Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Süper Lig’de hakemle VAR odasındaki meslektaşları arasındaki ilişkiler uyumsuz. Antrenörleri, futbolcuları ve yöneticileri bir yana bırakın, artık yılların imbiğinden geçmiş FİFA kokartlı hakem hocalarının bile “kaos” olarak nitelendirdiği anlaşılmaz bir durum var ortada. Bu kaotik ortamın öncelikle temizlenmesi, sakinleşmesi, yeniden düzenlenmesi ve kamuoyunda hak ettiği statüyü kazanması gerekiyor.
VAR Sistemi, 2018-19 sezonunda Yusuf Namoğlu’nun MHK başkanlığı sırasında uygulanmaya başlandı. MHK Başkanı Namoğlu, o günlerde “Hakem arkadaşlarımızı eğittik. Sahadaki ve VAR odasındaki hakemlerimiz 100 maçta sistemi oturtacaklardır. 100 maçlık süreç bitene kadar herkesten yardım ve destek istiyorum” demişti.
100 maçlık süre çoktan doldu. Süper Lig’de 306 maçlık iki sezon geride kaldı. Bu yıl 420 maçlık bir lig maratonunun en azından 150 maçı geride kaldı. Sezon sonuna kadar 1000 maçı geride bırakacağız ama, kulakları çınlasın, VAR sistemi henüz oturmadı. Durum o kadar tatlı değil.
Son haftaların hakem ve VAR hakemi arasındaki işbirliğine ya da sistemin arızalarına dönük tartışmalar giderek çoğalıyor. Rekabet yoğunlaşır ve zirvede iddialı takımlar farklı bir küme oluştururken, diptekiler de çetin bir mücadele sergiliyorlar. Canı yanan feryadı basıyor. Maçlar biter bitmez hakem kararları üzerine tartışmalar başlıyor.
Kayserispor-Beşiktaş maçından başlayalım: Sahada Fırat Aydınus var, VAR’ın başındaki hakem de Cüneyt Çakır. İki penaltı kararı var. İlki tartışmasız, ikincisi gri pozisyon. Ama daha da önemlisi 61. dakikada Kayserispor’lu Kvrzic’in Beşiktaşlı Josef’in ayağına basması. Bu hareketin doğrudan kırmızı kart gerektiren örnek bir darbe olduğunu söylüyor hocalar… Fırat Aydınus sarı kart gösteriyor, Cüneyt Çakır, VAR odasından protokol gereğince yapması gereken “kırmızı kart” uyarısını yapmıyor.
Galatasaray- Antalyaspor maçında Marcao, Antalyasporlu Gökdeniz’in ayağına arkadan sert bir darbe ile basıyor. Hakem Abdülkadir Bitigen’in doğrudan kırmızı kart göstermesi gerekiyor. Ama çıkan kart sarı. VAR odasındaki hakem Atilla Karaoğlan’ın bu karara karşı Bitigen’e bir uyarısı var mı? Yok. Bitigen’in Emre Kılınç’ın rakibine müdahalesine gösterdiği kart doğrudan kırmızı. Karaoğlan, Bitigen’i VAR’a çağırıp yeniden incelemesini öneriyor. Hareket sarı kartlık. Ama Bitigen verdiği kararda direniyor.
Cüneyt Çakır’ın yönettiği Ankara’daki Gençlerbirliği- Kayserispor maçı ise tam anlamıyla “klinik” bir durum oluşturuyor. VAR odasındaki Tugay Kaan Numanoğlu’nun müdahalesiyle 4 gol iptal ediliyor. Elle oynama, ofsayt ve itmelerle yapılan faul gerekçeleriyle iptal edilen goller maç içinde gerilimi artırıyor. Gençlerbirliği maçı 3-2 kazanırken, futbolcular “Hakem sayana kadar golü denemeye karar verdik ve nihayet attık” diyor.
Kaan Numanoğlu Erzurumspor- Gaziantep FK maçını yönetirken, bu defa itme nedeniyle uzatmada Gaziantep FK aleyhine penaltı veriyor ve maç 1-1 sona eriyor. Bu maçın VAR odasındaki hakem de Koray Gençerler…
Kasımpaşa- Fenerbahçe maçına bakalım… Kasımpaşalı Brecka Fenerbahçeli Thiam’ın belinden itiyor. Bu bir penaltı olmalı. Ama aynı anda Valencia topu kaleye gönderiyor. Gol ofsayt gerekçesiyle iptal ediliyor. Hakem Halis Özkahya, VAR hakemi de Zorbay Küçük.
Maç ve karar örnekleri uzayıp gidiyor. Kararlar ve yorumlar birbirine karışıyor. En ilginç karar da Atilla Karaoğlan ile Koray Gençerler’e verilen hafta içi maç görevlerinin iptal edilmesi. MHK, kendisine yakın saydığı kişilerle haberi medyaya sızdırıyor.
Merkez Hakem Komitesi, genç hakemlere en zor maçlarda bile görev verirken alkışlanan, pozitif bir adım atmıştı. Gereken desteği de fazlasıyla gördüler. Ancak Komite bu konuda iyi bir gelişme sağlayamadı. Tecrübeli ve kıdemli hakemleri kıran, üzen kararlar oldu. Bugün çelişkili kararlarla, VAR-Saha anlaşmazlığıyla bunalmış bir MHK var. Sorunların çözümü için önlem alınmalı. O önlemlerin ilki de güven tazelemek olmalı. Tatsızlıklar bitmeli. Atamalara dikkat!

