Siyaset Kılıçdaroğlu Erdoğan'ı dut yemiş bülbüle çevirecek!

Kılıçdaroğlu Erdoğan'ı dut yemiş bülbüle çevirecek!

16.05.2011 - 18:16 | Son Güncellenme:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Elazığ mitinginde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi. Vatandaşlardan kendisine destek isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Hiç meraklanmayın ben onu yolcu edeceğim, yeter ki siz bana destek verin. Bu milleti zulümden kurtaracağım. Bana oy versin, vermesin hiçbir vatandaşım hakkında ayrım yapmayacağım. Herkese eşit davranacağım. Benim için yandaş yok, sadece ve sadece vatandaş var. Bana destek verin Recep Tayyip Erdoğan’ı dut yemiş bülbüle çevireyim" dedi.

Kılıçdaroğlu Erdoğanı dut yemiş bülbüle çevirecek

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim gezilerine bugün Elazığ’da devam etti. İstasyon Meydanı’ndaki miting öncesi sağanak yağmur yağarken, alanda toplanan yaklaşık 5 bin kişi, oluşan su birikinleri nedeniyle zor anlar yaşadı.

Haberin Devamı

Miting alanına bir saat gecikmeyle gelen Kılıçdaroğlu, bu durumu Başbakan Erdoğan’a bağladı. Kılıçdaroğlu, "Buraya bir saat gecikmeyle geldim nedeni de Recep bey. Odalar Birliği toplantısına 45 dakika geç geldi. Kürsüden son sözüm şu oldu; ’Zamanı iyi yönetemeyen ülkeyi hiç yönetemez.’ Onun için bir saat gecikerek geldim kusura bakmayın. Yoksa ben her mitinge zamanında gelirim" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Biliyorum Recep Bey kızacak ama Elazığ’ın Allahı’na kurban" diyerek konuşmasına başladı. AK Parti’nin gövdesini silkelemek için yola çıktıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yola çıktığımda söz verdim; AKP’nin gövdesini silkeleyeceğim. Dallarını da size emanet ediyorum, onu da siz silkeleyin. Ama dallarını silkelerken sakın aklınıza gelmesin, ’Efendim işte dalları silkeledik aşağıya elma, armut gibi bir meyve düşer.’ Bunları düşünmeyin, bunlar bereketsiz, kafanıza taş düşmesin. Neden ’Bereketsiz’ diyorum. 1987 ile 2010 arasında Türkiye’deki büyüme yüzde 47. Bu sürece Elazığ’daki büyüme yüzde 4.5. Nasıl oluyor bu? Elazığ’da işsizlik var mı? Millet mi doğruyu söyler Recep Bey mi? Millette işsizlik var ama Recep Bey’e göre Türkiye’de işssizlik yok, işsizlik sorunu yok. 9 yıldır iktidardalar. Allah aşkına 9 yıldır ne yaptılar biliyor musunuz? Bunların bir sloganı var meşhur. Diyorlar ki ’İstikrar sürsün Türkiye büyüsün.’ Peki Elazığ’ın gühanı ne? Niye büyümüyor? Elazığ’ın fabrikalarını kapattılar."

Haberin Devamı

RECEP BEY DUYMASIN LİSEYİ BİRİNCİLİKLE BİTİRDİM

Çocukluğunun Elazığ’da geçtiğini ve Kültür Mahallesi’nde oturduklarını ve liseyi burada okuduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Ama Recep Bey duymasın bu kardeşiniz çalışkan birisiydi. Ticaret Lisesi’ni birincilikle bitirdim. Neden bunu söylüyorum? Elazığ’ın çayını içtik, yemeğini yedik. Siyasete girerken bir söz verdim, millete yalan söylemiyeceğim. Bak, güzel bir pankart var diyor ki ’Recep Bey’in sözünü dinledik 3 çocuk yaptık, 4-C olduk’. Tekel işçilerinin çektiği sıkıntıyı biliyorsunuz. 4-C’lilere benim sözüm var. Türk-İş Genel Merkezi’nin önünde söz verdim onlara halkın iktidarında ne 4-C’li ne de 4-B’li olacak, herkes kadrolu devlet memuru olacak. Elazığ’a bir şey yapmadılar ama bir hakkını teslim edelim. AKP gelmeden önce Elazığ’da iki tane İcra Dairesi vardı, şimdi yüzde 100 arttırdılar, Elazığlılar’a hayırlı olsun. Elazığlı’yı borç batağına batırdın, perişan ettin, esnaf siftah etmedi. Eskiden alınteri fışkırırdı, insanlar üretirdi. Şimdi borçlarını ödeyemiyorlar ve Recep Bey, milletin borcunu tahsil etmek için icra dairesini 2’den 4’e çıkarmış. Elazığ’a verdiği hizmet bu. Buraya geldiği zaman deyin ki ’Sayın Başbakan Elazığ’da 4 tane icra dairesi yaptınız ne olursunuz bu icra dairelerini ziyaret edelim.’ Bu dosyaları üst üste koyalım bakalım senin boyunu aşıyor mu aşmıyor mu?"

