Siyaset Hükümet yargıya saygı göstermeli

Hükümet yargıya saygı göstermeli

08.06.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kretschmer, AİHM ve Anayasa Mahkemesi'nin türban kararlarına yönelik eleştiriler için, 'Hükümetlerin mahkemelere, onların yetkisine ve verdiği kararlarının doğruluğuna saygı göstermeleri gerekir' dedi

Hükümet yargıya saygı göstermeli

AB TEMSİLCİSİ KRETSCHMER TÜRBAN UYARISI YAPTI Milliyet'in sorularını yanıtlayan Kretschmer'in değerlendirmeleri şöyle: AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hansjörg Kretschmer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile hükümet yetkililerinin AİHM ve Anayasa Mahkemesi'nin türban kararlarını tartışmaya açan ifadeleri için, "Yargının otoritesi ve kararlarına hükümetlerin saygı göstermesi gerekir" dedi. Sarıkaya olayı şaşırttı - Şemdinli iddianamesinin bir bölümü askeri yargıya havale edildi ve iddianame yetersiz bulunduğu için sonuç çıkmadı. Bir de Van Savcısı'nın görevine son verilmesi var. Bu, yargı bağımsızlığı ve sivil-asker ilişkileri alanlarında soru işaretleri yaratıyor. İfade özgürlüğü davalarındaki eleştirilere Türk tarafı hep "Yargı bağımsızlığı var, müdahale edemeyiz" karşılığını verir. Biz de buna hak veririz. Ama yargı bağımsızlığı her koşulda olmalıdır. Bir savcının yazdığı iddianame için neden işinden olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Bir iddianame yetersiz görülüyorsa buna mahkeme karar vermelidir ki, zaten beraatla sonuçlanan birçok iddaname vardır. Bunların hiçbirinde savcılar atılmıyor. Şemdinli olaylarının takibi konusunda ne düşünüyorsunuz? 'Askerler hâlâ etkili' - Bugüne kadar çok şey yapıldı. Hazırlanan son reform paketinde de askeri harcamaların denetlenmesini sağlayacak ve sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasını sona erdirecek adımlar konmasından memnunuz. Ancak genelde ordu hâlâ Türk siyaseti üzerinde çok önemli etkiye sahip. Bu bir ayda, bir yılda düzelecek konu değil. Zamanla AB'deki uygulamalarla paralel hale gelecektir. Sivil-asker ilişkileri gelişti mi? 'Laiklik iç meseleniz' - Kökten dinci bir Türkiye'yi tabii ki kimse istemez. Ama laikliğin tanımı konusunda bir görüş birliği yok. Bizim için önemli olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle koruma altına alınan temel insan hak ve özgürlüklerinin güvenceye alınmasıdır. Zaten bu tanım kökten dinciliği dışlar. Avrupa için laik bir Türkiye ne kadar önemli? - Bu Türkiye'nin iç meselesidir. Türkiye'nin pozisyon belgesinde "laiklik" ifadesinin sizin için önemi nedir? 'Saldırı etkilemez' - Bazıları buna inanıyor. Danıştay'ın açıklaması da bu yönde, başka opsiyonlar da olduğu yazılıyor. Yorum yapmak istemem ama bu saldırı konusunda çok fazla şey, çok erken söylendi. Sakince davayı araştırıp sonuçlandırmak daha akıllıca olurdu. Danıştay saldırısı laikliğe ya da türban yasağına karşı mı yapıldı? - Bu her ülkede olabilecek ve şiddetle kınadığımız bir olay. Üyelik sürecinizi etkileyeceğini sanmam. Tabii sorumlularının bulunarak cezalandırılması şart. Saldırı AB sürecini etkiler mi? Hükümete türban uyarısı - Hangi yetkili ne dedi, ayrıntılarını bilemem ama görüşüm şu: Hükümetlerin mahkemelere, onların yetkisine ve aldıkları kararların doğruluğuna saygı göstermeleri gerekir. Hükümetin AİHM ve Anayasa Mahkemesi'nin türban yasağını onaylayan kararlarını tartışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 'Avrupa Birliği çeteleri bitirir' - Hepsi yargı reformuyla alakalı. Hukuk devleti ve yargı reformu el ele giden süreçlerdir. Tamamen bağımsız, güçlü bir yargıya, hiçbir tarafça tehdit altında hissetmeden görevini yapan, görevden alınacağım kuşkusu yaşamayan, iyi eğitimli yargıçlara ihtiyacınız var. Bir de yolsuzluğa ya da başka suçlara bulaşmadan işini düzgün yapan güvenlik güçlerine ihtiyacımız var. Bu iki kurumun güçlendirilip bağımsız ve sorumluluk içinde çalışan, kendilerinden şüphe değil güven duyulan kurumlar haline getirilmesi gerekir. Türkiye ile AB sürecinde götürmeyi amaçladığımız siyasi reform sürecinin ana hedeflerinden biri de bu. Başarabilirsek, ileride çete olayları çok daha ciddi biçimde, spekülasyonlardan uzak ele alınıp çözüme ulaştırılacak. Türkiye'nin gündemini meşgul eden çetelerle nasıl mücadele edilmelidir? "Resmi olarak 43 ili ziyaret ettim. Özel ziyaretlerimle birlikte 69 ile gittim. Birçok ili 3-4 kez ziyaret ettim. Bu ülkedeki gelişmeleri sadece Ankara'da oturup hükümet yetkilileriyle konuşarak değil, yerinde gözlemlemek istiyorum. AB, Anadolu'da çok az tanınıyor. Bilgi eksikliği var. Gittiğim yerlerde İran'ı soruyorlar. Yerel medya, belediye başkanları, barolar, ticaret odaları, savcılarla AB arasında ilk teması sağlıyoruz. Edirne ve Kahramanmaraş'ı çok beğendim." 'En feci yer Doğanlı'yı gördüm' "Gezdiklerim arasında en feci yaşam koşulları olan yer 2 yıl önce gittiğim Hakkâri'nin Doğanlı köyüydü. Terör nedeniyle yerlerinden edilen vatandaşların yerleştirildiği bu köyde insanlar hem sıhhi hem de sosyoekonomik açıdan en berbat koşullarda yaşıyor. Birkaç korucu dışında kimsenin geliri yok. Bazıları mayın kurbanı. Gezi sonrasında Türk Dışişleri'ne gidip kaygılarımı aktardım. Onlar da ilgili yerlerle ve valiyle konuştu. Dönmeden bu bölgeye bir ziyaret daha yapacağım. Doğanlı'ya da uğrayacağım." Dışişleri'ne ilettim "Türkiye'deyken çevirilerinden Orhan Pamuk'u okudum. Siyasi içerikli olsa gerek, 'Kar' çok kolaydı. Ama 'Benim Adım Kırmızı' çok ama çok zor anlaşılıyor. Bitirmem çok uzun süre aldı." O da Pamuk'tan şikâyetçi