Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Trabzonspor adına rakip Galatasaray ise, deplasmanda puan iyi, fazlası haftanın sürprizi olurdu. Ama karşısında öyle iştahlı, ilk dakikadan itibaren baskı yapan, top kapan, pozisyona giren, nefes aldırmayan bir takım olunca, işler düşünüldüğü gibi gitmedi.
Trabzonspor’un en etkili gol silahı Burak Yılmaz. Galatasaray’ın ise sadece Gomis’i yok. Feghouli, Belhanda, Rodrigues’den oluşan ortadaki üçlü, her an pozisyona girebilecek, rakip savunmanın dengesini bozabilecek yetenekte isimler. Bunlara solda Nagatomo, sağda Mariano gibi ofansif oyuna ciddi katkı sağlayan futbolcuları da ekleyin, maç boyunca her şey Galatasaray’ın istediği gibi gitti diyebiliriz. Maçın hemen başında Abdülkadir’in çıkarken kaptırdığı top tecrübesizliğine bağlansa da, Mariano’nun pasında savunma öyle boş bulundu ki, Feghouli’nin aralarına sızıp son dokunuşu yapması zor olmadı.
Peki Trabzonspor cephesinde neler oldu? Bir kere orta alanı tamamen rakibe teslim etti. Okay’ın partreni Kucka, ikili mücadelelerde hiç yoktu. Bakmayın uzatmada attığı ilginç gole. Sonuna yaklaştığı kariyerinde unutamayacağı bir anısı olarak kalır hafızasında. Aldığı paranın karşılığı Trabzonspor’a yapacağı katkı da sanırım sadece budur. Oysa ikinci bölgede sağlam duramazsanız, hem savunmanızın yükü ekstra artar, hem hücumda etkisiz kalırsınız. Dolayısıyla maç boyunca ilkel yöntemlerle Burak’ı uzun toplarla buluşturma planı da işlemedi. Yardımcı hakemler ofsayt bayrağı kaldırmaktan yoruldu.
İkinci yarıda garip bir hamle yaptı Çalımbay. Hubocan alıp orta alanı N’Doye ile takviye etti. Okay’ı ise savunmanın göbeğine yerleştirdi. Galiba Kucka’yı çıkarmak yerine, açıklarını kapayacak bir formül vardı kafasında. Lakin bu değişiklik pahalıya patladı. Tam da Trabzonspor ikinci yarıya iyi başladı, bulduğu geniş alanları olumlu kullanmaya başladı diyorduk ki, bu kez Okay’ın büyük hatasını Gomis affetmedi.
Karşınızdaki takım Galatasaray, ligin en güçlü şampiyonluk adayı. Deplasmandasınız ve rakibi iyi etüt edip, etkili oyuncularına önlem almaz, doğru bir oyun planı kurgulamazsanız işiniz zorlaşır. Artı, Abdülkadir ve Okay gibi pırıl pırıl gençleri hedefe koyar, Yusuf Yazıcı gibi bir yeteneği yıpratırsınız. Bu hiç adaletli değil.
Skora bakmayın. Trabzonspor dün geceyi ucuz atlattı. Daha can sıkıcı bir sonuç olabilirdi. Rıza hocam kusura bakmasın, hep “savaşan takım istiyorum” diyor ya. Bakıyorum yedek kulübesine, Batuhan, Abdurrahim, Hüseyin gibi gençler bu takımın geleceği. Kaybetseniz dahi, takıma yararlı olacağını sandığınız “papaz” isimlerde ısrar etmek yerine, bu çocukları Trabzonspor’a kazandırabilirsiniz. İz bırakmak, biraz da cesur olmayı gerektirir. Gerisi boş laftır!