Haberin Devamı

BAKAN AKDAĞ’I ELEŞTİRDİ

Kılıçdaroğlu, taşeron işçilerin ömür boyu asgari ücrete mahkum olduğunu belirterek, bu köleliğe izin vermeyeceklerini söyledi. Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın görme engelli bir işçiyle dün arasında geçen diyaloğu da gündeme getiren Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

Haberin Devamı

"Dün Sağlık Bakanı, Batman’a gitmiş. Görme engelli bir taşeron işçisi de derdini anlatmak istemiş. Bereket versin Recep Bey değildi yoksa o derdi ’Al ananı git’. O da diyor ki ’Bana kadro verin’: Hakkını istiyor o. Bakan da ’Sen dua et biz sana iş bulduk hadi çekil ordan’ demiş’. ’Millete hizmet ediyoruz’ diye geldiler, millete zulüm etmeye başladılar. Biz hiçbir vatandaşı ayrı tutmayacağız. Ne Fevzi Çakmak’ı ne Kültür Mahallesi’ni, hepsini birleştireceğiz. Kardeşliğin barışın adresi olacağız. ’Efendim geçmişte bizi ayıyorlardı, yok türbanlı, başörtülü, pantolonlu’. Bunları bitiriyoruz. Şöyle bakıyorum insana, insan düşünceleriyle etnik kimliğiyle Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üzerinde yeri vardır. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. O tuzağa düşmeyeceğiz. Bu ülkede çalışmak isteyen üretmek isteyen herkesi kucaklayacağız."

İstanbul’a kanal projesini de eleştiren, Kılıçdaroğlu, milletin aç olduğunu ve Samsun’da 2.5 aylık Kübra bebeğin annesinin kuçağında açlıktan öldüğünü, Denizli’de bir bebeği hasteninin bahçesine bırakan annesinin ’Çocuğuma bakımıyorum’ notu bıraktığını anlattı. Kılıçadoğlu, şöyle devam etti:

Haberin Devamı

"Milleti soya soya hangi hale getirdiler. Diyor ki ’Ben siyasete girerken ayakkabım yırtıktı’. Hadi buyur bakalım. Yırtık ayakkabıyla siyasete girenin haline bakın Allah aşkına. Size sözüm, ahdım var. Siyasetten zenginleşmeyeceğim, halk zenginleşecek, halkın cebi para görecek ki bu ülkede huzur olsun. Yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Aile sigortasıyla tarihe gömeceğiz. Geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan her ailede kadının banka hesabına 600 TL para yatıracağız. Onun yoksulluğunu da teşhir etmeyeceğiz.Yoksulların bu ülkede onurunu koruyacağız. Onların da bu ülkenin namuslu, dürüst gelir elde etmesi gereken kişiler olduğunu kabul edeceğiz. Allah aşkına sen iş verdin de millet çalışmadı mı? Açlıktan ölecek sesini çıkarmayacak, sözde makarna bulgur verecek. Niye makarna bulgur veriyorsun, çünkü ondan da yolsuzluk yapacak. Mahsuni Baba’nın güzel bir deyişi var. ’Yoksulun sırtında doyan doyana’ diye. Aslında bunları tarif etmiş. Bu ülkede huzuru getirmenin yolu evde herkesin mutlu olmasıdır. Evde mutluluk varsa mahallede olur mahallede var, ilde vardır, ilde varsa Türkiye’de vardır. Biz bunu istiyoruz. Herkes huzur barış içinde yaşasın. Elazığlı kardeşim diyor ki ’Üzümcünün hali ne olacak?’ Elazığ’ın üzümlerini bilmez miyim? Şurada bir fabrika vardı üzümler oraya gelirdi. Üzümcünün derdini biliyorum. Bedelinin ödenmediğini biliyorum. Şeker pancarının durumunu biliyorum. Nedenin ABD olduğunu biliyorum. Amerika’dan talimat aldıklarını biliyorum. Ben bilmez miyim bu kardeşiniz bilmez mi?"

