Siyaset Kılıçdaroğlu'ndan 'dehşet verici' belge

Kılıçdaroğlu'ndan 'dehşet verici' belge

21.01.2014 - 14:29 | Son Güncellenme:

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında "Dehşet verici bir belge açıklayacağım arkadaşlar. Yolsuzluğun boyutu o kadar büyük ki... Bu ülke sömürülmeye layık bir ülke mi? Yazık günah değil mi? " dedi.

Kılıçdaroğlundan dehşet verici belge

İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Ben beklerdim ki Sayın Başbakan çıkıp şunu söylesin. Biz 3Y ile mücadele için iktidar olduk. Kim yolsuzluk yaparsa üzerine gideceğiz, isterse babam olsun. yolsuzlukları nasıl örteriz bunun mücadelesini verdiler.

'DEHŞET VERİCİ BİR BELGE AÇIKLAYACAĞIM'

Haberin Devamı

Dehşet verici bir belge açıklayacağım arkadaşlar. Yolsuzluğun boyutu o kadar büyük ki... Bu ülke sömürülmeye layık bir ülke mi? Yazık günah değil mi? Siz sabah akşam kul hakkı yemek haramdır diye söylüyorsunuz. Nedir bu paralar? Öyle bir noktaya geldik ki yolsuzluğu savunan bir başbakan portresi çıktı karşımıza. Yolsuzlukla mücadele değil. bunu anlamak mümkün değil. bu olay nedir biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin, Türkiye Cumhuriyeti devletini soymasıdır.

KOMPLO MOMPLO HEPSİ HİKAYE
Dört bakan istifa etti. Bazılarının çocukları içerde. Bazıları aranıyor, kimileri kaçtı. Olay büyük. Efendim bize komplo momplo bunların hepsi hikaye.

'DEVLETİN ÇÖKTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ'

Bu kadar büyük bir yolsuzluğu örtmenin yolu nedir? Devleti çökertmektir. Devleti çökertmek nedir? Yasama yargı yürütme. Birisi çökertirseniz devlet çökmüş olur. İlk kim farkına vardı bunun? TBMM Başkanı, anayasanın 138'nci maddesi çökmüştür dedi, bitti. Yargıya hiçbir organ talimat veremez diyor. Bu çöktü diyor. Devletin çöktüğünü görüyoruz. Devlet kiriz görüyoruz. Yönetmeliği apar topar değiştirdiler, polisi savcının değil hırsızın emrine vermeye çalıştılar. Gitti Danıştay iptal etti. Apar topar parlamentoya HSYK ile ilgili bir kanun teklifi geldi. Başta sayın cumhurbaşkanı kaygılarını dile getirdi.

Biz her yerde doğruları savunduk. Anayasa görüşmelerine de oturduk. Dedik ki Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş bir anayasaya ihtiyacı vardır. Demokratik bir anayasaya ihtiyacı vardır. Örgütlü toplumu ayağa kaldıran bir anayasa ihtiyaç vardır. Oturduk, maddelerden birisi HSYK'ydı. Üç arkadaşımız görev yaptı. Bakın şu HSYK ile ilgili anayasa uzlaşma komisyonunun metni. Hakimler Yüksek Kurulu, savcılar Yüksek kurulu oluşturuluyor. Yeşiller dört partinin uzlaştığı metindir. Kırmızı, sadece ve sadece iki parti tereddütlerini ifade ediyor. Biz dedik ki, 60 maddede uzlaşma sağlandı, çekin başkanlık teklifini. Hayır dediler biz başkanlık teklifini çekmiyoruz. Biz savunduk onlar ortadan kaldırdılar. Olay gündeme gelince, sayın cumhurbaşkanı teklifin anayasaya aykırı olduğunu herhalde görmüştür. Görmemek mümkün değil çünkü.

'TARİHE NOT DÜŞMEK İÇİN ANLATIYORUM'

Sayın cumhurbaşkanına gitmeden önce gazeteciler ve anayasa hukukçusuyla beraberdik. HSYK'nın yeniden yapılanması için görüşümüzü sordular. Biz Türkiye'nin demokratik bir anayasaya sahip olmasını isteriz. Ortada bir devlet krizi var. Krizi fırsata döndürmek de mümkün. Bizim iki koşulumuz var dedik. Bir HSYK teklifini geri çekin. İki, yolsuzluk davalarına müdahale etmeyin, o kendi mecralarında yürüsün. Biz o zaman otururuz her türlü desteği veririz. Böylece çıkan krizi fırsata dönüştürürüz. Aynı söylemi ben sayın cumhurbaşkanına da ifade ettim. Bunları anlatmamın nedeni şu. Bir tarihe not düşmek, birileri hala utanmadan yalan söylüyor, onun yalanını aydınlatmak.

