Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sarvan anılarını yazsa ‘Bestseller’ olur



Kim bilir, belki bir gün MHK Başkanı Oğuz Sarvan da oturup kitap yazar.
Bir dönemin karanlıkta kalan konularını en azından vicdanını rahatlatmak adına kaleme alır.
Yaptıklarını değil, neler yapamadıklarını kamuoyu ile paylaşır.
Şahsen merak ediyorum.
Mesela hangi tavizleri vererek MHK başkanlığı koltuğuna oturmuştur? Çalışacağı insanların listesi önüne konunca “eyvah” demiş midir?
Aralarında Hakan Sivriservi’nin de bulunduğu 5 hakem için alınan infaz kararını uygularken, hiç mi sıkılmamıştır?
O hakemlerin üçünü süper lig kadrosundan çıkarma yürekliliğini neden gösterememiştir? Neden korkmuştur?
Bir dönem hakemlerin telefonları gayri yasal yoldan dinlenmiş midir? Dinlenmiş ise bu kayıtlar kimlerin kasasındadır?
Bölgecilik yaparken, pek çok hakemin hakkını yemek, ağzında kadayıf tadı bırakmış mıdır?
Beşiktaş kulübü başkanı kendisine en ağır hakaretleri ederken ne düşünmüştür ve hemen akabinde bir toplantıda yan yana oturmak rahatsızlık vermiş midir? İçinden neler geçirmiştir?
Hangi maçtan sonra başını yastığa koyduğunda kâbus görmüştür?
Kayserispor Onursal Başkanı hakemleri formasını astırmakla tehdit ederken, kendisini ne yerine koymuştur?

Haberin Devamı

Fikir babası kim?
Tolga Özkalfa’yı hemen ertesi hafta bir başka maça verirken, yakın geçmişte kaç hakem için aynı uygulamayı yapabilmiştir? Bu eylemi ile hakemlerin mi, yoksa hemşehrisi Özkalfa’nın mı arkasında durduğunu göstermiştir?
Bir kulüp başkanın telefonunu numarayı tanımadığı gerekçesiyle açmazken, içini bir ürperti kaplamış mıdır?
FIFA kokartlı bir hakem istifasını verdiğinde “Yıllardır benim yapamadığımı yaptı. Ohh kurtuldum” demiş midir?
Gözlemcilerin MHK’ye bağlanması projesinin fikir babası kimdir?
Gözlemci notlarına mı yoksa Maraton programındaki yorumlara göre mi hareket etmiştir? Yemek tariflerini not edip mutfağa girmiş midir?
Kurulunda yer alan bazı üyelerin kulüplerle bağlantılarından rahatsızlık duymuş mudur?
Dernek işlerini eline yüzüne bulaştırdığı fikrine kapılmış mıdır?
Türkiye’de hiçbir MHK başkanının özerk olamayacağını, adalet dağıtırken işin içine kin, nefret, intikam duygularının girdiğini anlamış mıdır?
Medyayı “dost” ve “düşman” kuvvetler diye ayırırken, niçin eleştirildiğinin analizini tarafsızca yapabilmiş midir?
Kısacası Sarvan nelerden pişman olmuştur?
Oğuz Sarvan’ın bu sorulara yanıt verecek cesareti varsa, ileride yazacağı kitap “Bestseller” olacaktır.
Raflara konmadan kapışılacaktır. Hiç endişesi olmasın.

Bir saniye bekle!
Adam: Tanrım.
Tanrı: Efendim.
Adam: Bir soru sorabilir miyim?
Tanrı: Elbette.
Adam: Bir milyon yıl senin için ne demek?
Tanrı: Bir saniye.
Adam: Ya bir milyon dolar?
Tanrı: Bir penny.
Adam: Tanrım bana bir penny verir misin?
Tanrı: Bir saniye bekle...

