'Kuvayı Milliye güçleri gibi'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) Kurtuluş Savaşımızdaki Kuvayı Milliye güçleri gibi bir sivil oluşum olduğunu, bunların terör örgütü değil, kendi vatanlarını savunan milli bir yapı olduğunu söyledi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısına Başbakan Binali Yıldırım ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte geldi. Erdoğan, konuşmasında şu mesajları verdi:

ORTAKLIK YAKIŞIR: CHP’nin başındaki zat aynen kendi ifadesiyle ‘YPG terör örgütü değil vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur’ dedi. Bakın bu çok önemli. Terör örgütünü böylesine sahiplenmiş bir kişidir. YPG dediği, PKK’nın Suriye kolu. Yani bu kişi şu anda Afrin Operasyonu’nu yürüten askerimize kurşun sıkan terör örgütünü savunuyor. Kazdıkları çukurlarla vatandaşlarımızın hayatlarını zehir eden teröristleri, ‘barikat kuran arkadaşlar’ diye takdim eden bunlar değil miydi? Bölücü terör örgütünün siyasi uzantısıyla öyle iç içe geçmiş durumdalar ki ortak eylemden, seçime ortak girmeye doğru şu anda gidiyorlar. Hayırlı olsun, çok isabetli olur. Bunlara da her türlü ortaklık, her türlü birliktelik yakışır.

ÖSO MİLLİ YAPI: FETÖ’ye avukatlık yapan, HDP ile kanka olan, PKK’nın izinden giden, PYD’ye övgüler savuran ana muhalefet ekibinin, sıra ÖSO’ya gelince, bakıyorsunuz bir anda nevri dönüyor. Dünyada hiçbir devletin, hiçbir istihbarat kuruluşunun, hiçbir insan hakları örgütünün bulamadığı bir gerçeği bunlar keşfetmişler. Neymiş? ÖSO bir terör örgütüymüş. PYD’ye parti diyenlerin ÖSO’ya terör örgütü demesi bizi şaşırtmaz ama birilerinin kafasını karıştırabilir. ÖSO, terör örgütü değil, kendi vatanlarını savunan, içinde her meşrepten, her inançtan, her etnik kökenden insanın bulunduğu milli yapıdır. Şu anda Burseya Dağı düştü. Şimdi oradaki tepeleri, dağları da inşallah Mehmetçiğimiz ÖSO ile beraber düşürmenin adımlarını atıyor. ÖSO kendi vatanlarını korumak için bir araya gelip, organize olmuş, bizim de desteklediğimiz, tıpkı Kurtuluş Savaşımızdaki Kuvayı Milliye güçleri gibi bir sivil oluşumdur.

OSMANLI MİLLET DEVLETİYDİ: Bu zatın cehaletini sergilediği bir başka konu da millet meselesidir. ‘Osmanlı’da millet mi vardı?’ diyor. Sen bir partinin genel başkanısın, gençlere hitap ediyorsun. Buraya gelirken millet mefhumu, millet kavramı nedir bir oku. Ama okuma özürlü. Ardından ne diyor? ‘Millet, cumhuriyetle beraber oldu’ diyor, böyle devam ediyor. Tabii bu ve benzeri kişilerin kafasındaki millet, milliyet tanımı Fransız İhtilali ile dünyaya yayılan kavramlardan ibaret olunca ortaya garabetler de çıkabiliyor. Halbuki bizim kendi medeniyetimizin, kendi tarihimizin, kendi kültürümüzün bir millet tanımı var. Bu bakımdan Osmanlı tam bir millet devletiydi. Milleti ve milliyeti Fransız İhtilali’nden, Alman faşizminden, bunların yol açtığı vahşetler üzerinden kurulan Batılı teoriler üzerinden okuyanlar elbette böyle saçmalar.

KİMSEYİ GÖZÜMÜZ GÖRMEZ: Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Kimsenin canına kastetmek gibi bir düşüncemiz asla yoktur. Bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmemizin sebebi 6-7 yıldır bu oldu. Ama bu noktadan sonra artık kimseyi de gözümüz görmez. Sınırlarımızdaki terör tehdidi tamamen ortadan kalkana, halen ülkemizde bulunan 3,5 milyona yakın Suriyeli kardeşlerimiz kendi evlerine güven içinde dönene kadar durmayacağız. Açıkça ilan ettiğimiz şekilde yanlarında kimin olup olmadığına bakmaksızın teröristlerin üzerine gitmeye devam edeceğiz.