'SİZİN GENEL BAŞKANINIZ SİZE YALAN SÖYLÜYOR'

Diyorlar ki, siz gelmediniz. Anayasa değişikliği olacaktı CHP kabul etmedi. Az önce söyledim gelişmeler. Geçen Salı günü gruptan hemen sonra, muharrem beyi AKP grubuna gönderdik, telefonda konuştu. Sayın Nurettin Canikli ile, sayın adalet bakanı ile. Bakın sayın cumhurbaşkanı da bu konuda çok duyarlı. HSYK ile ilgili anayasada düzenleme yapalım diyor, lütfen teklifi geri çekin sizin samimiyetinizi görelim. Masaya oturup gerçekten çağdaş bir anayasa yapacağız. Bir görüşüp döneyim, verilen ilk yanıt bu. Sonra dönüldü, biz teklifimizi geri çekmiyoruz.

Şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin milletvekillerine sesleniyorum, sizin genel başkanınız size yalan söylüyor, doğruları söylemiyor. Bunları tarihe not düşmek için söylüyorum. Biz samimiyiz, onlar samimi değiller.

'BU BİR AKP KLASİĞİ'

Onların samimi olmadığını CHP milletvekilleri çok iyi biliyor. Söz verip, bazı maddeleri geri çekiyorlar, bu maddeyi geri getirmeyeceğiz diyorlar. Genel Kurul'da, aynı maddeyi tekrar getiriyorlar. Biz bunu biliyoruz. Bu bir AKP klasiği. O nedenle dediler ki bir şey yapmamız lazım. Ne yapmamız lazım? Tek yolu var, devleti çökertmek. HSYK yasa teklifinin geliş nedeni de budur. Mahkemeleri adalet bakanına bağlamak.

Bir açıklama yaptı. Anayasa değişikliği konusunda oturalım konuşalım. RTÜK benzeri bir model getirelim dedi. İtiraz ettik, dedik ki bir hakimin yakasında siyasi partinin rozeti olmaz, hakim olmaz o zaman. RTÜK benzeri bir şey olmaz.

'BUNU ÖRTECEK BEZ YOK'

Neden bu olaylar bu kadar çok büyük? Bu olaylar kapanmaz arkadaşlar, HSYK yasası da çıksa bu olay kapatılmaz. Olay büyük, neresini örteceksiniz. Bunu örtecek bez yok, bu kadar açık bu kadar büyük. Bizzat başbakan bu olayların içinde, başaktör. O nedenle kendisine başçalan dedim, başbakan değil başçalan. Bunu da her ortamda ispat etmek mümkün. Telefonla konuşuyor, Beykoz'daki özel orman arazilerini imara açmak için. İş adamı açıyor başbakana telefon, abi bu şey çıkmayacak mı diyor. Başbakana abi diyor. Tabi tabi diyor, çıkacak diyor.

'SİZİ ALET EDİYOR KENDİ YOLSUZLUĞUNA'

AKP milletvekillerine sesleniyorum. Yasama organı yerine siz değil, başbakan konuşuyor. Sizi alet ediyor kendi yolsuzluğuna farkında mısınız bunun?

'YA DEVLETİN DİBİNE DİNAMİT KOYACAKSINIZ, YA BU ÜLKE AYDINLIĞA KAVUŞMUŞ OLACAK'

Yine İBB'ye bağlı bir genel müdür ile, çok büyük bir inşaat şirketinin sahibi konuşuyor. Diyor ki bu Beykoz'daki özel orman arazilerini satın alayım mı? Alabilirsin diyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin saygı değer milletvekillerine sesleniyorum. Yolsuzluklarda sizi kullanıyorlar, alet ediyorlar. Siz yasama organının üyesisiniz, yürütme organının değil. torba yasa getiriyorlar, her torba yasasının içinde yolsuzluğa yönelik madde var. Hala el kaldırıyorsunuz. Çocuklarınıza hesap vereceksiniz yarın. Bu yolsuzluk dosyalarını aklama konusunda duyarlı olun. HSYK teklifi görüşülecek biraz sonra, getiriyorlar. Ya devletin dibine dinamit koyacaksınız, ya bu ülke aydınlığa kavuşmuş olacak. Adalet bakanına mahkemeleri bağlıyorsunuz, anayasa mahkemesini de başbakana bağlayın, aynı şey. Böyle bir şey olabilir mi?

HALA 'DELİLİ VAR MI' DİYOR

Merak ettiğim bir şey daha var. Olay bu kadar açıkken, hala bakanlar çıkıp 'bunun delili yoktur' diyorlar. Sağlık Bakanı gitmiş, Trakya Birlik'in mali genel kurulunda konuşuyor. 'Delili var mı?' diyor. Birisi var var demiş, kutu kutu demiş. Hala delili var mı diyor yahu. Başbakanın konuşmaları var, oğlunun konuşmaları var, genel müdürlerin konuşmaları var, milyon dolarları var, haram parayla umre var, 700 bin liralık saat var, yahu gözünüz doymadı mı daha? Ne olacak?

