Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çok zaman geçmedi üzerinden. Önce Antalya, sonra Eskişehir’de yaşanmıştı rezalet görüntüler.
Atiker Konyaspor- Beşiktaş Süper Kupa finali, tadını tuzunu kaçırdı futbol keyfimizin. Yıllarca kulağımızın üzerine yattık, şimdi seferberlik ilan ediyoruz tribün anarşisine dur diyebilmek için.
Samsun’a giden iki takım taraftarını taşıyan otobüslerde polisin yakaladıklarını gördünüz, değil mi? Maça değil, savaşa hazırlık sanırsınız.
Futbol Federasyonu’nun Riva yerleşkesinde bir köşe var. Camlı kocaman bir dolap. Bugüne dek futbol maçlarında sahaya atılan maddeler sergileniyor. Sustalı bıçak, davul tokmağı, balta, musluk başı, çakmak, tornavida, zincir, muşta... Aslında bir utanç müzesi, her statta birer tane bulunmalı ibreti alem için!
Dünya; ilime, teknolojiye, sanata, kültüre, uzaya yatırım yaparken, sporu ve futbolu da eğlence aracı olarak görüyor. Biz de ise, şiddet, korku ve nefretle bezenmiş bir yaşam biçimine dönüşüyor.

Keskin sirke
Konyaspor taraftarına gelince. Şunu bilmeliler ki, en büyük zararı kendi takımlarına ve yaşadıkları kente veriyorlar. Keskin sirke ve küpü misali.
Hepsinden önemlisi, iki önemli kupa kazanmış bir takımın emeğine, alın terine, sahadaki mücadelesine ayıptır yapılanlar. Hocasına, futbolcusuna, yöneticisine ihanettir. Kimsenin haddi değil bu başarıları gölgelemek.
“Onlar bir grup kendini bilmez” demeyin, güldürürsünüz. Sahaya binlerce kişi girdi. Böyle diye diye, azınlıklık çoğunluk oldu zaten!
Başkanı “İzmir marşının söylenmediği tek stat Konya’dadır” sözleriyle siyasetin gözünü çıkarırken, taraftarının penaltı atılırken tekbir getirmesi de yadırganmamalı bu konjonktürde! Ülkeyi ayrıştırmak ve bölmek, ulusal figürler ile dini unsurları bunların parçası yapmak, ne kadar kolay artık...
Söyleyin lütfen; hangi makam, hangi yetkili ve aklı selim yurttaş kabul edebilir, o cinnet hâlini ve sonrasında çıkan olayları?
Yayıncı kuruluşun görüntülerinde yok. Yüz milyonlarca lira harcanarak yaptırılan Samsun Yeni 19 Mayıs Stadı’nın maçtan sonraki içler acısı halini merak eden, bulur izler. Kırılan turnikeler, harap edilen tribünler, tuvaletler. Yazık. Tam bir vandallık eseri!

Önlemler yetersiz
Birkaç ay içinde üç önemli maçta akıllara ziyan manzaralar yaşandı. Görüldü ki en büyük sorun güvenlikte. Üst aramasında zafiyet olduğu ortada. Sözde üç kontrolden geçiyorlarmış! Kupada e-bilet uygulanmaması da ayrı sorun. Cesaret veriyor holiganlara. Tüm bunlara saha içindeki polisiye önlemlerin yetersizliğini de ekleyin. Alın size dünyanın diline düşen görüntülerle, yüz kızartan bir futbol maçı!
Traji komik hadiseye gelince. Beşiktaş taraftarının stada sokmak istediği pankarta el koyanlar, yüzlerce patlayıcı ve yaralayıcı maddenin içeriye nasıl girdiğinin hesabını verebilecekler mi acaba? Sanmam. Yaptıkları, bir yerlere şirin görünme çabasıdır. Yoksa ne pankartlar açıldı bu statlarda!

İşiniz zor sayın Bak!
Güreş Federasyonu Başkanlığından tanıdığımız Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, ayağının tozuyla krizin ortasına düştü. Net söyleyelim, işi kolay değil. Kimse alınıp gücenmesin. Yıllardır aynı masalı dinliyoruz. Yasa ve yönetmeliklerin öngördüğü hukuki yaptırımlar tavizsiz uygulanmazsa, günü kurtarmaktan öteye gidemez söylemler. Haftaya bunu da unuturuz.
Perşembe günü Ankara’da yapılan “sporda şiddet” zirvesi sonrası verilen mesajlarla umutlanmıştık. Lakin aynı anda ajanslara düşen “bıçak atan saldırgan serbest “ haberiyle kendimize geldik. Kontrol kimde, zorbalar nasıl cezalandırılacak, çözemedik! Kimse sorumluluğu bir başka makama veya kuruma atmaya kalkmasın.
Futbolun tüm paydaşları eteklerindeki taşları döküp hatalarıyla yüzleşmediği takdirde, havanda su dövmeye devam ederiz.

Ciddiye alınmıyor
Dilimizde tüy bitti. Şiddet ve küfür kültürüyle beslenen bir kuşak, tehlike sinyalini çoktan verdi. Devlet, yıllardır terörle mücadele ediyor. Futbol anarşistlerinin ne farkı var onlardan? Niye hoşgörüyle bakılıyor bu densizlere? İki milyon kişinin katıldığı mitinglerde olay çıkmıyor, 25 bin seyirciyi kontrol etmek mümkün olmuyor. Demek ki bu iş ciddiye alınmıyor.
Birer canlı bomba gibi aramızda dolaşan bu insanlar, yaşamın her alanına çöreklenmiş, aportta bekliyor zehirlerini akıtabilmek için. Maç filan bahane. Sorun çok daha büyük ve ciddi. Bakın sokaklara. Memleketin aynası sokaklar!

Haberin Devamı

Come to G.Saray!
Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören davet etti, Arda Turan geri döndü. Kosova maçı öncesi yaşanan kriz, Arda’nın milli formayı bırakmasıyla noktalanmıştı. Artık anlaşıldı ki sorun, bir zamanların baba-oğlu Fatih Terim ile Arda arasındaymış. Onca gürültü bahane.
Peki, milli takıma dönen Arda, Galatasaray’a da gelir mi? Terim’in de eski kulübünde “üst akıl” olarak konumlanma ihtimali var ya! Ateşle barut buluşması yani. Yarın öpüşüp barışırlarsa hiç şaşırmam! Nasıl olsa kimsenin gerçekleri anlatmaya ve milletten özür dilemeye niyeti yok!

Haberin Devamı

Eline sağlık Cem hoca
Cem Satman. FİFA kokartlı yardımcı hakem. Yılların deneyimi ve birikimini müthiş bir esere dönüştürdü. Geçen hafta baskıdan çıkan “Futbolda hakim olma sanatı” adlı kitabı, çok ciddi bir çalışma ve emeğin ürünü. Futbol hakemliğinin tüm dinamikleriyle irdelendiği kitap, kendi alanında önemli bir kaynak. Dr. Cem Satman’ın tamamen bilimsel veriler ve uluslararası kaynaklara dayandırdığı bu çalışması, her hakemin elinin altında bulunması gereken bir eser. Modern futbolun hızına ayak uydurmak için hakemin beslenmesinden, fiziksel gelişimine, psikolojisinden çevresel faktörlere değin, nasıl hazırlanması gerektiğini akıcı bir dille anlatan kitap, mutlaka okunmalı. Hakemlik ve akademisyenlik hayatını başarıyla sürdüren Satman’a eline sağlık diyoruz.