Skorer Düdükler susunca

Düdükler susunca

15.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Düdükler susunca

Düdükler susunca

Düdükler susunca
       TÜRKİYE Ligi'nin çivisi çıktı! Çünkü düdükler sustu. Çünkü hakemler, inanılmaz karar yanlışlarıyla, anlaşılmaz eyyamcılıklarla futbolu oyun olmaktan uzaklaştırıp kavgaya dönüştürdüler. Kıran kırana bir dövüş ortamında her şey yapanın yanına kar kalmaya başladı. Ayağı kırılan futbolcular, rakibine kafa atan, tekme atan, yumruk atan, tüküren, küfür eden futbolcular hakemin dikkatini çekmiyor. Adalet köreliyor, yeşil çimenin üzerine karanlık gölgeler düşüyor.
       MHK Başkanı Hilmi Ok, iyi niyetli bir politika izliyor. Genç ve gelecek vaadeden hakemleri en zor maçlarda görevlendiriyor. Ne var ki, çoğu hakem görev sorumluluğunu taşıyamıyor. Kuralları uygulayamıyor, yetkisini kullanamıyor. Seyirci baskısından, medya eleştirisinden, futbolcu itirazından yılgınlığa uğrayıp oyun içindeki kişiliğini kaybediyor.
       Trabzon'da Hayati - Abdullah tekmeleşmesini Şahin Taşkınsoy, nasihatla geçiştiriyor... İstanbul'da Dimas yerde kıvranıyor, Serdar Çakır dönüp bakmadan oyunu sürdürüyor. Az sonra Mustafa Doğan genç futbolcu Güven'in bacağını kırıyor, futbolcu yerde Çakır yine görevde(!)... Onbir sarı kartla, kırmızı karta başvurma cesareti bulamadan kariyerini kaybediyor.
       Kadir Tozlu, sekiz gollü Karabükspor - Gaziantepspor maçında adalet terazisinin kefelerini karıştırıyor. Verdiği kararların kurallarla yakın - uzak ilgisi yok.
       Hakem düdüğü, ligin temel çivisi, adaletin güvencesidir... O düdük susunca spor biter, oyun değil, savaş başlar. Sahadaki kavga tribünlere sıçrar... Susan düdüğün yerini, Tanrı korusun, coplar ve silahlar alır... Kıyamet işte o zaman kopar.
       Hakemdir, yanlış yapar... Bu gerçeğe anlayış ve hoşgörü gösterilebilir.
       Ama maçı kavgaya dönüştürüp hiç istifini bozmayan eyyamcılığa itirazımız var.
       O nedenle ligin çivisi çıktı, diyoruz...
       Artık "İyi oynayan kazansın" döneminden, "Altta kalanın canı çıksın" sürecine giriyoruz.
       Bu kaosun derhal bitirilmesini talep ediyoruz!

       BAY Orhan Yüce! Teknik direktör sorumluluğunu üstlendiğiniz Karabükspor takımı hakem yanlışlarının da etkisiyle kendi sahasında Gaziantepspor'dan yarım düzine gol yiyerek hezimete uğradı. Elbette üzgün, öfkelisiniz... Ama ne olursa olsun, spor adamı kimliğini elden düşürmemelisiniz. Maçın üzerinden dakikalar geçmiş, kameraların önüne geliyorsunuz ve "Hakemini ağzını burnunu kıracaksın, sonra da bu işe noktayı koyacaksın" demekten hiç sıkılmıyorsunuz. Ne kadar sorumsuz, spor ve ahlak dışı bir demeç bu! Yangına körükle gitmenin korkunç örneği. Yakın gelecekte, sizi örnek alan 15 - 20 yaşındaki gençler, taş ve sopalarla hakem kovalayıp ağzını burnunu kırarsa, utanmayacak mısınız ? Derhal özür dileyip sözlerinizi geri alın... Hem de kameraların önünde!


       ATV'de Sevgili Faik Çetiner'in programına takıldık bir ara... Galatasaray eski asbaşkanı Adnan Polat, Beşiktaş Başkanı Süleyman Seba ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım sözü medyaya getiriyorlar. Sevgili Süleyman ağabey, yönetime dönük eleştirilerin medyada değil, kongrede yapılmasını öneriyor. Sevgili Polat'ın B.Hakan'a öneresi de şu: "Medyaya gözünü ve kulağını kapat, işine bak!" İki spor adamında da inceden medyatik bir rahatsızlık var. Bunu dile getirdikleri yer de medya! Sevgili dostlar, medyadan bu kadar rahatsız olmaya hiç hakkınız yok. İyi ki medya var. Türk halkı haber alma hakkını medya ile kullanıyor. Eleştiriler - tatlı ya da acı - medyanın en yararlı meyvasıdır, unutmayın. Ağzınızın tadını kaçırmayın!

       FENERBAHÇELİ Mustafa Doğan'ın, İstanbulsporlu genç futbolcu Güven'in ayağını kırmasına Erman Toroğlu, doğru ve haklı bir tepki gösteriyor. Serdar Çakır'ın kırmızı kartı doğrudan göstermesi gerektiğini dile getiriyor. Kurallara uygun, yerinde bir yorum... Dostlar hatırlattı... Yıllar önce Ali Sami Yen'de oynanan Galatasaray - Trabzonspor maçının hakemi Erman Toroğlu'ydu. Trabzonsporlu Soner, genç futbolcu Okan'ın ayağını kırdı benzer biçimde. Bugünkü kurallar, o gün de geçerliydi. Toroğlu kırmızı kartı göstermedi... Zaten en önemli felsefesi, futbolun erkek oyunu olduğu ve takır takır oynanması gerektiğiydi. Şimdi Erman hoca ahkam kesiyor... Çakır'ın kırmızı kart göstermesi gerektiğini söylüyor. Kültür ve felsefe farklılaşmasının örneğini sunuyor.

       Hüseyin Kalpar'ın futbolcuları, Karabükspor'a deplasmanda attıkları yarım düzine golle, iyi futbolun örneğini sundular.