'Toplarımızın sesini de mi duymuyor?'

Maalesef Türkiye’de ana muhalefet partisi olan ama yaptıklarıyla adeta ana hıyanet partisine dönüşen bir parti, daha doğrusu bu partinin başındaki zat ve onun şürekası bir ekip var. Ülkesini, devletini seven gerçek CHP’lilerin de bizimle aynı hissiyata sahip olduğuna inanıyorum. Bu zat Kurtuluş Savaşı yıllarındaki zorluklardan hareketle Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği yeri küçümseyen sözler ediyor. Hadi bizim sözlerimize kulak vermiyor da her gün televizyonlarda yayınlanan Zeytin Dalı Operasyonu’nu da mı bu adam izlemiyor? Askerlerimizin elindeki yerli silahları da mı görmüyor? Ke ndi üretimimiz toplarımızın sesini de mi duymuyor? Her şeyiyle bize ait silahlı insansız hava araçlarımızdan da mı heyecan duymuyor?

GAFLETE BAK: Söylediği lafa bak, ‘Bir tane delikli tüfek yapamazsan, nasıl savaşacaksın’. Gaflete bak, zavallılığa bak. Türkiye bunları çoktan aştı. Onlar sizin ecdadınızın veya sizinkilerin zamanına ait bir süreçti. Artık biz bunları yapıyoruz. Peki, işi ecdadımıza hakarete vardırmasına ne diyeceğiz? Neymiş, ‘Osmanlı hiçbir şey üretmemiş. Her şey cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuş. Sonra gelenler onları da batırmış’. Bunun adı düpedüz yalancılıktır, iftiradır.

SAVUNMA SANAYİ DEHASI: Şimdi bu zata şöyle hızlı ve özet bir tarih dersi vermek artık vacip oldu. İstanbul’da ‘Tophane’

diye bir semt var. Buranın adı 500 yıldır Tophane. İstanbul’un fethinin hemen ardından burada kurulan dökümhanelerde devrin en gelişmiş topları üretiliyor. Fatih Sultan Mehmet Han’ın, diğer birçok meziyetinin yanı sıra bizzat kendisi top tasarlayan ve inşa ettiren bir savunma sanayi dehasıydı. Bu zatın, Cumhuriyetle birlikte kurulduğunu sandığı Makine Kimya Endüstrisi Kurumu 1950’de bu isimle faaliyete geçmiştir. Ondan önceki ismi Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü. Osmanlı dönemindeki ismi İmalatı Harbiyeyi Umumiye Müdürlüğü. Bay Kemal, bunları duydun mu? Cumhuriyet döneminde yapılan iş, başkentin Ankara’ya taşınmasına paralel olarak askeri fabrikalar için de Anadolu’nun tercih edilmesidir.

DİNAMİTLEYEN SİZ DEĞİL MİSİNİZ?: CHP’nin en önemli özelliği, milletimizin ortak değeri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk istismarcılığıdır. Her sıkıştıklarında ona, onun sözlerine başvurdukları gibi bugün de aynısını yapıyorlar. Başka sermayeleri kalmadı... Gazi Mustafa Kemal’in büyük bir ferasetle başlattığı savunma sanayi hamlesinin önünü İkinci Dünya Savaşı’nı bahane ederek kesen siz değil misiniz? Uçak fabrikalarımızı, motor fabrikalarımızı kapatan siz değil misiniz? Sanayi hamlelerini dinamitleyen siz değil misiniz?

‘Hep birlikte gideceğiz’

Erdoğan, harekâttan bahsederken, partililer, “Reis bizi Afrin’e götür” sloganı attı. Erdoğan, “Kararı verdiğimizde önce ben, sonra hep birlikte gideceğiz” karşılığını verdi.

Latin Amerika gezisine erteleme

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brezilya, Uruguay ve Venezuela’yı kapsayan Latin Amerika gezisi ertelendi. Erdoğan 4-10 Şubat arasında Vatikan, İtalya ve Latin Amerika ülkelerini kapsayacak bir haftalık yurtdışı gezisini kısalttı. Erdoğan 4-5 Şubat arasında Vatikan ve İtalya’da resmi temaslarda bulunacak. Gezinin Latin Amerika ayağı ise ileri bir tarihe ertelendi. Bir hafta sürecek uzun gezisinin Zeytin Dalı Harekâtı ve Suriye’deki son gelişmeler nedeniyle ertelendiği belirtiliyor.