Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Maçların seyircisiz oynanması yetmez; toplum sağlığı gereği Fenerbahçe maçlarının televizyondan da yayınlanmaması lazım galiba!
Korona virüsün zatürresi ne ki, insanın ciğerine işliyor Fenerbahçe’nin hali. Kalp, solunum ve şeker hastaları için çok tehlikeli.
Yazık… Çok yazık. 9 kişi kalan Konyaspor’a bile yenildi sonunda.
Neden?..
Diziliş, tercihler, hatta oyun anlayışı aynı ama Ersun Yanal sürecinin karikatürü gibiydi Konya’da.
Hele maçın ilk yarısında.
Güya Fenerbahçe’nin “prestij” maçı… Tek yaptığı topa sahip olmaktı; o da kendi sahasında!
Koskoca bir devrede şut, isabetli şut ve şut pası “sıfır” kadim kulübün. Topa sahip olup eveleyip geveleyen bir takım vardı “hayati maça” çıkmış Konyaspor karşısında. Deniz ile Ferdi yedek kulübesindeydi… Gustavo ile Jailson yine stoperdi. Kimlerin aklıysa; bir tek savunmayı biraz geride tutup arkada az boşluk vermeyi akıl edebilmişler. O da işe yaramadı.
Rodrigues sakatlıktan çıkmış kötü, Skubic izin vermiyor geçmesine. Mehmet Ekici yok hükmünde; o kadar ki en iyi bildiği iş serbest atışta bile işe yaramadı. Kanatları çalışmayan Fenerbahçe için ortadan hücum ise imkansızlar arasında… Karşısında ligin en kalabalık savunması vardı zira.
İlk yarının sadece golü değil pozisyonları da Konyaspor’dandı ve başrolünde sağ kanat Ömer Ali vardı. Ömer’in ilk şutunu Harun çizgide tutunca iş VAR’a kaldı ve gol çizgisi olmayan sistemimizde iptal edilen golün aslında ne olduğu anlaşılamadı.
Bitmedi… Jailson dördüncü hatasıyla dördüncü golü hediye etti rakiplere… İlk yarının golü, Fenerbahçe savunmasındaki adam paylaşımı berbat bir anda Jailson’un topu sektirip Konyaspor’lu Bajic’e asist yapmasıyla geldi. “Ölmüş” denilen, niye oynatıldığı bilinmeyen Bajiç’i bile diriltti Fenerbahçe.
Bu arada Konyaspor çok önceden on kişi kalabilir ve maçın yönü değişebilirdi ama hakem Konyaspor savunmacısı Selim’e ikinci sarı kartı göstermedi. Galiba Fenerbahçe’yi yönetenlere mazeret ve yakınma vesilesi olsun diye özellikle yapıyorlar bunları.
Maçın ikinci devresi yine Ersun Yanal devrindeki gibi başladı. Mehmet Ekici dışarı, Deniz içeri… Neden baştan değil de ikinci yarıdan acaba? Hiçbir şey yapmasa Skubic’den faul alıp Konyaspor’un son 23 dakikayı 10 kişi oynamasını sağladı Deniz.
Ardından Yanal’ın “kurtarıcısı” Mevlüt. Emre’nin yerine… Bir sürü gol atacak ve Fenerbahçe’yi kurtaracak!
Ve maçın bitmesine 13 dakika kala bu kez sahanın en iyilerinden Ömer Ali ikinci sarıdan kırmızı kartla Konyaspor’u 9 kişi, Fenerbahçe’yi umut içinde bıraktı.
Tolga-Ferdi değişikliği ise 83. dakikada. Yahu ne kadar derin izler bırakmış Ersun Yanal bu takımda… Kendisi yok prensipleri var.
Ve maçın sonlarında on kişilik rakibi karşısında “oynamak zorunda” kaldı Fenerbahçe. Konyaspor kalesinde baskı kurdu. Üstten yandan birkaç şut attı ve çoktan bıraktığı Süper Lig’in ağırlığını iyice üzerinden attı.
Artık hepsi özgür.
NOT: Öksürük ve hapşırıkla mı bulaşıyordu Korona?.. Hani tükürüğün zerreleri ile değil mi? Virüs salgını yüzünden seyirci alınmayan maçlarda futbolcuların el sıkışmaması çok iyi örnek oluyor topluma da... Herkes maç boyunca sahaya bol bol tükürünce komik oluyor bir yandan.