Siyaset Hükümet ABD'nin önemini anlatmadı

Hükümet ABD'nin önemini anlatmadı

13.09.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eski Washington Büyükelçisi Loğoğlu, "Her kötülüğün arkasında ABD'nin olmadığı Türk halkına anlatılmalıydı. Bunu ne Türk yöneticiler, ne de ABD'liler yeterince yaptı" dedi

Hükümet ABDnin önemini anlatmadı

Loğoğlu, ABD'nin terör örgütüyle mücadele konusunda koordinatörlüğe atadığı Joseph Ralston'un Başkan George Bush'un önüne koyacağı kâğıda, "PKK konusuna el atmalıyız" diye yazmasını sağlamanın çok önemli olduğunu vurguladı.AKP hükümetinin ABD ile ilişkilerin önemini halka yeterince anlatmadığını belirten Loğoğlu, Milliyet'e şu değerlendirmeleri yaptı: Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkanı ve Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, 11 Eylül sonrasında bazı açıklama ve belgelerinde Türkiye'yi "ılımlı İslam devleti"ne model olarak gösteren ABD'ye "laik yapıyı ezberlettiklerini" açıkladı. Kalıcı bir düşmanlık değil - Bunun derinin altına giren kalıcı düşmanlık olduğuna inanmıyorum. Irak savaşının getirdiği sıkıntılar var. ABD'nin PKK konusundaki hareketsizliği ve Irak'taki Kürtlere yönelik yaklaşımları var. Türkiye'de yükselen anti-Amerikancılığı neye bağlıyorsunuz? - Kendilerini daha iyi tanıtmaları ve PKK konusunda mutlaka bir şeyler yapmaları lazım. Düzeltmek için ABD'nin ne yapması lazım? - Esas sıkıntı Türk yöneticilerinin Türkiye-ABD ilişkilerinin önemini Türk halkına anlatma işini gerektiğinden az yapmalarıydı. Zaman zaman Meclis'e, gruba konuşuldu ama bu sürekli değildi. Bunu Amerikalılar da yeterince yapmadı. İlişkilerin önemi, her kötülüğün arkasında ABD olmayabileceği Türk halkına, Meclis'e anlatılması gerekirdi. Türkiye ne yapmalı? Dengeler gözetilmeli - Çok uyardım, yeterince anlatılmadı. Siz uyardınız mı? - Evet. Bence filmin kendisi değil, Türk resmi makamlarının gösterdiği ilgi Amerikalıları rahatsız etti. "Kurtlar Vadisi" filminden duyulan rahatsızlık bununla mı ilgili? - Washington, İran ve Suriye gibi ülkelerle Hamas'ı sorunlu görüp kuşku ve öfkeyle bakıyor. Bunlarla Türkiye'nin ilişkilerini, ne kadar anlatırsanız anlatın bir noktaya kadar etki yapıyor. Sonra olumsuz hissiyat uyandırıyor. Türkiye'nin bölge ülkesi olarak önceliklerinin Washington'dan farklı olması doğal. Ama bölge ülkesi gibi hareket ederken de hassas dengenin gözetilmesi gerekir. ABD, AKP'nin İslam dünyası ile yakınlaşmasını nasıl karşılıyor? Ralston'un kâğıdı - Temel sebebi özellikle tezkere olayından sonra Irak'ta kendisine en yakın güvenli ortak olarak Kürtleri görmesi. Türkiye olmayınca hazırlıkları, durumu, gelişmeleri Kürtlerle yürüttüler. Şimdi de Kürt grupları kızdırmamak, gücendirmemek gibi bir gerekçeleri var. Oraya güç kaydırarak askeri operasyona girişme gerekliliği de hissetmiyor. ABD, PKK için neden harekete geçmiyor? - Hemen çözülür demek abartılı olur. Türkiye'ye sempati duyduğu bilinen general Ralston'u (ABD'nin PKK ile mücadele koordinatörü) doğru yönlendirip, şimdiye kadar bir türlü attıramadığımız, örgüt liderlerinin yakalanarak iadesi, Mahmur'un kapatılması gibi adımları, onun üzerinden ABD'ye yaptırabilirsek bu makam işe yaramış olur. Bütün mesele, Ralston'un Bush'un önüne konan kâğıda, "PKK konusuna bir el atmalıyız"ı yazdırmayı başarmasıdır. Özel koordinatörler sorunu çözebilir mi? ABD'ye laikliği ezberlettik - Hayır, ama 11 Eylül sonrasında terörizmin aşırı radikal İslamcı unsurlarla birleştirilmesi nedeniyle, arayış içinde girdiler. "İslami değerleri ön planda tutan bir parti seçimle iktidara gelebildiğine göre, Türkiye İslam ve demokrasiyi bağdaştıran ılımlı İslam devletidir" gibi yanlış bir algılama içine girdiler. Birtakım belgelerle açıklamalarda bunu gördük ve tepki gösterdik. Onlar koro halinde "ılımlı İslam devleti" derken, biz Türkiye'nin nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen demokratik ve laik bir devlet olduğunu, Anayasasında İslamiyetle ilgili hiçbir unsur bulunmadığını anlattık. Bunu ezberlediler sonunda. Artık, "halkının çoğunluğu Müslüman olan demokratik ve laik ülke" diyorlar. ABD yönetimi AKP hükümetiyle ılımlı İslam modeli mi yaratmaya yöneldi? - Türkiye'yi İslam ile demokrasiyi birleştirmiş ülke gibi tanıyıp takdim edecektiler. Ama Türkiye'de birleşen, İslam ile demokrasi değil. Demokrasinin harcı laiklik. Değişmese sakıncası neydi? ABD Türkiye'ye hep arka çıktı - Washington'a bu konuda tam not veriyorum. Türkiye'ye hep arka çıktı, AB'yi olduk veya olmadık yerlerde sürekli uyararak son ayarlamaları yaptı. Washington, AB sürecine verdiği destekte samimi mi? - AB zirvelerinde son anda Ankara'dan telefonlar gelir, ben de Dışişleri'ne gider "aşamıyoruz yardımcı olun' derdim. Aynı anda Avrupa'nın dört bir yanına telefon açıp müdahale ederlerdi. Kıbrıs ve Türkiye'ye yönelik ifadeler konusunda AB'nin hoşnutsuzluğuna ve öfkesine yol açacak ölçülerde düzeltmeler sağlandı. Kritik AB zirveleri sırasında nasıl bir trafik işliyordu? Loğoğlu, emeklilik döneminde neden ASAM Başkanlığı görevini kabul ettiğini şu sözlerle açıkladı: "Türkiye'de süratle geliştirilmesi gereken bir faaliyet alanı olan düşünce ve araştırma kurumları (think-tanklar) bir yandan yöneticilere sağlıklı karar alabilmeleri için bilimsel, ciddi, siyaset üstü analiz, araştırma sunma görevini yerine getirirken, bundan daha da önemlisi halkı bilinçlendirme görevini de yerine getirmelidir. Çok iddialı, saygın bir düşünce kuruluşu konumunu elde edebileceğini düşündüğüm ASAM'da, başlıca hedefimiz Türk insanını okuyup kendi kararlarını verebilecek şekilde donatmak olacak. ASAM sadece stratejik devlet kurumları ve partilerin ilgilendiği bir yer değil, ürettiklerini (örneğin) Artvin, Adana, Erzurum'daki halka ulaştıran bir yer olmalı." Strateji halka ulaştırılmalı - BİTTİ -