Cemal Ersen

Cemal Ersen

cersen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün (dün) Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 88. yıldönümü. Son dönemlerdeki terör saldırıları, Van’daki deprem felaketi derken, en anlamlı bayramımızın coşkusunu, ilk kez doyasıya yaşayamadık. Resmi törenler iptal edildi. Kutlamalar da ha keza. Oysa en gereksinim duyduğumuz günlerde ulusça bütünleşmek için ne kadar anlamlı bir fırsattı!..
Hadi devlet büyüklerimiz böyle buyurdu. Peki ya Futbol Federasyonu?.. Gaziantepspor Kulübü?.. Trabzonsporlu yöneticiler?.. Çok mu zordu sahaya “Yaşasın Cumhuriyet” yazılı pankart ile çıkmak? Veya hakemin düdüğünden önce statta bir kutlama anonsu yapmak? Polis haftasını, Dil Kurumu’nun yıldönümünü, Esnaf Derneği’nin kongresini unutmayanlara sözümüz. Ayıp ettiniz! Sorarım size; başka hangi günü anımsayacaksınız?

Haberin Devamı

Güneş’in tercihleri
Şenol Güneş’in Burak ve Volkan Şen’i Gaziantep’e getirmeme kararına saygı duymak gerek. Demek ki hocanın önceliği ligimiz değilmiş. Bu iki oyuncunun yokluğuna cezalı Zokora’yı da ekleyince, kağıt üzerinde favori görünen takım, hafta içinde Galatasaray’ın fiyakasını bozan Gaziantepspor oluyordu kuşkusuz. Kanatları iyi kullanan, önde Muhammed - Olcan uyumuyla her an golü koklayabilen, orta alandan kaptığı toplarla rakip savunmayı eksik yakalayarak cezasını kesen Abdullah Ercan’ın öğrencileri, dün akşam istediklerini yapma şansı bulamadı. Kötü ve yorgun olduklarından değil, Trabzonspor’un önemli eksiklerine karşın bu sezon ilk kez takım gibi oynama isteğine takılmalarından.
Lakin bordo-mavili ekipte alışık olmadıkları bu duruma ayak uyduramayıp sırıtanlar da vardı. Örneğin Pawel ve Colman. Hadi Pawel ısrarla kendine verilen şansı kullanmak istemiyor. Colman’a ne demeli? Arkadaşları sahada yırtınırken bu kadar vurdumduymaz oynaması, acaba alternatifi olmadığı yanılgısından mı?
İkinci yarı Trabzonspor’da Alanzinho’nun girişi orta alana müthiş hareketlilik getirdi. Sahanın en iyisi Adrian kenara alınıncaya kadar, ki bu değişikliği anlayamadık, takımını ayakta tutan isimdi. Güneş’in uzun süren sakatlıktan sonra Henrique’yi son bölümde oyuna sürmesinin tek anlamı vardı. Bitirici darbeyi vurmak. Nitekim ikinci yarıda defansif bir görev üstlenen ve bunu başarıyla yerine getiren Halil’i adeta gole zorlaması, Henrique’nin Burak’tan sonra bu takımın önemli hücum güçlerinden biri olduğunu göstermeye yetti.
Şenol hoca çok kritik bir dönemde gerçekten büyük risk aldı. Beraberlik, zorlu deplasman için yeterli olabilirdi. Ancak son dakikaya kadar daha fazlasını istemek ve bunu başaracağına inanmak, Gaziantepspor kadar Güneş için de sürpriz oldu diyebiliriz.