Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


Siz hiç algı yanılması yaşadınız mı?.. Öyle kulağına sesler gelen, olmayan varlıklarla muhabbet eden psikoz durumlarını demiyorum.
Yolda görüp tanış sandığınız biri olmuştur mutlaka.
“Bana mı seslendin” dediğiniz mesela...
Bir vazo resmi gösteriyorlar insana, aslında iki insan suratı. Bir ağaç dalına bakıyorsunuz, ancak dakikalar sonra peygamber devesi olduğunu anlıyorsunuz.
İnsan yanılabilir.
Üstelik, kendini yanıltan verilere canı gönülden inanabilir.
Düz mantık. Hakem de insandır, o da yanılabilir.
* * *
Hakemin yanılma payı tüm futbol unsurları tarafından yazılı olmayan bir anlaşma ile önceden kabul edilmiştir. Futbolun parametrelerinden biridir.
Hakem yanılıyor zaten. Korneri penaltıyı geçtik, tükürdü sanıyor, küfür etti sanıyor, yumruk attı sanıyor.
Lakin zaman değişiyor.
Teknoloji her bireyin cebine girmiş. Dağ taş kamera olmuş. Her vatandaşın her yaptığı bir yerlere kaydediliyor.
İşte futbolumuzda zurnanın zırt dediği yer burası oluyor:
“İnsan algısı ve futbol kuralları ile teknolojinin bilek güreşi”.
* * *
Kayıtlara bakıyorsunuz, futbolcu tükürmemiş. Küfür etmemiş. Yumruk atmamış.
Ne yapacaksınız?
Adaleti mi uygulayacaksınız, saliseler içinde karar veren ve her insan gibi algı yanılması ile malul olan hakeme mi adaletli davranacaksınız?
Feci bir sancı...
Teknoloji ile kuralların uyum sağlama süreci can yakıyor.
Ve her tekrarı, futbolumuzu iliklerine kadar titreten krize dönüyor.
Her tekrarı, karar verenlerin inanılırlığını kemiriyor.
Tekrarlandıkça taraftarlıklar düşmanlığa dönüşüyor.
* * *
MHK’yi, Disiplin Kurulu’nu, Tahkim Kurulu’nu ve hakemleri eleştirmek kolay.
Evet... Eleştirilecek işler de yapıyorlar.
Lakin temelde yatan sorun, kurullar-kurallar-teknoloji üçgenindeki uyum!
Uyumlu mu, son sözü teknoloji mi söyleyecek? O zaman futbol bilgisayar oyununa mı dönecek?
Görüntülere ne zaman başvurulur bilen var mı?
Hangi kurul neden talep eder?
Hangi tür olaylarda geçerli?
Kimse bilmiyor. Sadece yapılanlar ve kararlar tartışılıyor.
Herkes işine geldiği tarafından tutuyor.
* * *
Evet... Teknolojinin başa dert açtığı bir memleket burası.
Tükürükler geride kaldı; şimdi Gökhan Zan niye affedildi, PFDK Aziz Yıldırım’ın kamera görüntülerini neden istemedi meselesi.
Oysa tartışılması gereken; teknolojiye nerede ve nasıl başvurulacağı. Nereye kadar?
Benzer bir kriz “video” icat edildiğinde çıkmış, o zamanlar faal hakem olan Erman Toroğlu “Video hakemin darağacıdır” demişti Sapanca’da bana... Sonradan o darağacı sayesinde ünlü oldu ya; neyse.
Şimdi görüntüler hem hakemlerin hem de Federasyon Kurulları’nın darağacı.
Benim algım böyle... İnsanım, yanılabilirim.
Başımız daha fazla derde girmeden görüntünün futboldaki sınırlarını belirlesek iyi olacak ama.

Haberin Devamı

“Ne pahasına olursa olsun”
Aziz Yıldırım tutuklandığında “Sebep sizsiniz” diye bir yazı yazmış ve asla doymayan, hep daha fazlasını isteyen, şampiyon olamayanı adam yerine bile koymayan kongre üyeleriyle taraftar tipini eleştirmiştim.
Ortada bir hata/günah varsa, azmettirenler de vardı.
Bir yarışı galip bitirme sözü verecek hale gelmek ne demek?..
Aynı cümleleri Trabzonspor Başkanı Sadri Şener için kullanabilirim bugün.
Feci bir baskı, keskin yerel basın, empatisiz kalabalıklarla kendi deyimi ile “medeniyet yarışı yapılsa uzak ara birinci olacak” Sadri Şener’i futbolumuzun sivri dilli, agresif ve başarısız başkanı haline getirenler utansın.
Ulaşılamayan şampiyonluk kupasının yanına kaybedilen çok önemli bir başkan ve düşme hattına doğru inen takımı eklesinler şimdi.
Şu “Ne pahasına olursa olsun kulüp menfaatlerini korumak” lafı var ya... Her türlü melanetin dayanak noktası ve meşrulaştırma sebebidir biline!
Oysa başkanın karizmasını, klasını, olgunluğunu, güvenilirliğini ve ağırlığını korumak da “kulüp menfaatlerini korumanın” ilk sırasında gelir.
“Ne pahasına olursa olsun” önemindedir unutmayın.

Haberin Devamı

Sergen’i ters köşeye yatıran Sneijder
İkisi karşı karşıya oynasaydı kim kimi madara ederdi bilinmez ama, Sergen Yalçın’ın yorumculuğu Sneijder’le kan kaybetti.
Benim fikrim değil “internet yorumcularının” tespiti.
Sergen, Sneijder’i “lüzumsuz transfer” sınıfına koymaya çalıştıkça adam döktürüyor.
“Galatasaray kaybeder” diyor, takım tur atlıyor.
Eee... Allahın sopası yok!
Vakti zamanında canı isteyip sahada futbol resitali veren, canı isteyip tribünde çekirdek çitleyen Sergen, hakkında “bitti/en iyi” yorumları yapan pek çok yorumcu meslektaşımızı ters köşeye yatırıp mahvetmişti.
Şimdi belli oldu ki, o meslektaşlarımıza haksızlık etmişiz. Yetenekli ve iyi futbolcudan yetenekli ve iyi futbolcu bile pek anlamıyormuş.

Haberin Devamı

Katar’ın sevimsiz “rüya”sı
Yeryüzünün o bölgesinde yaşadıkları için “Dünya Kaynaklarını” diledikleri gibi tüketen ve insanlığa zerre kadar katkıda bulunmadan deli gibi tüketen coğrafyadan son haber; “Katar parayı basıp Rüya Ligi kuracakmış”!..
Üst düzey kulüpler sadece katılmak için bile çeyrek milyar alacakmış.
Nedir bu; futbola ve futbolculara “sosyetik eskort” muamelesi değil mi?
Çöle kayak merkezi yapabilen para, biraz da futbola aksın diye hoş görecek olanlar, umarım futbolun yozlaşması ve bir daha düzelmeyecek şekilde bozulması ihtimallerini unutmazlar.
Parayla her şeyi satın alabilirler, ama futbolun ruhunu asla.