'SEN KİME SECDE EDİYORSUN'

İş öyle bir noktaya geldi ki, gerçekten oturup kendimizi sorgulamamız gerekiyor. Bu ülke bu hale nasıl geldi diye. Din iman edebiyatıyla bu hale nasıl geldi diye. Bunların bir milletvekili var kalktı bir laf etti. Allah'ın bütün vasıflarını Tayyip Erdoğan üzerine almış diye. Milletvekili bakın. Yahu arkadaş sen nasıl ibadet ediyorsun, kime secde ediyorsun, din anlayışın ne ben anlamıyorum. Sözde bunu söyleyerek yolsuzlukların üstünü kapatacak. Yahu sen kul hakkı yemenin en büyük günah olduğunu nasıl bilmezsin.

Bunlar biliyorsunuz bir de peygambere nüfus cüzdanı çıkarmışlardı. Söylerken utanıyorum ama, altında da Ak Parti yazıyor. Batsın sizin aklığınız.

'BİZİM TARİHİMİZ YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE TARİHİDİR'

Halkın en temiz duygularını sömürüyorlar, inançlarını sömürüyorlar, bir dikta rejimi yarattılar. Bu nokta bizim için iç açıcı bir nokta değil. Oysa bizim tarihimiz yolsuzluklarla mücadele tarihidir. Arkadaşlarım iki örnek getirdiler. Türkiye Cumhuriyeti'nin üçüncü hükümetinde iki bakanın adı yolsuzluğa bulaşıyor. Hemen yüce divana gönderiliyorlar. Bize komplo kuruldu demiyorlar. Suat Hayri Ürgüplü, bir yolsuzluk söylemi çıkıyor ortaya. Kendi iradesiyle "ben Yüce Divan'a gidip aklanmak istiyorum" diyor. Gidiyor ve aklanıyor.

'AYAKKABI KUTUSUNUN PARALEL DEVLETLE NE İLGİSİ VAR'

Geldiğimiz nokta ne? Yolsuzluk var, dört bakan istifa etmiş, fezlekeler daha gelmiyor. Peki benim merak ettiğim, bu ayakkabı kutusundan çıkan paranın paralel devletle ne ilgisi var? Başbakan bu sorulara nasıl cevap verecek. Sormazlarsa ayıp ederler, bu soruları Sayın Başbakan'a mutlaka sorun.

'DIŞ MİHRAK ÜÇKAĞITÇILIĞINA KANMAYIN'

İtalya'da yürekli bir savcı Antonio di Pietro çıktı ben yolsuzluklarla mücadele edeceğim dedi. Onunla röportaj yapılıyor. Türkiye'deki yolsuzluklarla ilgili diyor ki, savcılar sonuna kadar gitmeli demokrasiye darbe söz konusu. E savcılar görevden alındı. Birinci çözülme buradan. Dış mihrak üçkağıtçılığına kanmayın. 'Bana da ABD ajanı dediler' diyor. "İtalya'da yolsuzluk soruşturması yapıyorum, bu ABD ajanı dediler. Sonuna kadar gittim mücadele ettim" diyor. Ama onun bir güvencesi vardı, hukukun üstünlüğü. Hükümet bütün baskılara rağmen yargıya müdahale edemedi. O kararlılıkla yolsuzlukların üzerine gitti. Türkiye'deki soruşturmalar ciddi hasar aldı diyor. Oysa diyor, soruşturmayı başlatan savcı en derin bilgilere sahip olan kişidir diyor. Şöyle bir cümlesi var, "Türkiye'deki bu yer değiştirmeler, soruşturmaya müthiş zarar veriyor. Soruşturmaları durdurmak amacıyla yapılıyor. Bütün bunları emredenler yüksek suçlu zihinlerdir" diyor.

DI PIETRO 'HSYK DÜZENLEMESİ ÖLÜM VURUŞU OLUR' DİYOR

Yine diyor ki, İtalya'da da kutulardan para çıktı diyor, bunu önlemek için polisin hırsızdan daha hızlı hareket etmesi gerek diyor. Biz de ne oldu, yönetmelik değişikliği yaptık. Ve HSYK ile ilgili düzenlemeye şunu söylüyor "HSYK düzenlemesi ölüm vuruşu olur, hırsız kendi hakimini seçemez" diyor. Ve umarım bunu canlarıyla ödemezler diyor. Çünkü İtalya'da bazı savcılar öldürüldü yolsuzluk soruşturmasını yaparken.

Haberin Devamı

Video için tıklayın