HA BİRE CEZAEVİ YAPIYORLAR

Günde 16 saat çalıştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Sizin için çalışacağım. Sizden de günde 10 dakika çalışmanızı bekliyorum. Çevrenize deyin ki ’Yeni bir CHP geldi, yeni bir anlayış geldi. Halkın dertlerini dinleyen sorunlarını çözmek isteyen CHP geldi’ Çok sayıda emeklimiz var aramızda. 9 milyon emekliye sesleniyorum; Eğer siz diyorsanız ’Aldığım para çok iyi yaz tatillerini Kanarya Adaları’nda geçiriyorum, her türlü imkanımız var’ diyorsanız adresiniz AKP, gidersiniz oyunuzu verirsiniz. Hayır eğer derseniz ’Bu aylık bana yetmiyor, milli gelir artışından pay vermiyorlar, benim de hakkım var yaratılan katma değerden pay almaya’ diyorsanız sırtınızı AKP’ye dönünüz. Gelin oyunuzu CHP’ye verin" diye konuştu.

Hükümete yüklenmeye devam eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bunların bir sloganı vardıya. ’İstikrar sürsün Türkiye büyüsün’, aslında ’Düzen devam etsin biz zaten malı götürüyoruz’ diyorlar. Devletin resmi rakamlarından örnek. 2002 hapisteki tutuklu ve hükümlü sayısı 59 bin 429 kişi. 28 Nisan 2011’de ise bu sayı 59 binden 123 bine çıkmış. İstikrar sürsün mü. Bu istikrar sürsünmü?Biilin sürerse bir dahaki 4 yılda hapistekilerin sayısı 123 bin değil 223 bin olacak. Vatandaş borcunu ödeyemiyor icradan kaçıyor. Bugün Türkiye’de herkesin aşağı yukarı borcu var. Bunlar ne yaptı ha bire cezaevi yaptı. 49 tane yeni hapishane yaptılar. Size soruyorum 49 hapishane yerine 49 tane fabrika yapsaydınız orada işçiler çalıyşsaydı, alın teri dökseydi evine helal ekmek götürselerdi günah mı işlemiş olurlardı?"

DUT YEMİŞ BÜLBÜLE ÇEVİRECEĞİM

Kılıçdaroğlu, milletten destek isteyerek, şöyle konuştu:

"Hiç meraklanmayın ben onu yolcu edeceğim, yeter ki siz bana destek verin. Bu milleti zulümden kurtaracağım. Bana oy versin, vermesin hiçbir vatandaşım hakkında ayrım yapmayacağım. Herkese eşit davranacağım. Benim için yandaş yok, sadece ve sadece vatandaş var. Gençler bir askerlik süresini 15 aydan 9 ay sonra aşamalı olarak 6 aya indireceğim. Ben bunu söyledim. Aile Sigortası için de diyorlardı ki ’Kaynak yok.’ Baktılar para var, şimdi dut yemiş bülbül gibiler. Destek verin güç verin Recep Tayyip Erdoğan’ı dut yemiş bülbüle çevireceğim. Size daha başka bir sözüm de var. Çocuklarımız üniversiteleri kazanırlar, anne baba sevinir, bir süre sonra dert başlar. Yurt yok. 2 yıl içinde halkın iktidarında yurt sorurnu diye bir kavram olmayacak. Bütün genlerimiz geni yurtlarda kalacaklar. Size bir sözüm var. Hepimizin durumu iyi olsa dahi bir ülkede barışın ve huzurun olmasının yolu özgürlük ve demokrasiden geçer. Bizim gibi düşünmeyen insanlarada saygı göstereceğiz. Farklılıklarımıza saygı duyacağız. onlarda bizim insanlarımız kardeşlerimiz ayrılık gayrılık olmayacak. Bizim ülkemizin bereketli toprakları yağmuru denizi var, gölünüz, Keban’ınız var. Bu ülkede yoksul insanlar olur mu? Keban burada, ovalar burada, suyla toprağı buluşturumıyoruz. Ferhatla, Şirin’in buluşması lazım. Onları buluşturacağız. Herkes çalışacak emek sarf edecek."

