Skorer Alpay'ın çığlığı

Alpay'ın çığlığı

30.11.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Ülkeme aşığım ama bana Almanlar kadar sahip çıkılmadı. Köln'de 50 bin kişi ayakta alkışladı". "Beckham uğruna Asya'ya gittim. Yine göndermek istiyorlar. Gerekirse Afrika'da da oynarım". "Milli Takım'ı kesinlikle bırakmayı düşünüyordum. Şimdi, 150 kez formayı giymek için çalışacağım"

Alpayın çığlığı

İSVİÇRE MAÇININ ARDINDAN GÜNAH KEÇİSİ İLAN EDİLEN MİLLİ YILDIZ İÇİNİ SADECE MİLLİYET'E DÖKTÜ Türkiye - İsviçre maçında çıkan olaylar FIFA'nın merkezi Zürih'te sabah ve akşam olmak üzere iki kez ifade eden Alpay, "Uykularım kaçıyor. Milli Takım'ı bırakmayı düşünüyordum. Ancak son olaylardan sonra Türkiye'de hakkımda yazılanları takip edince karar değiştirdim. Şerefsizim, yemin ediyorum, 150 kez formayı giymeye çalışacağım" dedi.Gelişmeleri büyük bir şok içinde takip ettiğini belirten Alpay, hayatının en zor dönemlerinden birisini yaşadığının altını çizerek, "Her şey benim üzerime yıkılmaya çalışılıyor. Ben herkesten fazla milliyetçiyim. Ne yaptıysam, ülkem için yaptım. Ama bir kez bile destek gelmedi. Beckham uğruna bu ülke beni Asya'ya gönderdi, gittim. Türkiye'ye 1,5 yıl adımımı atmadım. Şimdi yine göndermek istiyorlar. Gerekirse bu kez Afrika'ya giderim" diye konuştu. Ay - Yıldızlı ekibimizde, son İsviçre maçında yaptırdığı penaltı ve tünel girişinde rakip futbolcularla yaşadığı tartışma nedeniyle en çok polemik konusu olan Alpay Özalan, Milliyet'e çarpıcı açıklamalar yaptı. İsviçre karşılaşmasının ardından Schalke 04 maçına çıktığını hatırlatan Alpay, Köln'de yaşananları da şöyle aktardı: "İnanır mısınız, 50 bin kişi beni alkışladı. Birkaç kişi İsviçre bayrağı açtı. Hemen onu indirttiler. İnternet sitesinde bile 'Alpay'ı kimse suçlamasın, bu olay tek taraflı değil. İsviçreliler de suçlu' dediler. Bu şekilde bana destek verdiler. Böyle bir şeyi ben Türkiye'de yaşamadım. O alkışları asla unutamam. Ben bu ülkenin çocuğuyum. Ülkeme aşığım ama bana Almanlar kadar sahip çıkmadılar. İstiklal Marşımı bile hırsla söylememi eleştirdiler. Marş sırasında birbirimize kenetlendik. Onu bile 'vay İstiklal Marşı'nda böyle nasıl durulur' diye yazdılar. Frei'nin elini sıkmadım, onu da eleştirdiler. Bern'de hocama küfür ederken başkası değil, ben duydum. Onun elini nasıl sıkarım". 'Alkışları unutamam' Maça çıkarken içinde bulunduğu psikolojik durum sürekli tartışılan Alpay, birçok şeyi hatırlayamadığını söyledi. Tecrübeli oyuncu "İnanın neler olduğunu hatırlamakta güçlük çekiyorum. Maç ne zaman başladı, top oraya nasıl geldi ve ben penaltıyı nasıl yaptım, bilmiyorum. Kafayla çıkarabilirdim, olmadı, elime çarptı. Maç bitti, Emre yanımdan fırtına gibi geçti. Üzerinde eşofman vardı. 'Yahu bu çocuk eşofmanı bile giymiş, ne zaman bunu yaptı' dedim. Meğer Emre oyundan alınmış, haberim yok" dedi. Penaltıyı hatırlamıyor Tüneldeki olaylara karışmak istemediğinin altını çizen Alpay, "Baktım Hugel hocamıza tekme atıyor. Kendimi tutamadım, çok öfkelendim" dedi. Milli oyuncu, bu durumu kendine yakıştıramadığını belirtip, "Sonra bir karambol oluştu, ortalık karıştı. Babam olayları görmüş, beni aradı. 'Ne oldu' diye sordu. Ben de 'yok bir şey baba' dedim. Sonra kızdı, 'oğlum nasıl yok bir şey, hepsini gördüm' dedi. Hiç sesimi çıkaramadım, ne diyebilirdim ki" ifadelerini kullandı. Babası azarlamış - İkinci maç için size mesaj veren oldu mu?- Hayır olmadı.- Soyunma odasında sakin olun konuşması yapıldı mı ?- Biz soyunma odalarında sadece taktiğimizi konuştuk ve maça çıktık.- Neden İsviçreli oyuncuya vurdun ?