Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sanatın hor görüldüğü, sanat eserinin değersiz kılındığı bir ülkede, vatandaş aynı tepkiyi Futbol Federasyonu talimatları için gösterebilir mi?
Eğer yasalar insanların taşıdığı unvana ve makama değil, Anayasa’daki eşitlik ilkesine göre uygulanıyorsa evet.
Federasyon kurullarının kararları sosyal medyada espri konusu oluyor, bizleri bıyık altından güldürüyorsa elbette evet!
Günlerdir devam eden tartışmaların fitilini ateşleyen konu, Tahkim Kurulu’nun, Galatasaraylı Gökhan Zan’a verilen cezayı ertelemesi, kuşkusuz. İşinin ehli hukukçular, talimatların gizemli koridorlarındaki iğne deliklerini tespit etmiş, geri çevrilemeyecek bir savunma yapmış ve Tahkim Kurulu’nu hepimizin ağzını açık bırakan tarihi kararını vermeye zorlamış olabilir.
Buna itirazımız yok! Tıpkı UEFA’dan transfer edilen meşhur “erteleme” maddesinin talimata eklendiği günlerde, nimetlerinden fazlasıyla yararlananların seslerini çıkarmadığı gibi. Dün ona, bugün başkasına!
Lakin vicdan var, izan var, mantık var.
Hakemin kırmızı kartla ihraç ettiği bir oyuncunun ilk resmi müsabakada oynatılmasını hangi talimat veya örnekle anlatırsanız anlatın, tarafsız beyinlere bunu kabul ettiremezsiniz.
Spor gazeteciliğine başladığımız ilk yıllarda bugün piyasada hüküm süren pek çok spor hukukçusunun hocası sayılan bir ağabeyimiz aynen şöyle demişti:
“Bu talimatlar hazırlanırken mutlaka yoruma açık bir nokta, zamanı geldiğinde kullanılacak detay konur. Hukukçular çok sever bu tarz manevraları”.
Bu sözlerin bir itiraf değil, mesleğimize ışık tutacak projektör olduğunu anladığımızda aradan yıllar geçmişti. Bugün yine aynı noktadayız. Tanrı rahmet eylesin, o değerli hukuk adamı yattığı yerden bizleri görüyorsa, korkarım kemikleri sızlıyordur.
Dönelim fani dünyaya... Tahkim Kurulu kararıyla açılan “erteleme” yolunun bundan sonra futboldaki tüm disiplin uygulamalarında gündeme getirilmesine kimse şaşırmamalı. Kapı aralandı, eşik aşıldı. Dur durak yok. Çünkü artık böyle bir hak var. Hukukçular böyle uyguluyor. Kulüplerin, teknik adamların, futbolcuların işine böylesi geliyor!
İnsanların yargıya inancı, adalet mekanizmasına olan güveni sarsılırsa, o kurulların bundan sonra vereceği kararlar tartışılmaktan ve konuşulmaktan kendini kurtaramaz. Aynı kurum içindeki hukukçular futbolun marka ve manevi değerini korumak konusunda farklı düşünüyorsa, orada objektiflikten söz edilemez.
Avukat, savcı ya da hakim değiliz. Yasaları, talimatları, içlerine gizlenen ve zamanı geldiğinde kullanılan hükümleri bilmeyiz. Kime ve neye hizmet ettiğini, ne kadar kafa yorarsak yoralım, anlayamayız. Anlayamadığımız gibi, görevimiz gereği insanlara anlatmakta aciz kalır, mahcup oluruz!
Dolayısıyla “erteleme” maddesinin futbol disiplin hukukumuza girdiği günden bu yana, gücün mü, yoksa evrensel kuralların mı geçerli olduğu şeklindeki basit bulmacanın yanıtını aklımızın ermediği yerlerde aramaya devam ederiz ki...
Korkarız o vakit, sözün bittiği yere gelmişiz demektir!

Haberin Devamı

Yıldırım, Zan ve Mamur!

Haberin Devamı

Söz Gökhan Zan’dan açılmışken, bu kez de Disiplin Kurulu’nun anlam vermekte zorlandığımız uygulamaları ile devam edelim.
Galatasaraylı futbolcu neden disiplin kuruluna sevk edildi? Rakibine yumruk attığı için? Bu eylemin talimattaki karşılığı ne? Madde 44, Kural dışı hareketler: “Futbol oyun kurallarına aykırı olarak sert ve ciddi faul yapan futbolculara iki ila dört, şiddetli harekette bulunan futbolculara ise üç ila altı müsabakadan men cezası verilir”.
Disiplin Kurulu’nun Gökhan’a verdiği iki maçlık cezanın gerekçesi ne idi? “Rakip takım sporcusuna yönelik şiddetli hareketi”.
Kendileri söylüyor şiddetli hareket. Yaptırımı da üç ila altı maç ceza!
Gökhan’ın hareketi şiddetli ise nasıl olur da 2 maç ceza verilir? Biz çözemedik.
Gelelim Aziz Yıldırım’ın 21 günlük hak mahrumiyetine.
Fenerbahçe Başkanı, raporlara göre hakem Tolga Özkalfa’ya nerede verip veriştirdi? Soyunma odası koridorunda.
Disiplin talimatı açık, söz konusu eylem hakem soyunma odası koridorunda gerçekleşiyorsa, yaptırımı şöyledir:
Madde 39, Hakem soyunma odası ve koridorunun güvenliği, Fıkra 2) “Kulüp yöneticileri hakem soyunma odası koridorlarında sportmenliğe aykırı harekette bulunmaları halinde 45 günden az ve 90 günden çok olmamak üzere; hakarette bulunmaları halinde ise 90 günden az 180 günden çok olmamak üzere hak mahrumiyeti cezası ile cezalandırılır.”
PFDK, Yıldırım’a verdiği cezanın gerekçesini nasıl açıkladı: “Müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle”.
Eylem nerede gerçekleşmişti ? Soyunma odası koridorunda! Peki nasıl olur da 21 gün ceza verilir? Vallahi onu da çözemedik!
Geldik Kayserispor Başkanı Recep Mamur’a. Mamur, Galatasaray maçından sonra çoğu zaman aynı fikirleri paylaştığı Aziz Yıldırım gibi soyunma odası koridoruna inince, soluğu disiplin kurulunda aldı. Fakat aynı kurul bu kez, Mamur’a yukarıda anımsattığımız talimat maddesine göre, alt sınırdan 45 gün ceza kesti. İlginç değil mi?
Bu tip eylemlerin hakem soyunma odası koridorunda gerçekleşmesi halinde verilen ceza neden ağırlaştırılmıştır biliyor musunuz?
Çünkü orası hakemin mahremidir. Korunması gereken bir mekandır. Hakemin güvenliği, sağlığı ve psikolojik durumu her şeyden önemlidir.
Kıssadan hisse, buradan çıkaracağımız sonuç; Aziz Yıldırım ile Tolga Özkalfa arasındaki o diyalog, herhalde protokol tribününde geçmiştir!