdaroğlu’nun Hrant Dink’in öldürüldüğü dönemde Trabzon Emniyet Müdürü olan kişinin halen İstihbarat Daire Başkanlığı’nda görevli olduğu yönündeki eleştirilerini değerlendiren Çelik, söz konusu şahsın Ramazan Akyürek olduğunu ve kendisinin 2.5 yıl önce İstihbarat Dairesi Başkanlığı’ndan ayrıldığını kaydetti. Çelik Akyürek’in İstanbul’a Hrant Dink’e yönelik saldırı olacağı bilgisini vererek görevini yerine getirdiğini, bu istihbaratı değerlendirmeye almayan dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in ise Florya Polis Okulu’nda pasif bir göreve tayin edildiğini, hakkında soruşturma izni verilmesi kararının da idare mahkemesi tarafından reddedildiğini söyledi. Çelik ayrıca, mülkiye müfettişleri tarafından yapılan incelemeler sonucu 7 emniyet görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi yönündeki talebin de İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından iptal edildiğine dikkat çekerek, "Bu kişileri koruyan bir tavır sergiliyor İstanbul Bölge İdare Mahkemesi" şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

-DİNK AİLESİ’NİN TAZMİNATI-

Çelik, olaydan sonra mağdur olan Dink ailesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurusu üzerine Türkiye’nin masraflar dahil 130 bin Euro maddi tazminata mahkum edildiğini hatırlatarak, hükümetin bu karara itiraz etmediğini, meseleye insani boyutlarda bakarak kendi üzerine düşeni yaptığını kaydetti. Öte yandan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın telefon görüşmelerini mahkemeye iletmediği yönündeki iddialara da TİB’in yanıt verdiğini ve mahkemeye bilgilerin sunulduğunu sözlerine ekleyen Çelik, "Anlaşılıyor ki, mahkemeden kamuoyuna yansıyan bilgilere bakıyoruz, bu gönderilen bilgiler de incelenmemiştir. İncelense 2.5 yıl daha sürerdi gibi bir gerekçe ileri sürülmüştür. Gerçekten bu kamu vicdanını yaralayan ve başta bölge İdare Mahkemesinden başlayın 2007 öncesi olup biteni hatırlıyoruz. İdari yargı adeta AK Parti hükümetinin elini ayağını bağlamaya yönelik kendisini kurgulamıştı. Vicdanı ile karar veren hakimleri bundan tenzih ediyorum. Başa Danıştay olmak üzere birçok idare mahkemesi hükümet mensuplarının yürüdüğünü haber alsa bırakın yürütmeyi, yürümeyi durdurma kararı alıyordu. Devletin kendi hükümetine yönelik tavırları da hepimiz biliyoruz" diye konuştu.