Kontrolsüz güç zarar verir
Mehmet Özhaseki’nin Kayserispor’un haklarını savunmak adına yaptığı açıklamalar kime zarar verecek dersiniz?
Hakemlere mi?
Yoksa onları doğru dürüst yönetemeyen MHK’ye mi?
Belki de Futbol Federasyonu’na.
Ya da futbolun marka değerine.
Merak etmeyin hepsi üzerine düşen kadarını alır.
Bu sözlerden en büyük zararı Kayserispor’un imajı görecek.
Sarı-kırmızılı kulüp yarışmacı kimliği, mütevazı görüntüsü ve futbola kazandırdığı değerler ile gerçekten sempatik bir camia.
Ama artık kafalar bulanık.
Ne demek hakeme düdüğünü duvara astırmak.
“Federasyon, MHK bize vız gelir, istediğimiz adamın hakemliğini bitiririz.”
Ne demek “Bizim başka güçlerimiz var. Bunu kullanırız”?
Gücün ne olduğunu fazla düşünmeyin. Siyasi güç.
Belediye başkanı iktidar partisinden. Saygınlığı kadar pek çok alanda ağırlığı var.
Kent, sosyal ve politik yapısıyla hükümete çok yakın.
Devletin önemli kademelerinde Kayseri’nin temsilcileri bulunuyor.
Eee, böyle bir güç karşısında kim durabilir ki?
Gelelim Sayın Özhaseki’nin kime ve kimlere ayıp etmiş olabileceğine?
Bir, kendisi hâlâ söylediklerinin arkasında duruyorsa, rahmetli dostu Hasan Doğan’a.
O meşhur Fenerbahçe maçından sonra Onursal başkan sıfatıyla hakem Hakan Sivriservi’yi bitirdiğini ima etmek, Doğan’ın hayatta iken açıklamadığı bir konuyu dile getirmek, en azından anısını zedeler.

Haberin Devamı

Mamur’a haksızlık
İki, kendi kulübü ve yöneticilerine.
Kayserispor’un çıkarlarını korumakla yükümlü insanları yetersiz ve iş bilmez duruma düşürmek, Recep Mamur ve yönetimine yapılmış bir haksızlıktır.
Sevgili Ercan Güven’in ifade ettiği gibi düzen içerisinde “sadece rolünün hakkını vermeye çalışmak” yerine, gücünü kullanarak daha yararlı açılımlar yapabilirdi sayın Özhaseki.
Örneğin, Kayserispor ve Erciyesspor yıllardır en üst ligde oynarken, Anadolu’nun bu önemli kentinden niçin bir süper lig hakemi çıkmadığını sorgulayabilirdi.
Belediye’de sportif direktör olarak çalışan bir MHK üyesi varken, sorunlarını ve sıkıntılarını bu kanaldan aktarabilirdi ilgililere.
Ya da eleştirdiği kulüp başkanları gibi davranmayarak, bir telefonla federasyonun en üst makamına anlatabilirdi derdini.
Hiçbirini denemedi.
Son olarak Onursal Başkan şu konuya da açıklık getirmeli;
Hakem Hakan Sivriservi’ye düdüğünü astırdı ise neden, hangi bilgilerle ve gerekçelerle yaptığını ifade etmeli.
En önemlisi bu itirafı niçin iki yıl gizlediğini anlatmalı.



Özmekik’e bir ayna verin!
Badminton Federasyonu Başkanı Murat Özmekik sponsor bulamamaktan yakınmış.
Geçen yıl faaliyetlerin yarısını sponsorlar sayesinde yürütmüş de, bu aralar kimsecikler federasyonun kapısını çalmıyormuş.
Neden ola ki?
Sporu siyasallaştıran bir federasyon başkanı olarak şikayet edeceğine önce aynaya baksın Özmekik.
Milli takım kamplarında yaşananlar internet sitelerinde dolaşıyor. Yasak aşklar, cep telefonu mesajlarıyla tacizler ve içki muhabbetleriyle ilgili iddialar gırla gidiyor.
Özmekik bu iddiaların hangisini soruşturmuş bugüne kadar?
Genel Müdürlük müfettişleri ne zaman “Gel bakalım kardeşim neler oluyor orada?” diye inceleme başlatmış acaba?
Sporda öyle bir süreç yaşıyoruz ki son yıllarda.
Tıpkı demir perde dönemi.
Çok şey konuşuluyor, hiçbir şey yapılmıyor.
Neden?
“Bizden olan zarar görmesin, ideolojimize zeval gelmesin.”
Devam edin beyler, devir sizin devriniz.
Ama unutmayın.
Berlin duvarının yıkılması bile bir saat sürdü.