Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Los Angeles 1984... Atletizmde son gün... Tek umudumuz maratoncular. Mehmet Yurdadön ve Mehmet Terzi... O çılgın sıcakta kim ne yapar, belli olmaz diyerek umutlanıyoruz... Bir sürpriz arıyoruz...
Mehmet Yurdadön, yeni ayakkabılarıyla koşarken, parkura serinletme amacıyla konulmuş duşların altından geçiyor. Islanan pabuç ayaklarını, özellikle de topuğunu rende gibi adeta traşlıyor. Yurdadön koşamaz hale geliyor. Yarışı 30. kilometrelerde bir yerde bırakıyor. Tek umudumuz Mehmet Terzi... O da zorlanıyor. Nasıl zorlanmasın ki 107 atletten 78’i ancak bitirebiliyor yarışı. 29’u pes edip terk ediyor.
Memorial Colliseum’da monitörden izliyoruz yarışı. Terzi dayanıyor, zaman zaman atak yaparak ön gruba geçiyor. Yarıştan kopmayan inadına, enerjisine, sabrına, istek ve kararlılığına saygı duyuyoruz. Portekizli Carlos Lopez altın madalyayı alıyor. Terzi, dünya rekortmenlerinden Amerikalı Alberto Salazar’ın hemen ardından 16. sırada bitiriyor yarışı. Çoğu rakibi kendini yere atarken, o dimdik ayakta! Bu gurur bize yetiyor.
Londra 2012... Mehmet Terzi, bu defa Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı... Mehmet Yurdadön’ün 2004’de Süreyya Ayhan’ın doping vukuatı nedeniyle bıraktığı nöbeti o devralmış. Çok başarılı bir başkan portresi çiziyor... Onun döneminde olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonalarındaki madalya sayımız 77’ye çıkıyor. Avrupa ikinci liginde mücadele eden Türkiye, 4 yıl içinde Süper Lig’e yükseliyor. 12 atletimiz olimpiyatın final turlarında mücadele ediyor. Aslı Çakır Alptekin’in altın, Gamze Bulut’un gümüş madalyası ile gururlanıyoruz.
Ne yazık ki saadet zinciri çabuk kopuyor. Türk sporunun başındaki “doping belası” onun da başını yiyor. Terzi istifa ediyor. Sistem, atletizm tarihimizin en başarılı başkanını bir kalemde silip atıyor.

Haberin Devamı

Ne değişecek?
Terzi’yi değiştirmek neyi değiştirecek? Bilemiyoruz. Kulislerde başkanlığa başka bir terzinin (Selim Terzi) işbaşına getirileceği söyleniyor, bekliyoruz. Oysa mesele Terzi’yi değiştirmekle çözülecek gibi değil. Bizim kumaşımız bozuk... İpliğini sağlam bükememişiz. Sporcularımız, sadece kazanmaya, ödüle odaklı bir anlayışın tezgahında yetişiyor. O iplerle dokuduğumuz kumaş pek sağlam değil. Bazı ustalar (antrenörler) sporcusuna ödül kazandırmak, kendi payına düşeni de almak için dopingi de bir araç olarak kullanabiliyor.
Hele ödüllerin de ötesinde bir ödül var ki, her genci şaşırtır. Şampiyon sporculara para ödülünün yanı sıra devlet, KPSS sınavına girmeden doğrudan devlet memurluğunun kapısını açıyor.
Özetle bu kumaşı değiştirmemiz gerekiyor, Terzi’yi değil!

Haberin Devamı

İki güzel Fenerbahçeli: İnal Batu ve Selçuk Yula

70’li yıllarda bir Kıbrıs gezisinde tanıdım onu... Masada futbolu ve Fenerbahçe’yi konuşuyorduk. Duygularını ve tepkilerini o kadar doğal biçimde dile getiriyordu ki şaşırdım. Spor gömlek giymiş, sıradan bir İstanbullu portresi çizen adamın Türkiye’nin Lefkoşa büyükelçisi İnal Batu olduğunu öğrendim az sonra. Sohbet derinleştikçe saygımı ve hayranlığımı kazandı. Dışişleri’nin en kişilikli, en başarılı büyükelçilerindendi.
Selçuk Yula, futbolumuzun en sanatçı golcülerinden biriydi. Olağanüstü çabuk, zeki ve yetenekliydi. Attığı gollerin hiç birini “topa sert vurdu” alışkanlığıyla anlatmak mümkün değildi. Bize bir söz vermişti... Penaltı atışında top çizgiyi geçecek ama, ağlara dokunmadan duracaktı. Fenerbahçe aşığı bir sporcuydu. Sarıyer’de oynarken eski takımına gol atınca hiç sevinmemiş, yumruk show yapmamış, yaramaz bir çocuk gibi başını öne eğmişti.
Hayat, sonu hep ölümle biten büyük bir macera... Bu maceradan iki kahramanı izledik dostlar. Onlar ışıklar içinde uyusun, hepimizin başı sağolsun!

Haberin Devamı

Lig Radyo ve CINE 5
Yeni sezona kaldığımız yerden devam ederek başlayacağız... Lig Radyo’da 2010’dan beri sevgili dostum Mehmet Ayan’la yaptığım “Spor Hayattır” programını, Yetkin Etkin ve arkadaşlarıyla sürdüreceğim. Ayan, NTV Spor Radyo’ya gitti. Yepyeni ufuklara başarıyla yelken açtı, ona mutluluklar diliyorum. Lig Radyo’daki arkadaşlar, benimle devam etmek istediler, itiraz edemezdim. Dün ilk programı yaptık. Unutmayın, her Salı 17-18.30 mikrofondayız (92.3).
Haftaya Salı gecesinden itibaren CINE5’de Barbaros Çıdal yönetiminde Gürcan Bilgiç ile birlikte 90+3 programında futbolu konuşup tartışacağız. Biliyorsunuz, onca kavga ve spekülasyon ortamında biz daha sakin kalmaya çalışıyoruz. Amacımız hır çıkarmak değil, sorunları ve çözümleri konuşmak, tartışmak. Doğru analizlerle kırıp dökmeden, incitmeden de futbolun konuşulabileceğini anlatmaya çalışıyoruz. Unutmadan, bu yıl Digitürk’ten de bize ulaşabilirsiniz.

İki küçük not:
1) Berdan Burak Demir’in babası Ruhi Demir, oğlunun doping cezasıyla ilgili tahkim başvurusunu kendi cebinden 153 lira ödeyerek yapmış, SGM’den yardım almamış. Duyururum.
2) Üsküdar Belediyesporlu atletler, çok sevdikleri Dr.Ahmet Karadağ’ın federasyon başkanı olmasını istiyorlar. Bakalım o istiyor mu?