Haberin Devamı

OMAR’A MESAJ
O kadar seviliyorsun ki kardeşim, “Sol gözüm onun olsun, sağ gözüm yeter bana” diyen gençler de var. İyileşmeni ve dünya gözüyle topa devam etmeni diliyoruz. Yalnız değilsin Omar, geçmiş olsun!.

Haberin Devamı

Hocalar ve hocalar; ÖNCE SAYGI
Futbolcular ve antrenörler, hakemlere genel olarak “hocam” diye hitap ederler. Antrenörlerin genel unvanı da “hoca”dır.
Bu yıl Süper Lig’de “hocalar arası” bir çatışma var. Hakemlerin bir gözü hep kenarda. Dördüncü hakemlerle kenardaki hocalar “antrenörler” sürekli konuşuyor. Ortada bir iletişim sorunu var.
Antrenörler, saha içindeki pozisyonlara, kaçan ya da yenen gollere sinirlenip tepki gösteriyorlar. Bazen hakem kararlarına da sert yorumlar yaptığı oluyor.
Hakaret, ikili tartışma, sivri ve kirli dilli ifadeleri elbette onaylayamayız. Ama kenardaki “hoca”, futbolcularına “ne biçim şut lan” diye bağırıyorsa, bu öfkeye bence sarı kart çıkmamalı. Hakem “hocaların”, antrenör “hocalar” ile göz temasından uzak durmasını öneririm. Aksi halde gereksiz gerginlik sarı ve kırmızı kartlar birbirini izler ki, önünü alamayız. Her iki hoca grubu da sakin olmalı. Karşılıklı saygı ve anlayış her sorunu çözer. Kötü örnek ve cezanın da kimseye yararı yok.

Haberin Devamı

Hayri Abi’nin çağrısı
Galatasaray’da divan toplantıları ve kongrelerin en ciddi, en gerçekçi ve en tarafsız üyesi Hayri Kozak’tır. Dürüst analizler ve cesur yorumlarla herkesi gözünün içine baka baka yüksek sesle eleştirir, kimseye ödün vermez. Takdiri de tenkidi de saygı uyandırır.
Hayri Abi, geçenlerde üç sayfalık bir mektup yazarak Dört Büyükler’in başkanlarına gönderdi. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor başkanlarının Bankalar Birliği ile kredi yapılandırma toplantılarında bir arada pazarlık masasına oturmalarını, böylece daha güçlü bir “tek ses” oluşturabileceklerini anlattı. Daha uzun vadeli, uygun faizli anlaşmalar yapabilecekleri işbirliği önerdi. İsim vermeyim ama dört başkandan en az üçünün bu önermeye sıcak bakacağına inanıyorum. Dördüncü başkanın da bu görüşlere katılacağını umuyorum. Geçen hafta Ercan (Güven) yazdı. Ben de bir ucundan destek vermek istedim.
Bırakın rekabet sahada sürsün. Ama sizler masada dostça oturun. Birlik olun. Sporun biraz da dayanışma olduğunu herkese gösterin. Aklına sağlık Hayri Abi.