Fenerbahçe taraftarının son 8-9 sezonda yaşadığı dramı, dünya üzerinde az sayıda spor kulübünün taraftarı yaşamıştır. Hele de 3 Temmuz sürecini hesaba katarsak, bu seviyede çilelere maruz kalan tek camia Fenerbahçe' dir.
Elbette dış faktörler kadar iç faktörler de bu çilede büyük rol oynamaktadır. Başkan Aziz Yıldırım' ın futbol ve kurumsal yönetim alanlarında yaptığı hatalar, taraftarın bu çileleri çekmesine neden olmaktadır.
Son maçlara kalan şampiyonluk mücadeleleri, kovulan teknik direktör ve CEO' lar, hatalı transfer politikaları ve ben ne dersem o olur anlayışı Fenerbahçe' nin karakteristiği haline gelmiştir. İşin ilginç tarafı, Fenerbahçe taraftarının, yönetime yakın bir kesimi de bu karakteristiği benimsemekte ve asla sorgulamadan desteklemektedir.
Son birkaç haftadır, yetersiz kenar yönetimi nedeni ile Fenerbahçe sahada taraftarını çıldırtıyor. Futbolcular ne keyifli bir futbol sergiletiyor, ne de kendileri keyif alıyor. Takımda, sezon bitse de gitsek anlayışı hakim halde. Sadece tribünlerde değil, takım içinde de İsmail Kartal' a olan güven sarsılmış gözüküyor. Tabi ki Kartal' ın pek çok hatası nedeni ile bu güven kaybı haksız sayılmaz. Bugün yine Webo yerine Emenike ile başlaması kabul edilemez bir hata idi.
Medicana Sivasspor karşısında, son 5-6 haftadır ne oynadıysa onu oynadı Fenerbahçe. Yani birşey oynamadı. Şimdi İsmail Kartal hoca çıkıp istatistiklerden bahsedecek, şöyle hakimdik, böyle pas yüzdesi var, şöyle şut attık, korner kullandık diyecek. Ama sahaya bakıyorsun ortada hiçbir şey yok. Sivasspor' da 4 futbolcu, Burhan, Batuhan, Aatıf ve Taouil öyle iyi anlaşıyor, öyle bir enerji ve akıl ile oynuyor ki, bunları Fenerbahçe' ye alıp, Sivasspor' a Sow, Emenike, Kuyt ve Diego' yu versen, iyi ticaret yapmış sayacaksın kendini. Bunlar arasında yıllık ücrette dağlar kadar fark var, ancak sahada öyle büyük bir fark yok.
Fenerbahçe' yi hücum yaparken dikkatle izledim. Caner, Gökhan, Alper ve Diego hariç dikine gitmeyi planlayan, düşünen, hücum odaklı kimse yok. Aziz Başkan kontenjanından sahada yer alan Emenike, son vuruşlarda aktif ama saha içinde pasif Sow, takımın yükünü artık çekmekten usanmış Mehmet Topal ve sakat Emre ile Fenerbahçe adeta yarım bir takım. Hücumda çoğalamayan, defansta da eskisi gibi dikkatli olamayan bir ekip. Volkan' ın bu sezon ceza sahası dışından yediği kaçıncı gol oldu. Belki 8, belki 9.
Şampiyonluk için son viraja girilirken, 3 büyükler içinde en kötü futbolu oynayan ve en inançsız gözüken takım Fenerbahçe. Taraftar memnun değil, ancak sesini çıkartmıyor. Camianın önemli bir yüzdesinin takımdan da, hocadan da, yönetimden de memnun olmadığını açıkça görüyorum. Ancak sezon bitmeden bir tepki göstermek istemiyorlar. Doğru da yapıyorlar
Ancak bizlerin görevi işler iyi giderken de kötü giderken de objektif olmak. Bu yüzden kısaca özetliyorum.
Fenerbahçe' nin seneye yeni bir teknik direktör ve yeni bir kadro yapılanmasına ihtiyacı var. Başarıya aç, yetenekli, genç ve uyumlu bir kadro için belki aylar öncesinden planlama yapmak gerekiyor idi. Bu konuda hiç bir hareket olmadığını düşünüyorum. Hem şampiyonluk süreci, hem kulüp projeleri hem de yeniden yargılanma süreci, kadro yapılanmasını sanırım ikinci plana attı. Seneye bu kadro ile devam edilir ise, yaşlı ve doymuş bu kadroyu Lucescu bile toparlayamaz.
Lucescu diyorum zira Lucescu söylentileri ciddiyet kazandı. Eğer bu doğru ise, yönetimi kutlarım. Demek ki İsmail Hocada yaptıkları hatayı görmüş ve gereğini yapmışlar. Bunu İsmail Hoca da fark etmiş. Maç sonu açıklamalarından gidici olduğunun sinyalini veriyor gibi. Onun için de hayırlısı olsun. Olmayacak duaya amin dediler. Hocayı da ateşe attılar. Burada İsmail Hoca camianın çocuğu olarak elinden geleni yaptı ancak elinden gelen Fenerbahçe' ye yetmiyor.
Bu çile maalesef Fenerbahçe taraftarı için 5 hafta daha devam eder. Taraftar sezon başı yapılan hataların bedelini ödüyor.
