02.06.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
MEHMET TEZ Tunceli
- Elazığ’dan Tunceli’ye giden minibüsteyim. Bir seçim izlenim gezisinde yapılabilecek bütün klişeleri gerçekleştirmek amacındaydım. Bir kahvede çay içeceğim, başka bir kahvede okey oynayacağım, pazardaki satıcılarla muhabbet edeceğim. Gençlerle sohbet edeceğim. Elimde defter ve kalemle vatandaşı dinlerken resimlerim olacak. En son seçimlerde dağıtılan buzdolaplarından birini bulup parmağımla göstererek “işte o buzdolabı” resmi çektireceğim. Sahiplerine oylarını kime verdiklerini sormayı ihmal etmeyeceğim. Fırsat olursa kebapçı filanca ustanın etleri harika temalı bir de kutu yapacağım. Bir kısmını becerdim.
- Minibüste bir yanımda araba tutan yaşlı teyze (sonra ön koltuğa aldık, iyi oldu) diğer yanımda bir simitçi oturuyor. Simitçi olduğunu nasıl anladın derseniz elinde simit tepsisi, üzerinde de kule gibi simitler. Bu şekilde bir saat kadar yolculuk etti simitçi. Ardından feribotla Pertek’e geçince indi. Oyu bağımsız adaya.
- Elazığ-Tunceli yolunun ikinci yarısı dağlık mı dağlık. Bu yoldaki her tabelanın, her taş duvarın, her çitin, her kulübenin üzerinde, arkasında, yanında Ferhat Tunç var. BDP’nin desteklediği bağımsız aday, Tunceli’de tanınan sevilen biri ve afişlerdeki seçim vaatlerinde “baraja izin vermeyeceğiz” yazıyor.
- Merkezde girdiğim bir kahvenin sakinlerinden öğrendiğime göre baraj pek çok yeri su altında bırakacağından halk buna karşı. Şehirlerinin coğrafyasının, Tunceli vadisinin bozulmasını istemiyorlar.
- Ekonomik sorun ya da diğer yerel hizmetlere dahil meseleler hep ikinci planda. İnsan hakları, demokratikleşme ve özgürlüklere dair meselelerin halledilmesi daha önemli. Bunlar halloldu mu gerisi de hallolur fikri hâkim. Ve tabii Tuncelililer 90’larda terke zorlandıkları köylerine geri dönmek istiyor. Tabii o köylerden geriye bir şey kaldıysa artık.
- Kahvede bir dedeyle tanıştım. 89 yaşında. Adı Yusuf Kaplan. Bir ay önce çıkmış. Erzincan’da hapisteymiş. “Ne oldu dede” dedim? “Ne yaptın?”
Köydeki evinde bir gece kapı çalınıyor. İki kişi geliyor. Ekmek istiyor. 85 yaşındaki amca da veriyor. Yardım ve yataklıktan 3 yıl 9 ay. 85 yaşındaki dedenin sağlık durumuna “turp gibidir” raporu da adli tıptan gelince dede hapsi boyluyor.
Soruyorum size, silahlı adamlar kapınıza gelse ve ekmek istese, verir misiniz vermez misiniz?
- Kemal Kılıçdaroğlu Tunceli’de çok seviliyor. Hem buralı olduğundan, hem de dürüst ve lekesiz bir lider olarak algılandığından. C&C isimli yeni açılan kafenin dördüncü katında püfür püfür esen rüzgârla şehre ve vadiye tepeden bakarken konuştuğun Tuncelililer Kılıçdaroğlu’nun özellikle yaşlılar tarafından çok sevildiğini söylüyorlar. Başbakan saldırdıkça koruma içgüdüsüyle CHP burada oy kazanıyor.
Kılıçdaroğlu’na olan bu sevgi eleştiriden muaf değil. CHP adaylarının Tunceli’yle ilgisi yok, halkın desteğine sahip değiller. Bu durum BDP’nin de elini güçlendiren bir durum.
- Bağımsız aday Ferhat Tunç’un seçim bürosu Tunceli’nin tam göbeğinde ve gün boyu bangır bangır müzik çalınıyor. Buradaki en güçlü hareketin onlar olduğuna şüphe yok. İnsanlar belediye hizmetlerinden pek memnun olmasa da bu hareketi desteklemek çin oylarını veriyor. Ancak bu harekete bağlı insanların kırsalda tehditle oy toplaması rahatsız ediyor. “Ya oy verin ya da savaş çıkar” açmazından rahatsız olan Tuncelililer var. Onlara göre BDP doğru ve haklı bulunan taleplerine yanlış tavırları yüzünden yeterli desteği bulamıyor.
- Diğer partilerin izi bile yok burada. Sadece “Ne kadar safmışız, Başbakan’ın açılım meselesinde samimi olduğuna az daha inanıyorduk” diyenler var...
- Tunceli’de Munzur’un aktığı vadide yan yana sıralanmış modern kafelerde gençler sohbet ediyor. Akşam saatlerinde yer bulunmuyor bu kafelerde. Burada hayat pek çok bölge şehrinden farklı olarak gece yarısına kadar devam ediyor. Modern giyimli kadınlar ve erkeklerle burası görünüşte İstanbul’dan pek farklı değil...
Gençlerin gündemi ne acaba diye merak ediyorum. Pek fark yok. Özgürlükler, demokratikleşme... Herkes Kürt meselesinin çözülmesini istiyor. Ama gençler çoğunlukla BDP’yi destekliyor. Yine de gönüllerinden geçen bir birlik, eşitlik... Yani bir CHP, bir BDP.
- Mini pazarda dağlardan topladıkları muhtelif otları satan seyyar satıcılarla konuştum. Belediyede çalışan işçilerle, dolmuş şoförüyle, veterinerle... Hepsi buradaki seçim için “bir bir” diyor. Kılıçdaroğlu olmasa aslında 2-0 da. Kılıçdaroğlu hatırına 1-1.
- Kamer Genç’le ilgili bir de isyan var. CHP’yi destekliyoruz diye hep Kamer Genç’i mi seçmek zorundayız kardeşim diyor CHP’ye oy verecek Tuncelililer. Burada halkın desteğine sahip aday adayları seçilmedi. Gene Kamer Genç öne çıkarıldı diyorlar. Benden söylemesi. Tunceli ne olursa olsun bir Kamer Genç dönemi daha kaldırmaz.
- Sonuç? CHP’den Kamer Genç ve bağımsız aday Ferhat Tunç Meclis’e girer... Kebapçı kutusu yapmaktan vazgeçtim, AKP’li buzdolabı bulamadım.
Ve burası hakkında daha çok yazı yazılır, çok konuşulur aslında. Başka sefere...