Skorer Başbakan da 'Erzik' dedi

Başbakan da 'Erzik' dedi

15.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Başbakan da Erzik dedi

Yasa değişikliği sonrası başlayan seçim sürecinde pekçok aday gündeme gelmesine karşın son sözü Erdoğan'ın söyleyeceği aşikarken, yaşanan belirsizlik ortamı sonlanma noktasına geldi.Başbakan, hafta içerisinde Ankara'ya çağırdığı, sözüne ve özüne çok güvendiği futbol adamına konuyu açtı. Geçmişte Erzik ile birlikte özerk federasyonun ayakları üzerinde doğrulmasında büyük payı olan bu futbol adamı, tüm kesimlerin konsensus sağlanacağı ismin UEFA Birinci Asbaşkanı olduğunu söyledi.Futbol Federasyonu ile AKP'nin birlikte anılır olmasından büyük rahatsızlık duymaya başlayan Başbakan, bu diyalogdan sonra belki de ilk kez doğru yönlendirildiğini düşünüp, Şenes Erzik'in başkanlığına onay verdi. Ve gözler, söz konusu gelişmeler yaşanırken Japonya'da olan Erzik'e çevrildi! Yılların deneyimi ve birikimi bir yana, ilkelerinden taviz vermez kişiliği ile yaşanan sorunları çözümleyebilecek en mantıklı tercih budur.Kısa bir süre sonra Başbakan'ın da yüzüne benzer şeyler söyleyeceği UEFA Asbaşkanı, adı fedakârlık ise bu fedakârlığı yapmalıdır.Futbolun çıkarlarını gözetmek yerine, yüz milyonlarca dolarlık bütçeye sahip bu organizasyona büyük bir iştahla saldırmayı düşünen insanların icazet beklediği noktada Şenes Erzik görevden kaçmamalıdır. İnancım, kaçmayacaktır da. "Futbolda karmaşa ortamını çözerse Şenes Erzik çözer" görüşüne son katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan oldu. Gerek başkanlık dönemi, gerekse FIFA ve UEFA'daki performansı takdir edilen Erzik'in kararını bir an önce vermesi, genel kurulu toplamaya çağırma konusunda isteksiz görünen mevcut federasyonu da harekete geçirecektir.Yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana asli görevi Ana Statü'yü hazırlayıp delegelerin onayına sunmak olan yürütmenin, bu konuda henüz adım atmamış olması kafalarda soru işaretleri yaratırken, daha büyük bir kaosun önlenmesi adına Erzik tercihinin resmileşmesi gereklidir.Türk futbolunun şansı, ekibini doğru insanlardan seçeceği ve diyet ilişkisine girmeyeceğine dair Erzik'in şahsına duyulan inançtır.Tahkim'inden, Disiplin'e, MHK'sinden Uyuşmazlık Kurulu'na, bugün yaşanan sıkıntıların temelini oluşturan unsurların dürüst ve işini bilir ellere teslim edilmesi, en az icra mekanizması kadar hayatidir.Erzik, asalakları, manüplasyoncuları, futbolun içine işlemiş mikropları temizleyecek güce sahiptir. Doğru ekip şart Ben, yeni oluşumun sadece bugünkü sıkıntılara değil, yarın yaşanması kaçınılmaz sorunlara da göğüs gerecek, çözüm üretecek kapasitede olması gerektiğine inanıyorum.