Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hava soğuk... Maç da soğuk bir duşla başladı... Kaynar sıcakla bitti. Süper Lig’deki üst üste üçüncü şampiyonluğu kovalayan, ancak üst üste puan kayıplarından kurtulamayan Beşiktaş, beklenmedik top kayıplarıyla Fenerbahçe’yi adeta rahatlattı. Fernandao’nun golünde asisti (!) yapan kim? Damagoj Vida... Vida neden ilk on birde? Oranın asıl oyuncusu Pepe cezalı! Giuliano çakıyor şutunu... Kale çizgisi üzerinde Vida var. Zayıf bir müdahale ile çeviriyor topu. Tam da “al, at” cinsinden Fernandao’nun önüne gidiyor meşin yuvarlak. O da durur mu? Zaten Fabri pozisyonun başından beri yok. İşte size soğuk duş!

Haberin Devamı

Pozisyonun dışına çıkıp biraz daha geniş pencereden bakarsak...

Fenerbahçe’nin attığı golde kesin ofsayt durumu var. Neto ofsayt pozisyonunda topla oynuyor. Fernandao golü atana kadar bayrağın (Tarık Ongun) havaya kalkması gerekmez mi? Devam edelim: Dakika 37... Quaresma - Isla ceza alanında topu kazanmaya çalışıyor. Isla geç kalıyor ve topu kaptırınca rakibinin ayağına basıyor. Bunun adı penaltı! Dahası sarı kartlı Isla’nın ikinci sarıyla (ve kırmızıyla) ihraç edilmesi gerekir. Ah be Cüneyt, ne diyelim şimdi sana!

Golü atan Fernandao’nun sevinç paylaşırken kollarıyla yaptığı (bizim örfümüze göre ayıp ve aşağılayıcı) tavrın kurallara göre doğrudan kırmızıyla cezalandırılması gerekir. Neyse ki (galiba) Çakır görmeden arkadaşları olayı perdeledi. Quaresma’ya Valbuena’ya arkadan yaptığı çift dalmaya çıkan sarı kart da biraz hafif kaldı galiba...

Beşiktaş kendi sahasındaki maça titrek bacaklarla çıktı. Bu da gayet doğal... Pepe ve Talisca yok, biliyoruz... Ama maç günü öğreniyoruz ki Oğuzhan bir mide sorunu nedeniyle kadroda yok! Tamam ortada bir hazımsızlık sorunu var da nerede? Oğuzhan’ın midesinde mi, yoksa başka yerlerde mi?

Ev sahibinden devam edelim... Titrek bacaklar, anormal top kayıplarıyla, sürekli ikili mücadeleye girip ille de faul almayı düşünerek abuk bir başlangıç yaptı maça... Fenerbahçe ise golle tazelenmiş özgüveniyle bir perde yukarıdan devam etti. Onlarda da kaleci sürprizi vardı. Volkan Demirel, geçen hafta olduğu gibi, eldivenlerini yine Kameni’ye bıraktı... Kameni ya da Volkan fark etmezdi. Beşiktaş, rakip ceza alanında bir türlü varlık gösteremiyordu. Negredo kenarda bekleyedursun, açık alanlarda topla buluşmaya alışmış Vagner Love’ın maçı değildi bu. Neto ve Neustadter, her defasında yükselerek kestiler hava toplarını... Beşiktaş ilk 20 dakikadan sonra topla daha çok oynayan, golü arayan, ama bulamayan takımdı. Oyun merkezinde Atiba ve Tolgay’ın oldukça etkisiz, kimliksiz performansları da handikapları oldu. İlk yarının en gayretli oyuncuları Gökhan Gönül ve Quaresma’ydı. Fenerbahçe’de ise Giuliano, Fernandao ve Dirar göz doldurdular. Quaresma’nın trivelasıyla Kameni’nin köşeden kornere çeldiği top, ilk yarının en sıcak pozisyonu oldu.

Haberin Devamı

Beşiktaş ilk yarıda göstermediği enerji ve reaksiyonu ikinci yarıda ortaya koydu. Hele Quaresma - Gökhan ikilisinin paylaştığı pozisyon var ki alkışa değer!. 49’da Gökhan’ın ortaladığı topa (artık asist diyelim) Vida (çivi gibi) çaktı kafayı. İşte beraberliği, coşkuyu ve çabuk oyunu getiren vuruş! Eğri oturup doğru konuşalım: Yerli - yersiz hâlâ antrenörlüğü tartışılan Şenol Hoca, maçın özellikle hamleler bölümünde doğru kararlar verdi. Oyunun seviyesini ve takımının etkinliğini giderek yukarı taşıdı. Başarılıydı. Aykut Hoca’nın bilinen bir hamlesi var: O da Valbuena’yı “ihtiyat askeri” olarak kullanmak. Doğru yaptı, oyuna heyecan taşıdı ama, yetmedi!

Haberin Devamı

Günün yıldızı mı elbette Quaresma! Sağı-solu belli olmuyor... Yılda bir de olsa coşuyor, çakıyor! Ama Quaresma’ya iki asist yapan Negredo’nun da hakkını yemeyelim... Ona da bir alkış gönderelim...

Günün özeti: Masadaki kare dağılmadı... Aman dağılmasınlar... Bu yıl şenliğimiz var!