Türkiye' nin kurak futbol ikliminden çıkmış iki yetenekli futbolcu onlar. Biri Türkiye' nin en iyi sağ beki, diğeri de en iyi ön liberosu.
Her ikisi de uzun yıllardır sarı lacivertli formayı giyiyorlar.
Şimdi Aziz Yıldırım' ın Olağan Mali Genel Kurul' da yaptığı konuşma sonrası ikisi de küskün, ikisi de kırgın.
Başkan diyor ki, bizim verebileceğimizden fazlasını istiyorlar. Onlar diyor ki, biz makul ücretler istiyoruz, anlaşmaya da hazırdık, Başkan neden bize yüklendi, sportif başarısızlığın faturasını neden bize kesti.
Bir tarafta da Ahmet Bulut olayı var. Başkan' ın üstünü çizdiği futbolcu menajeri Ahmet Bulut. Başkan hiç bir şekilde futbolcuların menajerleri ile pazarlık masasına oturmasını kabul etmiyor. Siz kendiniz gelin diyor. Futbolcular da bunu kabul etmiyor.
Herşey kilitlenmiş durumda.
Gökhan ve Mehmet, Fenerbahçe' den ayrılacakları yönünde sinyaller veriyorlar. Euro 2016 sonrası büyük ihtimalle ayrılıklar yaşanacak.
Peki kim haklı?
Önceki yazılarımı takip edenler bilirler ki, Gökhan Gönül konusunda onun fazlaca abartıldığını düşünenlerdenim. İyi bir profesyonel olup olmadığını bilmiyorum ama 2008' den beri potansiyelinin altında kaldığını düşünüyorum. Performans olarak zirveye çıktığı Sevilla maçlarından bu yana bence üzerine koyamadı. İdare etti. Allah vergisi bir fiziksel kondisyon, dayanıklılık ve enerjisi var, ki pek çok takım arkadaşı antrenman sevmediğini söylemişti. Buna karşın tekniği üst düzey değil. Orta yapma, adam geçme, akıllı verkaçlar yapma özelikleri sınırlı. İsteyen son beş yılın isabetli orta yapma oranlarına baksın. Hele son 2 yılda çoğu ortaları rakibe gidiyordu veya rakibe çarpıyordu. Bu sene enerji açısından da fazlaca ekonomik oynadı. Fiziksel düşüş nedeniyle olabilir.
Gökhan Gönül, bana göre performans ve yeteneğine oranla yüksek bir rakam istiyor. Kulüpten hali hazırda aldığı para gerçekten de çok iyi. Bunun üzerinde bir talebin mantıklı olmadığı kanaatindeyim.
Öte yandan sorunun sadece para olmadığı da ortada. Başkan' ın tutumu bir hayli sert. Ya onların Ahmet Bulut' suz masaya oturmamasına, ya istedikleri rakama, ya da gideriz tehditlerine kızmış gözüküyor.
Başkan zaten kaybedilen şampiyonluğun faturasını çıkartacak bir günah keçisi arayışı içindeydi ve sanırım buldu. Eğer işin içinde gerçekten kulübe ve Başkan' a bir saygısızlık yok ise Başkan' ın tutumu hatalı.
Neden derseniz, bu futbolcular, ikna edilmeyecek insanlar değil. Bence, Başkan onlara "bir sebeple" kızmış, ikna etmek konusunda da bir motivasyon içinde olmayacağından, ipleri koparmayı seçmiş.
Fenerbahçe' de sayın Başkan' ın Guiza'ya, Serdar Kesimal'a, Mehmet Topuz' a, Stevic' e, Josico' ya, Maldonado' ya, Meireles' e, Josef De Souza' ya, Dia' ya ne paralar ödediğini bilenler için bu durum garip.
Gökhan ve Mehmet Topal bence şu anki kontratlarının üzerinde parayı hak etmiyorlar, ancak 300- 500 bin USD için kaybedilecek isimler de değiller. Hele de kadroda kalite olarak, kalibre olarak küçülmeye gidilen bir "feda" sezonunda.
Daha önce 18 yılda yapılan hatalı transferler, ki bunları buraya yazmak istemiyorum, için ödenen bonservisler, ücretler ve maç başı paraları daha dün gibi akıllarda iken, mevkisinin en iyisi gözüken bu iki futbolcuya rest çekmek bir hayli mantık dışı geliyor.
Fenerbahçe bu sene küçülecek ve tasarrufa gidecek ise, bu Gökhan veya Mehmet ile olmamalı.
Bu RvP, Fernandao, Nani, Souza, Diego gibi hiç bir katkısı olmayan, bu sene hiç bir varlık gösterememiş olan yabancılar ile olmalı.
Faturayı Gökhan ve Mehmet' e kesmek bence doğru değil. Ne vicdanen, ne de sportif açıdan doğru bir karar değil.
Hepinizin yakından tanıdığı "avaneler" şimdi de bu 2 futbolcuyu kötülemeye, karalamaya, onları suçlamaya başladı.
Eskiden savundukları, avuçları patlarcasına alkışladıkları bu isimleri şimdi böyle kötülemeleri ve arkalarından konuşmaları tam da bu avane tayfasına göre bir iş.
Mehmet Topal' da, Gökhan' da bu sene düşük performans göstermiş olsalar da, yerli olmaları ve mevkilerinin en iyileri olma sebebi ile gözden çıkarılmamalıdır. Gökhan' da, Mehmet' de olmazsa olmaz, alternatifsiz, bulunmaz hint kumaşı değillerdir, ancak yoklukları, zaten yetersiz olan bu kadronun daha da zayıflamasına neden olacaktır. Yani kadroda olmaları, olmamalarından iyidir.
Başkan' a düşen, bu arkadaşlara şefkatle yaklaşıp, empati kurup, kulüpte, kulübün koşullarına uygun olarak kalmalarını sağlamaktır. Başkan isterse, el uzatırsa, bu gençler karşılıksız bırakmaz.
Fenerbahçe bu iki futbolcuyu kaybederse, seneye puan kaybedilen maçlarda eleştiri okları doğrudan Başkan' a yönelme riski var. Ben yerinde olsam bu riski almam. Zira taraftarın genelinin önümüzdeki sezon geçmişe oranla başarısızlıklara karşı daha az toleranslı olacağını düşünüyorum.