Örneğin iki yıl sonra yenilenecek naklen yayın ihalesi, medya devlerinin gerilimi yüksek çekişmesine sahne olacak. Kulüplerin en önemli gelir kaynağı olan bu pastayı büyütmek, futbolun ekonomisini geliştirmek ve yeni projeler sunmak, sağlam, ödün vermeyen, tehditlere boyun eğmeyecek bir iradeyle gerçekleşebilir.Erzik başkan adaylığını kabul eder, genel kuruldan onay alırsa, önceliklerinden biri de bayrağı teslim etmeye karar verdiğinde onu taşıyabilecek ekibi hazır hale getirmektir. Geçmişte ikinci adam yaratma konusuna yeterli özeni göstermediğini düşündüğüm Erzik'in, Türk futboluna en büyük katkısı bu olacaktır.Sözün özü;Varsa daha iyi önerisi olan hemen açıklasın.Varsa daha iyi bir adayı bulunan veya "Adayım" diyen, şimdi ortaya çıksın.Haddi ve hakkı olmayan insanlar köşe kapmak için fırsat kollarken, Türk futbolunda temiz bir sayfa açma fırsatı bu defa kaçırılmasın! Uzun vadeli hedefler Fener seyirci kalmaz! Hafta başında Fenerbahçe ilginç bir açıklama yaptı;"Kulübümüzün, Futbol Federasyonu seçimleri konusunda herhangi bir çalışması, adayı ya da kulis faaliyeti söz konusu değildir".Bu ifadelere inanmak, hele futbolda yeni oluşum söz konusu iken Fenerbahçe'nin olup biteni dışarıdan izleyeceğini düşünmek saflıktır.Aziz Yıldırım on küsur yıllık başkanlık döneminde futbol dahil pek çok branşta kulislerin en etkili ismiydi. Basketbol, voleybol, yüzme ve kürek seçimlerine bizzat tanık oldum. Kiminde başkan, kiminde sarı-lacivertli kulübün ağır topları oradaydı!Hemen şunu söyleyeyim; zaman içerisinde Yıldırım'ın bakış açısı ve taktiği değişmiş olabilir. Ancak bu, "elindeki gücü" kullanmaktan vazgeçtiği anlamına gelmez.Yıldırım'ın uzun süre dargın kaldığı Hasan Doğan'a başkanlık teklif etmesi, ardından Şenes Erzik'in Türk futbolunu düzlüğe çıkarabileceğini ifade etmesi, basit bir görüş beyanı değildir.Etik olmayan, söz konusu gücün ikbal beklentileri için kullanılması, bugüne kadar yapılan yanlışların tekrarlanmasıdır.İnsanların böyle bir kaygısı yoksa, yeni oluşumlarda adlarının geçmesinden rahatsızlık duymaları da gereksizdir. Hilal ve Merthan Giderek duyarsız bir toplum haline geliyoruz. Sadece iğnenin ucu bize batarsa ağlıyoruz. Aksi takdirde haksız kazanca, emek hırsızlığına seyirci kalmayı yeğliyoruz.On gün içinde iki çarpıcı örnek yaşadık.Önce 12 yaşındaki Hilal Coşkuner'in aldığı Dünya fair-play ödülüyle gururlandık.Sonra Kasımpaşasporlu Merthan'ın Ankaragücü maçında eliyle attığı gole tanık olduk. Genç futbolcu, insanları töhmet altında bırakıp, rakibinin emeğiyle oynamakla kalmadı, tarihi bir de fırsat kaçırdı.Evet, kurnaz beyninin hükmettiği o eli göremeyen hakemler hata yaptı. Sayesinde kasıtlı maç yönetmekle suçlandı.Peki ya Merthan'a ne demeli? Sahte gol sevinci yaşayacağına hakeme gidip "Elle attım" dese yücelmez, küçük Hilal gibi kahraman ilan edilmez miydi?Merthan kötü bir örnek. Onun gibi daha onlarcası var futbolun içinde.Öyleyse bu aldatmacalar cezasız kalmamalı, yaptırımı olmalı. Federasyon nasıl hakemin yanlış kartlarını iptal edip futbolcuya hakkını iade ediyorsa, bu tarz sahtekarlıkları da cezalandırmalı.İşte fırsat! Yeni disiplin talimatı hazırlanacak ve ligin ikinci yarısına yetişecek.Ey vicdan sahipleri...Kötüyü teşvik etmek değil, iyiye prim vermek adına buyrun göreve! cersen@milliyet.com.tr

Yazarlar