Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Trabzonspor düne kadar 7’si Avrupa, 6’sı süper lig olmak üzere 13 maç oynadı. Beşiktaş hariç diğer tüm rakipleri bordo-mavili ekipten kadro ve oyun anlayışı olarak üstün değildi. Yani bu süreçteki en zorlu sınavı Lazio ile olacaktı. Maçtaki performansı Trabzon’un gerçek gücünü görmek açısından da anlamlıydı. Kağıt üzerinde favori gösterilen İtalyan temsilcisi karşısında puan iyi sonuç, galibiyet bol fındıklı Hamsiköy sütlacıydı.
Bu tip mücadelelerde oyun disiplini ve yardımlaşmanın ön plana çıktığını düşünürsek, bunu yapmaya çalışırken bireysel yeteneklerin de devreye girmesi, Trabzonspor adına işlerin kolaylaşması anlamına gelebilirdi. Kim olacaktı bu isimler? Adrian, Yusuf, Avrupa’yı seven Henrique. Ve tabii ki bu tarz oyunların deneyimli ayakları Malouda ile Bosinwga. Peki ne kadar etkili oldu bu ayaklar?
Üç gole imzasını koyanlar, evet. Malouda ise hayal kırıklığı. Tıpkı ikinci yarıda orta alanda oyunu tutmak adına Mustafa Akçay’ın sahaya sürdüğü Alanzinho ve Aykut Akgün gibi. Bence özellikle Alanzinho bu takımda niçin şans bulmadığını bir daha sorgulamaya kalkmak yerine kaçırdığı o golün nelere mal olduğunu düşünmeli.
Lazio’ya gelince. Seri A’nın dişli takımlarından olan İtalyan temsilcisi belli ki teknik direktörleri Vlademir Petkoviç’in maç öncesi şımarık söylemlerinden fazlasıyla etkilenmişti. Petkoviç’in “Bu grubun favorisi biziz” gibi, hiçbir maçın oynanmadan kazanılmayacağı gerçeğini inkar eden ifadeleri, Laziolu oyuncuların Trabzonspor’u hafife almasına yol açtığı belliydi. Ta ki 34 dakikada kalesinde üç gol birden görünceye kadar. Bu savunma kurgusunda Yusuf ve Henrique fırsatları kullandı, Adrian ise klasını.
İkinci yarıda iki farklı öne geçmiş bir takımın yapacağı tek şey, orta alan güçlendirerek rakibin topla oynamasına engellemek olacaktı. Nitekim Akçay aksayan Malouda ile sakatlanan Colman’ın yerine en elindeki mevcutlar içinde en doğru tercihleri kullandı. Gelin görün ki Alanzinho da Aykut da bırakın kendilerinden bekleneni vermek, adeta takım el freni oldular. Ne savunmaya katkıları oldu, ne hücuma.
Hal böyle olunca Lazio’nun da iştahı kabardı. Trabzonspor’un aksine Petkoviç’in ilk tercihi olan Floccari toz gibi dağılan bordo-mavili savunmanın arasından çok iki basit gol bularak gitti denen maça ortak olmayı bildi.
Bir takım 3-1’den, hatta skoru daha da artırabileceği bir maçtan tek puan çıkarıyor, son dakikalarda ise yenilgiden kurtuluyorsa, söylenecek tek kelime “yazık” oluyor. Trabzon dün gece gruptan çıkabilmek için çok önemli bir fırsatı tepse de, hatalarından ders çıkaracağı beklentisi, bu umudun taze tutulmasını sağlayabilir.