Siyaset SP Genel Başkanı'ndan Başbakan Erdoğan’a: ‘Sıkıyorsa yabancı bankalara fırça at’

SP Genel Başkanı'ndan Başbakan Erdoğan’a: ‘Sıkıyorsa yabancı bankalara fırça at’

30.11.2008 - 14:31 | Son Güncellenme:

.

SP Genel Başkanından Başbakan Erdoğan’a: ‘Sıkıyorsa yabancı bankalara fırça at’

SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, bankacılık sektörünün iyileştirme adı altında yabancılaştırıldığını öne sürerek, “Bugün bankacılık sektörünün yüzde 54’ü yabancıların eline geçmiştir. Başbakan kriz nedeniyle bankacılara fırça atıyor. Halkbankası’na, Vakıfbank’a, Ziraat’a fırça atarsınız da, hadi sıkıyorsa HSBC’ye Citybank’a, Deutschebank'a fırça at” dedi.

Haberin Devamı

SP İl Başkanları ve İl Müfettişleri toplantısı için Alanya’nın Konaklı Beldesi’ndeki Bera Otel’de bulunan SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, sivil toplum örgütü temsilcileriyle kahvaltıda biraraya geldi. İki gün süren toplantının son gününde Türkiye ve Alanya'nın sorunlarını değerlendiren Kurtulmuş, hükümeti ve diğer siyasi partileri eleştirdi.

Dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin, özünde 3 asırdır silahıyla, kültürüyle, ekonomisiyle dünyaya egemen olmuş batı medeniyetinin kendi içerisinde çökmüş olmasının yattığını kaydeden SP Genel Başkanı Kurtulmuş, “Sadece batılı değerlere sahip olanları değil, tüm dünyayı etkilemiştir. Bu kriz temel niteliği itibariyle bir uygarlık krizidir. Bütün dünyayı sadece materyalist algılarla algılamaya çalışan, karın en yükseğe çıkarılmasından başka amacı olmayan, haklının yerine sadece güçlü olanın kazandığı bir sistemin çöküşüdür” diye konuştu.

Haberin Devamı

NEO-LİBERAL POLİTİKA ÇÖKTÜ

Dünyada 1980’den sonra gelişen siyasi ve ekonomik sistemin kullandığı neo-liberal politikaların, ülkeleri, insanlık tarihindeki en gayri adil sonuçların ortaya çıktığı bir dönemle karşı karşıya bıraktığını savunan Numan Kurtulmuş, şöyle dedi:

“Bu politikalar küçük balıkların büyük balıklar tarafından yutulduğu politikadır. Güçlü olan ayakta kalsın, küçüklere ne olursa olsun. Bunu benimseyen Türkiye de bu model içerisinde fevkalade büyük sorunlarla karşı karşıya kaldı. 2000 yılı başında uygulamaya konulan 17’nci IMF protokolüyle birlikte Türkiye’nin ekonomik ve sermaye yapısı değiştirildi, hatta mülkiyet el değiştirdi. Yapı tamamı ile küresel sisteme entegre edildi. Program mahiyeti itibariyle 5 temel husus ön plana çıkarıldı. Buna göre tarım nüfusu azaltıldı, vergiler artırıldı, devletin varlıkları satıldı, bankalar yabancılaştırıldı ve özel sektör kuruluşları ya iflas etti ya da yabancılara satıldı. ‘İyileştiriyoruz’ adı altında bankacılık sektörü yabancılaştırıldı. Bugün bankacılık sektörünün yüzde 54’ü yabancıların eline geçmiştir. Başbakan kriz nedeniyle bankacılara fırça atıyor. Halkbankası’na, Vakıfbank’a, Ziraat’a fırça atarsınız da, hadi sıkıyorsa HSBC’ye Citybank’a, Deutschebank'a fırça at. Dolayısıyla Türkiye kendi bankacılık sistemini yönetemez hale gelmiştir.”