Erman Toroğlu, belki de ekran hayatının en karanlık devresini yaşıyor. Karanlık, mutsuz ve tatsız tuzsuz...
Nasıl olmasın?.. Karşısında nefretini açık açık söyleyen bir Ahmet Çakar’la kolay mı canlı yayın?
Kolay mı rekabet?
Ve kolay mı bu zalim rekabette züccaciye dükkanına girmiş file dönmemek?
Zeplin gibi şişkin egolar kıvrak manevralar yaparken bir şeyler patlıyor işte.
Arda skandalı da öyle.
Erman Hoca, yıldız futbolcunun sakatlığını “aşırı sekse” bağlayınca, evlilik yolundaki Arda koyuverdi kalayı:
“Şerefsiz”!..
Erman Toroğlu’nun “kimyası bozuk” da Arda’nın sağlam mı?..
Bal gibi biliyor, futbol hayatındaki hasılatı en az on milyon dolar düşürdüğünü bu ameliyatın. Galatasaray’ı, Milli Takım’ı önemli bir virajda bırakmış olması da koyuyor tabi.
Bir de apış arasında cerrahla birlikte Erman Toroğlu’nu görünce, çıldırmış olmalı.
Burası mahkeme olmadığı için kimin haklı olduğunu söyleyemem. Ama her iki tarafın da ayıp ettiğini söylemek boynumun borcudur bilesiniz.
Futbol yorumcusu denilen meslek erbabına bir futbolcu tarafından “şerefsiz” denilmesiyle çıtanın indirildiği nokta yüzünden de endişeliyim.
Arda’ya kastı aşan lafını geri alıp kamuoyundan özür dilemesini tavsiye ederim.
Erman Hoca’ya da en başarılı programlarının iki kişiyle gerçekleştiğini, herkesin Hıncal Uluç ve Şansal Büyüka ile yaşadığı seviyeyi özlediğini, bir an önce kalabalıklardan kurtulup Dr. Haydar Dümen ile ikili oluşturmasını öneririm.
Milli Takım primi hak etti!
Almanya yenilgisinden sonra yazdığım “Ters Köşe” şöyle bitmişti:
“Almanya’da vatandaşlarımızı değilse bile Alman dostlarımız ile Mesut’u mesut ettik, sıra Azerbaycan’da”.
Aynen çıktı. Azeri kardeşlerimiz havalara zıpladı.
Biz karalar bağladık.
Oysa hiç gerek yok. Sevinmeliyiz. Hatta milli futbolcularımıza vaat edilen 50 bin kaymeyi iki katına çıkarıp ödemeliyiz.
Bakın anlatayım:
Bildiğiniz gibi bizim çok güzel bir mantık yürütmemiz vardır ve bu mantıkla başarılı sporcularımıza Dünya’da görülmemiş primleri öderken kamuoyuna pansuman yapılmaktadır.
“Öyle bir reklamımız oldu ki, milyar dolarlarla ölçülmez”.
Peki Azerbaycan’a yenilerek sevgili kardeşlerimizin futbol tarihine altın bir sayfa ekleyen Futbol Milli Takımımız’ın becerdiği? “milyarlarca dolar kıymetinde” olabilir pekala!
Bu futbol sıcaklığı ile zam yapılan Şahdeniz I sahasından aldığımız doğal gazın fiyatı neden eski haline inmesin?
Rusya, Azerbaycan arasındaki ticaret anlaşmasıyla gerileyen ihracatımız neden yükselmesin?
Bakarsınız İran’dan 3, bizden 1 aldıkları patatesi, yarı yarıya yaparlar. Soya yağınının yarısını taa Portekiz’den almaktan vazgeçer, hepsini bizden alırlar. Elektrikte, şekerde pazar payımız artar.
Alın size milyarlarca dolar... Asla ölçülemeyen şu “imaj” hadisesinden çok daha somut ve nakit değil mi?
Kardeşlerimizi mutlu ettiler, bizi de zengin edecekler.
Verin çocukların primlerini.