SAHTEKARLIK PROFESÖRÜ

Kılıçdaroğlu, YGS’deki şifre iddilarını da gündeme getirip, şunları söyledi:

"1 milyon 700 bin çocuğumzun umuduyla oynadılar. Sınavlarda hile yaptılar şifre yaptılar. 1 700 bin çocuğu sahip çıkın bu iktidara oy vermeyin. Sınav yapamayan bir hükümet devletimi hükümetimi yönetir. Basit bir sınavı bile yapamadılar. Bu rezilliği yapan insanında ünvanında profesörlük var ne profesörlüğü herhalde sahtekarlık profesörlüğü var. Söylüyorum ar damarı patlamışsa ayrıl yerinden ama ar damarı patlamamışsa otur yerinde."

YÜREĞİ YETMİYORSA BAKANLARIYLA KARŞIMA ÇIKSIN

Kılıçadoğlu, Başbakan Erdoğan’ın kendisiyle ilgili bir sürü şeyler söylediğini, kendisinin de devletin bütün arşivlerinin elinde bulunduğunu belirterek, şöyle dedi:

"Gel arkadaş sen bana soru mu sormak istiyorsun, senin istediğin televizyon kanalında oturalım tartışalım. Sen sor ben cevap vereceğim, ben soracağım, sen cevap vereceksin. Şunun hakkını veriyorum. Diyebilir ki, ’Ya arkadaş benim o kadar bilgim yok senin karşına çıkarsam mahçup olurum’ derse ona şu imkanı da veriyorum. Yetmezsen bütün bakanlarınıda getir. Ama ben tek başıma çıkacağım. Karşıma çıkabilir mi? Recep Tayyip Erdoğan televizyonda karşıma çıkabilir mi? Ben de biliyorum çıkamaz. Niye çıkamaz, bir geçmişinin temiz olması lazım, iki kul hakkı yememesi lazım, üç mangal gibi yürek lazım. Onun ezberini bozdum, kimyasını bozdum, şifresini çözdüm. Bakın en son itiraflara başladı. Diyorki benim bazı bakanlarımın adı yolsuzluğa karıştığı için milletvekili listelerinde onlara yer vermedim. Buradan sesleniyorum, Gakkoşçların memleketinden sesleniyorum, sende zerre kadar onur varsa o yolsuzluk yapan bakanların ismini bu millete anlatırsın. Her yerde bunu soracağım. Hem yolsuzluk yapıyorlar diye itiraf edeceksin. Bu kardeşiniz itiraf ettirdi ona."

Kılıçdaroğlu, mitingten sonra Elazığ yöresel şapkalarından 8 köşeli şapka takıp, boynuna poşu taktı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kentten ayrılırken havaalanında gazetecilerin, Şırnak’ın Uludere İlçesi’nde öldürülen 12 PKK’lı için kepenklerin kapatılması eylemlerine na Diyarbakır’da partisinin seçim bürosunun kapatılıp destek verilmesiyle ilgili soru üzerine, şöyle dedi:

"Yani biz terörün bitmesini isteriz. Terör olmasın, can kaybı olmasın. Bu ülkede huzuru ve barışı sağlayalım diyoruz. Çıkış noktamız bu, bunu her yerde söylüyoruz. Güneydoğu Anadolu ile ilgili olarak da bizim çözümlerimiz, projelerimiz belli. En sağlıklı, en tutarlı çözümleri yine yazan üreten biziz. Bölgeye de gidiyoruz, yurttaşlarımızla da konuşuyoruz, onların dertlerini de dinliyoruz. Sonuçta biz bir can kaybının olmasını istemeyiz, terör bitmeli, Herkes evine alın teriyle kazandığı sıcak ekmeğini götürebilmeli."

Kılıçdaroğlu, "Diyarbakır CHP İl Teşkilatı ile konuyu görüştünüz mü?" şeklindeki soruya ise "Hayır, hayır ben görüşmedim arkadaşlar. Görüşmedim, görüşecek zaman da yok zaten" cevabını verdi.

Kılıçdaroğlu açıklamasının ardından özel uçakla Erzincan’a hareket etti.