Bilal Meşe

Bilal Meşe

bmese@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bizim kulvarda 43 yılı geride bıraktım... Bu süreçte hep doğruların, yani ayakları yere basan belgeli haberlerin peşinde koştuk. Diyeceğimiz o ki yalanla-dolanla hiç işimiz olmadı. Kılı kırk yardık, sayfalarımıza yansıttık.
Kulüplerde başkanlık ve yöneticilik yapmanın zorluğunu anlatmaya gerek yok. Krizleri yönetmek ayrı bir sanattır.
Efendim, takım arkadaşım Serdar Sarıdağ’ın çıraklıktan, ustalığa geçmesinde biraz katkım var. O bizim okuldan, yani Milliyet’ten yetişmiş bir gazetecidir.
“Serdar şu an çok sinirliyim. İnan ağır laflar söylememek için kendimi zor tutuyorum. Boyko haberini yalanlayacağım...”
Kim diyor?
Yönetim kurulu eski üyelerinden yılların tecrübeli ismi Sami Albayrak ağabeyimizin oğlu Metin Albayrak.
Kime diyor?
Serdar Sarıdağ’a...
“Tolga ve Günay okursa morali bozulur. Sezon bittiği zaman istediğini yaz. İstersem hiçbir yere seni sokturmam, lütfen sezon sonuna kadar böyle şeyler yazma...”
Kim diyor?
Aynı adres yani Metin Albayrak...
Yani, hem lütfen diyor, hem de aba altından sopa gösteriyor! Olmadı, eğer haber yalansa, yalanla kardeşim. Haberin doğru olduğunu herkes biliyor, sitenize yalanlamayı koyabilirsiniz, elinizi tutan mı var!
Neymiş, Tolga ile Günay’ın morali bozulurmuş! Niye bozulsun, onlar profesyonel değil mi? Kusura bakma hele hele Tolga’nın bundan etkilenmeyecek kadar tecrübeli olduğunu bizler biliyoruz, ya siz?
Beşiktaş’ın şampiyonluk yolunda hassas bir çizgide olduğunu bizler de biliyoruz. Ama biz gazeteciler doğru bir haber varsa ki var, onu Metin Albayrak’ın isteği doğrultusunda sezon sonuna bırakamayız! Haber, haberdir, beklemez, bu işin doğası böyledir. Peki tutkuyu, haberciliğe karıştırmanın doğruluğunu kim savunabilir?
Geçmişte bir transferde yapılan yolsuzlukları ve skandalları ortaya çıkardık. Efsane Başkan Süleyman Seba, Milne’nin ipini çekti, bize de aba altından sopa göstermedi, tam tersi milyonlarca doları kurtardığımız için teşekkür etti. Üstelik sezon ortasında Beşiktaş teknik direktörsüz kaldı bir süre.
Özetlersek o koltuklarda oturmak kolay iş değildir, doğruya karşı çıkmak ise asla doğru bir yol değildir sayın Metin Albayrak!

Haberin Devamı

Derbi ortamı gerdi!

Haberin Devamı

Her renkten dostlarımız var, halkın sürekli nabzını tutuyoruz. Galatasaray-Beşiktaş derbisi yine ortamı gerdi! Her kafadan bir ses çıkıyor, garip-garip açıklamalar havalarda uçuşuyor! Eyy anlı-şanlı yöneticiler bu oyunu asıl aktörlerine bırakın, ortamı germeyin!
Siz ne söylerseniz söyleyin, istediğiniz kadar bu güzelim oyunu yan yollara taşımaya çalışın, son sözü futbolcular sahada söyleyecek, söylemleriniz gazete sayfalarında kaybolup gidecek! Bırakın bu işin keyfini çıkaralım, tadı damağımızda kalacak bir futbola tanıklık edelim. Kantarda kim ağır basar bilinmez. Çünkü ne de olsa derbi. Ne var ki Kartal bir adım önde, Aslan’ın fotoğrafı flu, çıkış arıyor, Avrupa kapısını tırmalıyor. Bildiğimiz tek gerçek var, o da derbinin adına yakışır bir mücadele olacağıdır. Öyle lafla peynir gemisi yürümez, iyi oynayan kazanır, gerisi hikayedir!

Sırada Gomez var

Haberin Devamı

Şenol Güneş bugünlerde yoğun bir stres içinde... Valla işi kolay değil, üç puan önde, ama diken üstünde! Final yollarında hep direklerden dönmesi gibi bir gerçek de var. Kamuoyunda ‘yine kaybeder mi?’ görüşü yaygın. Kartal üç haftayı hasarsız atlatır mı, atlatmaz mı, bilemiyoruz. Bildiğimiz tek gerçek Beşiktaş’ın onca sıkıntıya karşın üç puanlık avantajla zirvede park etmesidir. Oynadığı iyi futbolla en büyük favori bizim penceremizden Kartal’dır.
Dönelim Güneş cephesine, müthiş bir rakamsal özelliği var hocanın... Gittiği her takımda gol kralı çıkardı. Anımsayın, Şota, Fatih Tekke, Burak Yılmaz, Fernandao ve sırada Gomez var. Çalıştırdığı takımlardan sürekli gol kralı çıkaran Güneş’in bu başarısını rastlandı olarak görürsek ayıp ederiz. Biz değil, rakamlar söylüyor. Efendim, Gomez sezon sonunda Kartal’a veda edecek mi, etmeyecek mi, şimdilik soru işareti. Valla giderse, gittiği takımda bu kadar gol atabilir mi, bu da tartışma konusu. Niye mi? Bakın Fernandao’ya, gol kralının yerinde yeller esiyor bu sezon!

Orman rakipsiz

Beşiktaş ailesi 15 Mayıs’ta olağan kongreye gidiyor. Görünen o ki Başkan Fikret Orman sandığın en büyük favorisi. Takım arkadaşları ile birlikte müthiş bir başarıya imza attı. Onca ekonomik sıkıntıya karşın stadı bitirdi, Kartal ise göçebe kuşlar gibi oradan oraya savrulmasına karşın şampiyonluğa kanat çırpıyor.
Bu gerçekleşirse Fikret Orman mücizelerin adamı olarak tarihe geçecek. Buraya kadar eyvallah. Sokaktaki adam statla gurur duyuyor, duymasına da şampiyonluk özlemi ile de yanıp, tutuşuyor! Bu tabloda Orman’ın karşısına çıkmak cesaret ister, ekonomi ister, ister oğlu ister.
Haa biri çıkıyorsa ki Rüzgar Sağnak çıktı ortaya, imzaları topladı, ne var ki, Divan Kurulu’dan şimdilik kırmızı kart çıktı! Demokratik bir ortamda herkes o koltuğa aday olabilir, hakkıdır. Bırakın bin dereden su getirmeyi adaylığına onay verin, set çekmeyin. Sağnak’ın en doğal hakkını elinden almak Beşiktaş’ın gelenekleriyle asla örtüşmez, bilesiniz. Bir de böylesi başarılara imza atılan ortamda ikinci bir adayın çıkması alkışlanacak bir durumdur. Ne dersiniz sayın Yalçın Karadeniz?