Siyaset ‘İslam karşıtlığı terörü çözmez’

‘İslam karşıtlığı terörü çözmez’

11.06.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Terörün İslam ile bağdaştırılmasına tepki gösteren Başbakan Yıldırım, “Son yıllarda İslam karşıtlığı, gelişmiş ülkelerde moda oldu” dedi. Yıldırım Katar krizine ilişkin olarak ise tarafları sükunete davet etti

‘İslam karşıtlığı terörü çözmez’

Başbakan Binali Yıldırım, dünyanın terörle mücadelede ikircikli tutumu terk etmesi gerektiğini belirtti. Yıldırım, Dolmabahçe Başbakanlık Ofisi’nde iş dünyası temsilcileriyle bir araya geldiği iftar programındaki konuşmasında terörün dün (önceki gün) yine kanlı yüzünü gösterdiğini söyledi. Yıldırım, özetle şunları kaydetti: “Şırnak’ta Jandarma Tabur Komutanlığı Üs Bölgesi’ne canlı bomba saldırısı sonucu iki kahraman Mehmetçiğimiz şehit oldu, 3 askerimiz yaralandı. Van’da, Diyarbakır’da terör güvenlik güçlerimize saldırdı. Batman’da ise gencecik müzik öğretmenimiz Şenay Aybüke Yalçın şehit oldu.
8 ay önce öğretmen olmanın mutluluğunu yaşayan, 22 yaşında hayatının baharında şehit olan genç kızımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Hiçbir kutsalı olmayan alçak terör örgütü, okullarda karne sevinci yaşandığı bir günde, böyle mübarek bir ayda, ellerini kana bulamaktan çekinmedi. Terör hepimizin ortak düşmanı. Bütün insanlığın ortak düşmanıdır. Hep birlikte teröre karşı ortak mücadele şarttır.”
‘Terörün işi vahşet’
Yıldırım, son birkaç haftada Bağdat, Kabil, Filipinler, Londra ve İran’da peş peşe terör saldırıları yaşandığını hatırlatarak, şöyle devam etti: “Güvenli olan hiçbir ülke yoktur. İstanbul ne kadar güvenliyse Londra da o kadar güvendedir, Ankara ne kadar güvendeyse, Paris de o kadar güvendedir, Bağdat ne kadar güvendeyse Berlin de aynı şekilde güvendedir. Farklı ülkelerde, farklı isim ve örgütlerle ortaya çıksalar da terörün yaptığı iş aynı; vahşet, insanları öldürmek ve böylece adeta insanlığın geleceğini karartmak.
‘Faydası olmaz’
Terörle mücadelede ikircikli bir tutumu artık dünyanın terk etmesi lazım. Senin terör örgütün kötü, benim terör örgütüm iyi gibi mülahazalarla terörle mücadelede başarılı olunamaz. Özellikle son yıllarda İslam karşıtlığı, gelişmiş ülkelerde moda oldu. Adeta terörü İslam’la anmak suretiyle terörün kaynağının Müslüman ülkelerden ve Müslümanlardan olduğu şeklinde bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bunun terörle mücadelede hiçbir faydası olmadığı gibi gelecek yıllarda medeniyetler arası, kültürlerarası uzlaşmaya ve birleşmeye de çok ciddi zararları olacaktır. O yüzden bütün mücadelemizde şu prensibi göz önünde bulundurmamız lazım; insanı yaşatmak cihanı yaşatmaktır.”
Terörün dini, mezhebi, imanı, etnik kimliği olmadığını Yıldırım, “Londra’da, Halep’te, Pakistan’da katledilen masumları kendi vatandaşlarımızdan asla ayrı görmedik, göremeyiz” diye konuştu. l AA

‘Ekonomide sınır yok’

Konuklarıyla ekonomiye ilişkin rakamlar paylaşan Yıldırım, “Yollarda kurallara uyalım. Ama ekonomide sınırlama yok. Bas, basabildiğin kadar. 2017’de ihracat artmaya devam ediyor. Bu senenin hedefi 153 milyar dolardı. Bunu geçecek miyiz? Hadi şunu 160 diyelim de düz olsun. Geçen sene ihracatımız büyümeye eksi katkı sağladı. Tarım eksi katkı sağladı. Bu sene ikisinden de artı katkı bekliyoruz. 4,2 büyüme hedefimiz var. Biz bunun üzerine çıkacağız. Başka yolu yok. En az 5” dedi.

Sükunete davet ediyoruz

Yıldırım, Katar ile bazı Arap ülkeleri arasındaki krize ilişkin ise şu değerlendirmede bulundu: “Krizin derinleşmemesi için Türkiye olarak başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere çok ciddi bir mesai harcıyoruz. Bütün bölge ülkelerinin liderleriyle ve diplomatik alanda muhataplarımızla görüşmeleri yapıyoruz ve tarafları sükunete davet ediyoruz. Mübarek ayda yine Müslüman ülkelerin kendi aralarında böyle bir çatışmaya girmemeleri için azami gayreti gösteriyoruz. Burada oluşabilecek yeni bir sorun alanı, sadece bölgeyle sınırlı kalmaz. Bölgenin jeostratejik özelliği bakımından bu sorunun küresel bir soruna dönüşme riski çok fazladır. O bakımdan bütün tarafların sorumlu davranması lazım ve krizin tırmanması yönünde değil, tansiyonun düşürülmesi yönünde katkı sağlanması gerekir.”

‘El aman verdirmiyoruz’

Başbakan Yıldırım, Fırat Kalkanı Harekatı’yla 2 bin 200 kilometrekarelik alandan DEAŞ’ın temizlendiğini ve 100 bin mültecinin bölgede tekrar yerleşmesinin sağlandığını anlatırken, “Oraya huzur geldi. Artık oradan roketler, füzeler, Kilis’e, Gaziantep’e gelmiyor, oradaki insanımızın can ve mal güvenliğini tehdit etmiyor” diye konuştu. Yıldırım, Sincar ve kuzey Suriye’de PKK’nın “kuzenleri”nin türediğini belirterek, “YPG, PYD gibi değişik isimlerde ama aynı aileden terör örgütleri, şimdi orada başımızı ağrıtmaya çalışıyor. Onlara da el aman verdirmiyoruz, verdirmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Yıldırım, “Güney sınırımız boyunca bir terör koridoru oluşturma gayretleri var, gerek Irak gerekse Suriye tarafında. Buna katiyen izin vermeyeceğiz. Şu anda Suriye ve Irak sınırımızdaki yaklaşık bin 350 kilometrelik sınır hattının yüzde 70’ini fiziki olarak emniyet altına aldık, diğer yüzde 30’u için de çalışmalar devam ediyor” diye konuştu.