29.05.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
AYÇA ATİKOĞLU
Kitapta Adalet Partisi’nin ünlü Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon’un eşi, devlet eski bakanlarından Gökberk Ergenekon’un annesi, Nazmiye Hanım’ın en yakın arkadaşı Zemzem Hanım’ın tanıklığına da yer verilmişti. Zemzem Hanım, arkadaşı Nazmiye Demirel’i şu sözlerle anlatmıştı:
“Arkadaşım Nazmiye, Süleyman Bey’i rüzgara karşı bile korur. Bir kumaşın tersi-yüzü gibidirler. Birinci planda olmayı sevmez ama her şey üzerinde etkisi vardır.
Pasiften hoşlanmazdı
Sanıldığının aksine Nazmiye Hanım kadınların pasif olmasından hiç hoşlanmaz. Hasan isimli bir Maraş mensubu vardı. Bir gün karısı Tülay ziyarete gelmişti. ‘Ne yayorsun’ diye sordu. Tülay Hanım da ‘İşte çocuklar üniversiteye hazırlanıyor. Hasan da otelin işleriyle uğraşıyor’ falan deyince hemen müdahale etti. ‘Tülay sen ne güne duruyorsun otelin başına geçsene’ dedi. Tülay Hanım itiraz etti, Maraş gibi yerde nasıl olacak falan diye ama Hanımefendi’nin sözünü dinledi ve çok başarılı bir otel müdiresi oldu, hala o oteli işletiyor.
Atatürk’ün odası
Çankaya’da Atatürk’ün odasına saphip çıktı. Bunun dışında Köşk’e kendi gümüşlerini, yemek takımlarını götürdü, mutfak masralarını kendileri üstlendiler ve orada da yemek yapmaya devam etti. Haftanın iki üç günü misafir kabul ederdi, ikramları hep değişik olurdu.. Altı saat ayakta durduğu olurdu. Düzenli hayatı, zamanında yatması ona direnme gücü vermiştir.
Türk kadını güçlüdür
Nazmiye Hanım yurtdışında da Türk kadınını çok güzel temsil etmiştir. Baba Bush dönemi. Amerika’yı ziyaret ediyorlar. Barbara Bush ‘Türk kadını ne yapar diye soruyor.’ Nazmiye Hanım, Türk kadını bütün dünyada tanıdığım kadınlardan güçlüdür, bunu övünerek söylüyorum. Örnek derseniz Atatürk’ün bahsettiği bütün hakları tarlasında, bürosunda, evinde kullanmayı bilmiştir’ diye cevap veriyor..
Hazırcevaptı
Clitonlar geldiğinde bir dizi resepsiyon verildi, çok özel ağırladılar. Hillary Clinton bir ara Nazmiye Hanım’a “Bu kadar birikimle neden çalışmayı düşünmediniz’ demiş, Nazmiye Hanım da ‘Bu kadar ağır yükü olan Demirel’e evde danışmanlık yapma vazifesi bana düştü’ diye cevap vermiş. Bu hazırcevaplık Bayan Clinton’ın çok hoşuna gitmiş. Nazmiye Hanım yabancı konuklarına karşı açıksözlülüğünü sürdürür. Rafsancaniler tüm sülale gelmişlerdi. Son derece tutucular, servis için erkek garson kabul etmeyeceklerini söylediler. Kabuller de kadın erkek ayrı yapılıyor, derken ktadınlar çarşafı bir çıkardılar, acayip makyajlı açık seçik giyinmişlerdi. Nazmiye Hanım ‘Keşke siz de bizim gibi normal olsaydınız’ dedi.
Castro’dan çanta
Güniz Sokak’tayız Hanımefendi ile sohbet ediyoruz. Salonun bir köşesinde, masanın üzerinde güzel bir çanta gördüm; bej krokodil bir çanta. ‘Bu nereden çıktı’ dedim. ‘Fidel Castro yollamış Demirel’le dedi.
O’nu aramazlardı
Her zaman güçlü ve metin olmuştur. 12 Eylül darbesi olmuş, Hamzaköy’e gidecekler. Nazmiye Hanım son derece sakin. Biz dönünceye kadar eve boya badana yaptırın’ diye talimat veriyor yardımcılarına..
Nazmiye Hanım siyasi meseleleri konuşmayı çok sevmez ama Demokrat Parti’nin çöküşünde fitne olduğuna inanır. 12 Mart’ın büyük bir haksızlık olduğunu düşünür, 12 Eylül’le ilgili ise ısrarla yorum yapmaz. Zincirbozan’a hep ziyarete gitmiştir ve bir tek o aranmamıştır, onun dışında herkes aranırdı. Hamzaköy’den ise ‘Asker bizim askerimiz, millet bizim milletimiz’ diye döndü. Bir gün ‘Hanımefendi, bize bile samimiyetsizsiniz’ dedim. ‘Yok Zemzem, gerçekten millete ve askere küsülmez’ dedi.
Okumayı çok severdi
Nazmiye Hanım okumayı çok sever. Mina Urgan’ın ‘Bir Dinazor’un Anıları’nı, Şakir Paşa Ailesi’ni bitirdi. Şimdi ben Mehmet Şevket Eygi’yi okuyorum şu Sabetay meselesini merak ediyorum. O da merak etmeye başladı. Kitabı bitirmemi bekliyor okumak için.