‘OHAL kalksın’ diyenler kaosa alkış tutanlardır

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ‘Mekapları giyerek PKK ile hasret gidermesi’ tavsiyesinde bulundu. “OHAL’i kaldırmak cinayettir” diyen Bahçeli, “Koro halinde ‘OHAL kalksın’ diyenler, kaosa alkış tutan, kripto damara göz kırpan şuursuz ve sorumsuz zihniyetlerdir” dedi.

Bahçeli, dün MHP grup toplantısında özetle şöyle konuştu:

OHAL MİLLİ ZORUNLULUK: Koro halinde ‘OHAL kalksın’ diyenler, kaosa alkış tutan, kripto damara göz kırpan şuursuz ve sorumsuz zihniyetlerdir. Tehdit geçmedi ki OHAL’e son verelim. CHP’sinden TÜSİAD’ına, AB’sinden BM’ne kadar OHAL’e karşı gelenler, öncelikle Türk milletinin beka meselesini kavramayan maksatlı çevrelerdir. OHAL’i kaldırmaya teşebbüs cinayettir, cüretkar bir gafilliktir. OHAL, hâlihazırda Türkiye gerçeğinin yansımasıdır. Sürmesi de milli bir zorunluluktur. FETÖ’cüler temizlenmeden, tehdit ve tehlikeler geçmeden OHAL bitmez, bitemez, bitmemelidir.

İTTİFAKTA YOL KAZASI İSTEMİYORUZ: Cumhur İttifakı’nın zayıflamasına, zaafa düşmesine hiçbir şartta izin vermeyeceğiz. 2019 yılının Mart ayında yapılacak Mahalli İdareler Seçimleri’nde dikkatli bir dil, hassas bir üslup, Cumhur İttifakı’nın doğasını zedelemeyecek bir kampanya stratejisi izleyeceğiz. Adalet ve Kalkınma Partisi’yle son derece olgun, düzeyli, seviyeli, anlaşmaya ve uzlaşmaya dayalı ittifak hukukunu Cumhurbaşkanı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine kadar sürdüreceğiz. Yol kazası istemiyoruz, siyasi provokasyonlara kapalı duruyoruz.

CHP MAHZENLERDE İP’LE GÖRÜŞSÜN: CHP’liler PYD’yi selamlasın, PKK’lıları cezaevlerinde ziyarete koşsun. Arka kapılarda, siyasi mahzenlerde, kuytu köşelerde İP’le görüşsün, HDP’yle buluşsun, FETÖ’yle uzlaşsın, PKK’yla anlaşsın. CHP liderinin malum sanatçıların Afrin’de destan yazan Mehmetçiğe moral ziyaretini en hakaretamiz ifadelerle eleştirmesi akıl tutulması, ahlak kırılmasıdır. Ana muhalefetin başındaki bu zat, her geçen gün tarzını ve üslubunu çirkinleştirmekte, çirkefleştirmektedir. Tek kelimeyle yazıklar olsun diyoruz... Ne yazık ki cumhuriyeti kuran parti, ‘cumhuriyet düşmanlarının ini’ hâline gelmiştir.

MEKAPLARI GİY: Millet tarafından beğenilen sanatçıların, kahraman askerlerimize moral vermek üzere ziyaret davetine icabet etmeleri alkışlanacak bir tutumdur. Bundan eleştiri gerekçesi çıkarmak; cehalettir, terbiyesizliktir, tabansızlıktır. Sayın Kılıçdaroğlu, rahatsız olduysa kendisine yakışanı yapmasını tavsiye ederiz. Cumhurbaşkanı kamuflaj giyip sanatçılarla sınır karakolumuza gitmişken, Sayın Kılıçdaroğlu da Mekapları ayağına geçirip terörist kıyafetlerini üzerine giyip doğruca PKK/PYD/YPG tünellerinde soluğu alabilir. Yolu açık olsun.

BU CHP’DEN BİR HALT OLMAZ: Gezi seviciler, Kandil sevdalıları, YPG’ci düşükler, FETÖ’cü şerefsizler, eski tüfekler, komünist kalıntılar, Türklüğe ve devlete küfreden sözde sanatçılar CHP’nin çöken çatısı altında kalacaklar, sonlarını hazırlayacaklardır. Diyorum ki, bu CHP’den bir halt olmaz, bu CHP’den bir sonuç çıkmaz.

YUNAN BAKAN TEPKİSİ: Yunanistan’ın yandan çarklı Savunma Bakanı’nın söz ve tehditlerine de kısaca değinmek istiyorum. Bu bakan artığı, Ege adalarına ve sınıra ilave 7 bin asker göndermiş. Birlik olup bizi ezeceklermiş. Anlaşılan aklını kaybetmiş, yediği yürek kendisini çıldırmanın eşiğine getirmiş. Tarihi unutmuş, kovalandıkları, denize döküldükleri günleri hafızasından çıkarmış. Arzu ederse tarihi tekerrür ettirmek bizim için çocuk oyuncağıdır.

KİMYASAL SALDIRIYA LANET: Bugün insanlığın gözü önünde, Doğu Guta ve çevresinde tam bir katliam yaşanmaktadır. Sarin Gazı atan Esad yönetimi çok sayıda masumun ölümüne sebep olmuştur. Şam yönetimi hesabı mutlaka sorulması gereken bir insanlık suçu işlemiştir. Düzenlenen kimyasal saldırıyı nefretle kınıyor, şiddetle lanetliyorum.. Esad döktüğü kanların, üstlendiği veballerin, işlediği cinayetlerin hesabını mutlaka vermelidir.

‘Şerefsiz gün ışığı görmesin’

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’ndeki karanlık şahıs önüne kim gelirse soğukkanlı bir şekilde katletmiştir. Aralarında ülküdaşımız Fatih Özmutlu’nun da bulunduğu dört üniversite mensubu, milletimizin dört evladı maalesef hayatını kaybetmiştir. Bu şerefsiz en ağır şekilde cezalandırılmalı, bir daha da gün ışığı görmemelidir. Üniversite yönetiminin hunhar olay sonrasında katil ile ilgili ‘akıl sağlığı yerinde değildi’ açıklamasına sığınması özrün kabahatten büyüklüğüne çok açık delil teşkil etmiştir. Madem bu alçağın aklından zoru vardı, niye itibar cellatlığı yapmasına sessiz kalındı? Ne işi vardır ar damarı çatlak bir canavarın üniversitede? Suçlu sadece kurşunu sıkan mıdır? YÖK derhal acil önlemleri devreye almalı, muhtemel saldırıların önüne geçmelidir.