Rize, Rizeliyse üç çıkarır!

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın en güçlü olduğu şehirlerden biri, memleketi Rize. Sadece şehir merkezinde değil, ilçelerde ve köylerde de katıksız bir “Erdoğan sevdası”ndan bahsedebiliriz. Liman Lokantası’ndaki garsonumuzun sözüyle, “Rize, Rizeliyse bu yıl da AKP üç vekil çıkarır”.
Yine de 2011 seçim totosunda CHP’ye şans verenler yok değil: En yaygın tahmin, AKP 2, CHP 1. Bunda, CHP’li adayı Kenan Bıyık’ın tanınan ve sevilen biri olmasının da payı var.
Ziraat Çay Bahçesi’nde sohbet ettiğimiz üç hanım, Erdoğan’a oy verecek. Zaten buralarda kimse “Akepe” ya da “Ak Parti” demiyor, Erdoğan ya da “Tayyip” demeyi tercih ediyor. Hanımlar bizi çaya davet ediyorlar ama fotoğrafa gelince “Yok ben almayayım” diye reddediyorlar. Erdoğan’ı beğenmelerinin nedenini sorunca 1. İcraatı, 2. Dünya lideri olması 3- Sağlık alanında yaptıkları öne çıkıyor.
İcraattan kasıt, Rize’nin son 9 yılda gelişip, büyümesi. Merkezin dışında, Başbakan’ın doğduğu Güneysu ile İkizdere, İyidere, Kalkandere ilçelerinde AKP’nin fire vermesi beklenmiyor.

İşsuzluğa çare bulamadi
Ancak doğuya gittikçe seçimin rengi biraz değişiyor. Ortan, tipik bir Çamlıhemşin köyü. Fırtına Vadisi’nin eteklerindeki köyde, ilk uğradığımız evin duvarlarında “Hacı Hasan Ahmetoğlu Malikanesi” yazısı, Türk bayrakları ve Atatürk büstü göze çarpıyor. Güngör teyzenin oğlu, bahçeye MHP bayrakları asmış. Ancak Güngör teyze “Baştan ona vermişik oyumuzu” diye Erdoğan’a işaret ediyor: “Uşak zorlarsa MHP’ye vereceğiz.”
Yine de “işsuzluğa pek çare bulamadi. Üniversite mezunlari boştadir” diyor. Emekli maaşıyla geçinemediğinin de farkında. “Kiliçlar”ın aile sigortası ise inandırıcı değil: “İsterim, ama var mi garantisi?”
Komşusu Kemal Yılmaz ve oğlu Şahin de AKP’ye oy verecek. Hararetli bir sohbete dalıyoruz. Kemal amca “Burada yaşam çok zor kızım. CHP’ye oy vermem, proje üretemiyorlar. Hiçbir şey yapmazsa sahil yolu için oy veririm Erdoğan’a” diyor.
Şahin Yılmaz, Libya’da çalışmış, son olaylar üzerine Çamlıhemşin’e geri dönmüş. “Ben de AKP’ye vereceğim maalesef” diye başlıyor söze. Niye maalesef? “Çünkü başka lider yok. Kılıçdaroğlu lider değil. AKP’den Erdoğan’ı çek al, geriye bir şey kalmaz.”

Çinçiva’da CHP rüzgârı
Murat Karayalçın’ın köyü Çinçiva’nın (Şenyuva) kahvesindeyiz. Burada CHP ağır basıyor. Vedat Savaş, “Allah göstermesin bir daha AKP iktidarını” diyor: “Türkiye’yi iki eksene böldüler. Sanki bugüne kadar din yoktu!” Kılıçdaroğlu’nun liderlik vasıflarından biraz şüpheli olsa da CHP için iyi olduğunu düşünüyor.
İbrahim Danişoğlu, orman içi köylerde yaşayanların bu iktidardan çok zarar gördüğünü söylüyor: “Tapuları iptal ettiler, kredi imkânı yok. Okulları kapattılar, insanlar göç etti. Buna rağmen hep çalıştık, vergimizi verdik. Şimdi elimizdekini almaya çalışıyorlar.”
AK Parti’nin en güçlü olduğu ilçelerden biri, Ardeşen. Bu “mega-kasaba”da eskiden adliye, hastane varken şimdi yok. CHP’li azınlık, bu defa umutlu. Tarım sektöründe, özellikle çayda yaşanan sıkıntılar, seçmenin tavrını etkileyecek diyorlar.
Ancak Rize’de laf dönüp dolaşıp “lider”e gelince ibre Erdoğan’dan yana dönüyor.

Güngör teyze, geçen seçimde oyunun Ak Parti’ye verdiği söyledi.

HİÇBİR SİYASETÇİ SÖZÜNÜ TUTMAZ
Çamlıhemşin, büyük göç veren ilçelerden. Yıllarca gurbette yaşayıp baba evine dönen ve pansiyon işletenlerden biri de Şişman ailesi. Ezelden beri CHP’yi destekliyorlar.
- Aysel Tumanoğlu, Rize’de CHP’nin hiç şansının olmadığını düşünüyor. Kendi sosyal demokrat, CHP için “Çağdaş bir parti, başka alternatifi yoktur” diyor. AKP iktidarında orta sınıfın yok edildiğine inanıyor.
- Zeyne Şişman, Erdoğan için “Yalan konuşuyor, bağırıyor çağırıyor. Diğerlerini eleştiriyor, acaba kendi dediklerine gerçekten inanıyor mu?” deyip şu yorumda bulunuyor: “Din üzerinden siyasete karşıyım. Çocuklarımın geleceği için kaygı duyuyorum.”
- Peki Kılıçdaroğlu’nun vaatleri? “Hiçbir siyasetçi sözünü tutmaz. Çok bir şey olacağını zannetmiyorum. Ama bana dürüst biri gibi geliyor.”