Ercan Güven

Ercan Güven

eguven@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rahmetli Hawking’in izinden gidelim, sonsuz paralel dünyalardan “dişimize göre” birine geçelim şimdi... Orada da Beşiktaş var, hocası Abdullah Avcı. Gidişat tatsız. Hatta, derbiye kadar acıklı.
Aynen bizdeki gibi...
Dünyalar arttıkça dertler azalmıyor.
Tam ümit kesilmek üzereyken paralel dünyanın son iki sezon şampiyonu Galatasaray’ı yeniveriyor o Beşiktaş; iyi mi?..
Öyle ahım şahım bir oyunla değil... Falcao gibi bir yıldızı bile mundar(doğrusu murdardır) etmiş, birikmiş bonuslarını yerken sahadakilerden başka herkese odaklı rakip hoca marifetiyle.
Aaa... Aynı biz!
Bir Allah’ın kulu yok öteki dünyada “derbi zaferiyle Beşiktaş kendine gelir” diyebilecek. Avcı’nın Beşiktaş’ı sadece “kötünün iyisi”...
Bir maç kazanmış ki, yarısı yırtık.
Hele ilk yarısı!
Ne oluyor biliyor musunuz?
Oynattığı “kerameti kendinden menkul” anlaşılmaz futbolla kendisini Beşiktaş’a hoca yapan Beşiktaş başkanını bile koltuğundan eden paralel dünyadaki Abdullah Avcı, derbi galibiyetinden sonra basıyor istifayı!
Derbi kazanmış teknik direktör istifa eder mi?
Orası paralel evren, istifa diye bir müessese var; bizdeki gibi her şey iflas etmemiş.
Öyle, “7 kilometre çok koştuk, artık yarıştayız” hikayelerini bir kenara bırakıyor, delikanlı gibi “bana güvenmeyenlerin önünü açıyorum” diyor o Avcı.
Var mı Abdullah Bey’e güvenmeyen?
Başta ben, devamında istemediğin kadar...
Paralel evrende sabır da var ama, bizden biraz daha akıllılar galiba! İstatistik ile gargara yapılamıyor orada. Umut, duş jeli olarak kullanılmıyor.
Oradaki Beşiktaş Hocası ise buradakinden bir tık fazla.
“Yeni Başkanımız sayın Çebi’nin önünü açıyorum... Geçen hafta yapmadıysam iki büyük sınavdan önce Beşiktaş’ı boşlukta bırakmamak içindi” diyor...
Helal olsun paralel dünyamızdaki Abdullah Avcı’ya.
Adam, elinden gelen gayreti göstermiş ama hayalindeki koşan, basan, hız yapan takımı oluşturamamış; çok sevdiği yeni kulübüne zarar vermemek için bağrına taş basmış, zamanı gelmiş, bedelini ödemek veya güven oyu tazelemek için gereğini yapıyor.
Ne getireceği belli olmayan meçhul haftalara bırakmıyor akıbeti. İster açı ilaç deyin ister şok, düğümü çözmekle uğraşacağına Büyük İskender gibi öyle bir zamanda indiriyor ki kılıcı, herkes kendine gelsin.
Devamı?
Bilinmiyor...
Taraftar sahip çıkar, yeni başkan bırakmazsa yepyeni ve güçlü bir Avcı, tersi olursa yeni ufuklara yelken açan büyük Beşiktaş’ın büyük hocası...
Diğer evrenleri bilemem; burada yapamadı Avcı.
İşi doğal akışına bıraktı.
Yani, “zamanı gelince kovsunlar”!
Kahve falındaki gibi; üç vakite kadar.
Paralel evrendeki derbi derbederi Galatasaray Hocası mı?
O, Pazar gece uçağı ile Bodruma gidip pijamalarını terliklerini giyip torunlarına masal okuyordu çoktan.
Bu ne biçim dünya ya...
Kısmetine derbi kazanan kendini büyük hoca sanıyor, kaybeden hocalıktan kulüp başkanlığına terfi etmenin altyapısını yapıyor.
Enseyi karartmayın; bizim dünyanın güzellikleri de var:
En büyük bayramınız kutlu olsun.