Kışkırtanlar belli

Gazetemizin Genel Yayın Müdürü Abdi İpekçi, katledilişinin 27. yıldönümünde, Eskişehir'de düzenlenen panelle anıldı. Hürriyet gazetesi yazarı Tufan Türenç, yaptığı konuşmada, "Türkiye'de sağduyunun sesi olan İpekçi, bu sesi susturmak isteyenler tarafından öldürüldü" dedi. Türenç, İpekçi'nin, çizgisi çok yüksek, düşündükçe, konuştukça, çalıştıkça, yazdıkça büyüyen bir insan olduğunu söyledi. İpekçi'nin her zaman doğru habercilikten yana tavır aldığını belirten Türenç, şöyle devam etti:"Abdi İpekçi, muhabirlerin yanlı haber yazmasına izin vermezdi. Haberlerin yorumsuz yazılmasını isterdi. Çok zor adam seçerdi. Kadrosuna aldığı adamı da kolay kolay işten çıkarmazdı. Özel hayatın malzeme yapılmamasına önem verirdi. İpekçi'nin cinayeti bugüne kadar aydınlanmamıştır. Abdi İpekçi'yi vuran silah da bulunamadı. Ağca'nın vurduğu söylenir ama bu da kesin değildir. Ağca zaman zaman İpekçi'yi vurmadığını söyledi." Doğru haberden yana Milliyet yazarı Derya Sazak da İpekçi'nin, ülkenin askeri rejime sürüklendiği bir dönemde öldürüldüğünü anımsatarak, o dönemde işlenen cinayetlerin hepsine "karanlık" denemeyeceğini söyledi. Söz konusu cinayetlerin nasıl ve kimler tarafından işlendiğinin belli olduğunu ifade eden Sazak, şöyle konuştu:"Bazıları hüküm giydi. Bunlardan biri de Ağca'ydı. Bazı paşalar anılarını yazıyor. Diyorlar ki, 'Özel Harp Dairesi'ni komünizm ve Sovyetlere karşı kurduk.' Aynı paşalar, 12 Eylül'e giden yolda sağı ve solu, ama daha çok sağda yer alan MHP'yi ve ülkü ocaklarını ve buradan yetişen birtakım insanları ülkenin aydınlarına karşı tetikçi olarak kullandılar." Karanlık değil