'Operasyona gölge düşürür'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) yöneticilerinin, “Savaşa hayır” bildirisi yayımladıkları için gözaltına alınmasına ilişkin, “Bildiride ‘Demokrasi, özgürlük olsun, huzur içinde yaşayalım’ deniliyor. Arkadaş, adil düzenden, demokratikleşmeden, eşitlikçilikten, özgürlük ve barışçıl bir dünya yaratmaktan kim rahatsız olabilir? Bu tür davranışlar, sizin yaptığınız ve toplumun tümünün desteklediği Afrin Operasyonu’na gölge düşürür” diye konuştu. Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:

BİLDİRİDEKİ İFADELER DOĞRU: Gündem çok hızlı değişiyor, yarın sabah ne olacağını kimse bilmiyor. İnsanlar, gazeteleri ürkerek eline alıyor, televizyonları, ‘inşallah bir şey olmamıştır’ diye açıyor. Bu sabah da bir baktık TTB Merkez Konseyi’ne polis operasyon yapmış. Gözaltına alacaksanız, yazı yazarsınız gelir, bu insanlar kaçacak değil. Sabahın köründe baskın düzenliyorsunuz, gözaltına alıyorsunuz. Neymiş? Bir bildiri yayımlamışlar. Sanırsınız ki bildiri zehir zemberek. Yok öyle bir şey. Bildiride yer alan ifadeler doğru. Bildiride Suriye’deki iç savaşa, kavgaya, teröre dikkat çekiliyor. ‘Demokrasi, özgürlük olsun, huzur içinde yaşayalım’ deniliyor. Arkadaş, adil düzenden, demokratikleşmeden, eşitlikçilikten, özgürlük ve barışçıl bir dünya yaratmaktan kim rahatsız olabilir? Bu tür davranışlar, Afrin Operasyonu’na gölge düşürür.

MEHMETÇİK KANIYLA OY: Hiçbir ülke, kendi sınırında terör örgütlerinin yuvalanmasını istemez. Bu bağlamda, Afrin’de yapılan operasyona desteğimiz tamdır. Ama operasyonun, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile paralel adlandırılması bizi rahatsız ediyor. Giden, mücadele eden ordumuz, şehit olan askerimiz, efendim bunu neredeyse, ‘ÖSO’nun kahramanlığına’ bağlayacağız. Ya bizim ordumuz ya bizim erlerimiz ya bizim şehitlerimiz? Neredeyse onlar ikinci sınıf. Ordunun kahramanlığını, haysiyetini ve onurunu korumak, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının en temel görevi. Ayrıca Mehmetçik kanıyla oy devşirmeye çalışmak da büyük bir ahlaksızlık.

BİZ UYARDIK, ELEŞTİRDİLER: 26 Ocak 2011’de Suriye’de iç ayaklanmalar çıktı, 29 Nisan 2011’de Suriye’den kaçanların Türkiye’ye geldi, 31 Mayıs 2011’de Esad’a karşıt gruplar Antalya’da toplandı. Hükümet bunlara destek verdi. IŞİD, El-Nusra gibi pek çok radikal grup, bu süreç içinde oluşmaya başladı. Ve bunlara tırlarla silah gönderildi. Biz ısrarla dedik ki, ‘Sakın ola ki buraya silah göndermeyin, Suriye’nin iç işlerine bulaşmayın, Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürüklemeyin’. Ama onlar her fırsatta bizi eleştirdiler ve bölgeye MİT tırlarıyla silah göndermeye devam ettiler. 25 Ağustos 2012’de, ‘Suriye politikası maalesef PKK’yı güçlendiren bir çizgide ilerliyor.

Süleyman Şah Türbesi çıkışı yaptı

ON BİN ŞEHİT VERİR, BAYRAĞIMIZI DALGALANDIRIRDIK: Arazimizi terör örgütüne teslim ederek kaçtılar. Süleyman Şah Türbesi’nden söz ediyorum. Türkiye tarihinde ilk kez bir toprak parçasını terör örgütüne teslim edip kaçanlarla karşı karşıyayız. Beyefendi ortalıkta kahraman diye geziyor. Ben olsaydım, CHP iktidarda olsaydı, on bin şehit gerekirse verirdik, bayrağımız orada dalgalanırdı. Toprağımızdan asla taviz vermezdik. Şimdi kalkmış kahraman diye ortalıkta geziyor. Korkaktan kahraman olmaz. Terör örgütlerine teslim olandan kahraman olmaz. Milliyetçiliğin kanını seçim meydanlarında partisinin il toplantılarında oya çevirmeye kalkanlardan insan da olmaz. Kendi toprağından kaçan, terör örgütlerine teslim eden adamdan hesabını soracağım.

Öztürk’ü savundu

SİZİN DEĞİL, DEVLETİN MEMURU: Türkiye’nin Musul Konsolosluğu, 10 Haziran 2014’te basılarak aralarında şu an bizim Ardahan Milletvekilimiz, o dönem ise konsolosluk görevini yürüten Öztürk Yılmaz’ın da bulunduğu 49 kişi kaçırıldı. Yılmaz, bölgeyi ve terör örgütlerini çok iyi bilen bir kişidir ama son günlerde iktidar tarafından hedef haline getirildi ve hakaretlere maruz kaldı. Dışişleri Bakanı ‘Benim memurumdu’ diyor. Bir dakika beyefendi, kim sizin memurunuz? Devletin memuru kardeşim.