Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Biz demedik, ama hakem ‘Bitti’ dedi. Çünkü dün bırakın son sözü söylemeyi, söze başlamak bile mümkün olmadı. Skor tabelası kötü. Bundan daha da kötü olan oynadığımız oyun.

Hırvatistan bu maçı 4-1, 5-1 kazanabilirdi. Direkten dönen iki topları var. Volkan’ın iki başarılı kurtarışı... Bizim milli takımın akılda kalan gol pozisyonu Ozan Tufan’ın kale ağzında çizgiyi geçemeden kalecide kalan kafa vuruşu.

Bu maçta yine de en disiplinli oynayan, rakip baskısına boyun eğmemek için mücadele eden grup savunmamızdı. Onlara söyleyecek fazla sözümüz yok.

Haberin Devamı

Ortadan devam edersek... Selçuk ve Ozan Tufan’dan iyi hamleler, baskı göremedik. Bu oyuncularımız rakip hücumu karşılama konusunda anormal tutuk kaldılar. Oysa ikisinin de hem top taşıma hem de oyunu kurma becerileri vardı. Dün bunları göremedik. Asıl hazin durum hücumu oluşturacak, rakip yarı alanda etkin oyunlar kuracak üç oyuncumuz da suskundu. Hakan Çalhanoğlu etkisiz, verimsiz, duran toplarda isabetsiz ve tatsızdı. Oğuzhan pasif ve anlaşılmaz bir oyunun parçasıydı. Ama en üzücü durum takım kaptanımız Arda’nın durumu. Tek topla rakibini geçip oyunu sürdüremedi Arda. En fazla bir iki faul kazandırdı, öteki topların hepsini kaptırdı. Oysa onun zekasına, yaratıcı ve cesur hamlelerine en çok da bu maçta ihtiyacımız vardı. Fatih Terim ilkelerine göre bırakın devre arasını ilk yarının sonlarında bile kulübeye dönse şaşırmayacaktık.

Maçın işsizi de Cenk Tosun oldu bu nedenle. Doğru dürüst top alıp bir şut atamadı. Gördüğü sarı kart da doğru. Corluka’ya vurduğu dirsek futbolda giderek sorun haline gelen bu tür faullerin kötü bir örneğiydi. Laf aramızda Hırvatlar da böyle fırsatlarla ‘Mağdur ve mazlum’ rolünü iyi oynuyorlar. Corluka, maç boyunca üç defa sargı değiştirdi. Dikkat dağıttı, oyunu soğuttu. Öteki arkadaşları da baskılı oynadığımız son bölümlerde sık sık kendilerini yere atarak bizimkilerin zaten pek az olan konsantrasyonunu iyice yok ettiler.

Bu maçta Gökhan ve Caner’in de gayretleri vardı. Ancak onların götürüp taşıdığı topları ne Cenk ne sonradan giren Burak ne de orta alandaki oyuncularımız yakalayıp, yön değiştirerek pozisyon bulamadılar. İkinci yarıda oyuna giren Volkan Şen, Süper Lig’deki gibi sürekli bir yılgınlık ve itiraz psikolojisinde. Oysa yine de etkili hamleleri devam ediyor, işine baksa daha iyi olacak. Arda’nın yerini Burak’a bırakması geç kalmış bir karar. Ama 4 dakika sonra Cenk-Emre değişikliği belki daha yararlı oldu. Cenk de Burak da topla buluşup pozisyona giremedi. Hiç şaşırmayalım... Bu takım her türlü sonucu alabilir. Üzüntüden, isyandan, sevinç çılgınlığına sıçrayabilir. Ama ne olursa olsun bizim takımımız. Umarım, yeterli ibreti alıp gruptaki iki maça daha iyi asılırlar. Çünkü biliyoruz ki böyle gitmez.