- Yardımcı antrenörümüze vurduklarını görünce çok sinirlendim, kendimi kaybettim. Ama koridorlarda İsviçreliler de bana tekme attı. ALPAY SORGUSU Sabır taşıran soru Zürih'teki FIFA merkezinde ilk gün bilgisine başvurulan ve Huggel'e attığı tekme nedeniyle soruşturma açılan Mehmet Özdilek, Disiplin Kurulu toplantısında kendisine yöneltilen bir soru üzerine sert çıktı. Gecenin geç saatlerine kadar sorguya çekilen Özdilek, kurulun İsviçreli Genel Sekreteri Heinz Tannler'ın "Huggel'e tekme atarken AB'ye karşı milliyetçilerden mi emir aldınız" sorusu karşısında neye uğradığını şaşırdı. Genç antrenör, "Ne alakası var. Bunu nereden çıkardınız? Böyle bir şey olur mu?" yanıtını verdi. Bu soruya federasyon yetkilileri ile Türkiye'yi savunan Alman avukatlar da sert tepki gösterdi. Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı, "Bizi kızdıran bazı sorular oldu. İsviçreli futbolcular ifadeleriyle onları yönlendirmeye çalıştılar. Bu duruma tepki gösterdik, kapattık. Toplantıyı yöneten İsviçreli sekreterin sorulara fazla katılmamasını istedik. Burada biraz tartışma oldu" açıklamasını yaptı.Bu arada Türkiye'ye en tehlikeli suçlama maçın İngiliz delegesinden geldi. Delege tüneldeki olaylarda federasyonun gerekli önlemleri almadığını iddia ederken, Alman avukatlar "Öyle durup dururken hızla kaçan oyuncular için nasıl önlem alınabilir" savunmasıyla bunu boşa çıkardı. Yıldırım Demirören'in Beşiktaş tarihinin en kısa basın toplantısı tartışma konusu olurken, bu kez Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı da bu modaya uydu. Bıçakcı, İsviçre'den son yılların en ilginç mesajını gönderdi ve "Acizlerin ittifakından hiçbir şey çıkmaz" dedi. Bıçakcı bu mesajı gerekli yerlerin alacağını belirtirken, "Kim bu acizler" sorusuna ise detaya inmeden "Bütün acizler" cevabını vermekle yetindi. Sabah 08.00'de başlayıp, akşam 19.00 sıralarında biten son gün toplantının bitmesinin ardından Türkiye'ye dönen Levent Bıçakcı, "Kararın açıklanması herhalde 2-3 ayı alır. Futbolcular için cezalar daha önce, federasyonlar için ise daha sonra açıklanacak. İki gün boyunca önümüze herhangi bir tahmin edilmeyen belge sunulmadı" diye konuştu. 'Acizlerin ittifakı' Disiplin Kurulu'nun İsviçreli Genel Sekreteri Heinz Tannler'in, Davut Dişli konusundaki sorgusu Federasyon Başkanı Levent Bıçakcı'yı çileden çıkardı. Tannler, "Davut Dişli temiz bir yönetici mi? İşini iyi yapıyor mu?" diye sorarken, bu durum Bıçakcı'yı sinirlendirdi. Bıçakcı, "Temiz ne demek? Böyle soru olur mu? Ayrıca işini iyi yapmasa federasyonda ne işi var" diye konuştu. Dişli'ye destek Kadıköy'de İsviçre'nin ikinci golünü atan Valon Behrami'nin sözleri Türk heyetine rahat nefes aldırdı. Behrami, "Abartılacak bir durum yok. Havaalanında saldıracaklar diye korktuk, ancak bir şey olmadı. Soyunma odasına giden ilk futbolcu olduğum için fazla bir şey görmedim" dedi. Behrami, "Bu kadar basit meseleler için Türkiye'ye büyük cezalar verilemez" değerlendirmesini de yaptı. Ağzına sağlık! - Neden maç sonunda İsviçre'nin hocası ve yardımcı antrenörüne vurdun?- Hayır vurmadım, sadece çarptım.- Niçin Kuhn'a saldırdın?- Hayır ben saldırmadım, maçtan sonra bana "palyaço" dediği için ona tepki gösterdim. - Hakem odasını tekmeledin mi ?- Hayır tekmelemedim. Penaltı vermediği için kapının önünden geçerken bağırdım.- Maç sonunda niçin bu kadar öfke içindeydin ?- Öyle bir şey yok, sadece ikinci golü yediğim için çok sinirliydim. VOLKAN SORGUSU İsviçreli futbolcu Benjamin Huggel, maçtan sonra kendisine Nihat Kahveci'nin vurduğunu söyleyince yalanı ortaya çıktı. Huggel, komisyonun "Sana kim vurdu?" sorusuna "8 numaralı Nihat" cevabını verirken, bu konuda bilgilendirilen Türk federasyonu duruma müdahale etti. Yetkililer, ay - yıldızlı ekipte Nihat'ın 8 numarayı giymediğini, üstelik maç kadrosunda bile bulunmadığını ispatladı. Disiplin Kurulu'nun bu oyuncuya yalan beyanat nedeniyle ceza vereceği açıklandı. Yakalandı!