Erdem Koç

Erdem Koç

kocherdem@yahoo.com

Tüm Yazıları

ALMANYA PANORAMA

22. HAFTA

Geçtiğimiz hafta içinde Bayern teknik direktörü Guardiola, öğrenmeye başladığı zamana göre çok iyi, ancak anlatmak istediğini betimlemelerle süslemek için henüz yeterli olmayan Almancasıyla aşağıdakine yakın bir demeç verdi:

"Bir kupa kazanmış olmak, futbolcunun kendine güveni için önemlidir. Geriye bakıp bu sezon iyi iş yaptık dersiniz.

Şampiyonlar Ligi en saygın ligdir, ancak en önemli lig Bundesliga'dır. (Burada) Her gün aynı seviyede kalmak için çalışıyoruz. Her şeyden önce… (futbolcularımın) geçen sezon yaptıkları şey... Normalde 3 kupa kazandığın sezondan sonra, bir maç, iki maç konsantre olabilirisin; ama 3 kupa aldığın sezonun ertesinde her gün... her gün... Hannover'de, Nürnberg'de, Dortmund'da... fark etmez, her yerde kazanmak sıradışıdır. Bu futbolcular bugüne kadar işte bunu başardılar. (ve bu sayede) Önümüzdeki birkaç haftada Şampiyonluğu yakalama şansımız çok yüksek. Önümüzdeki periyotta (Bayern'in fikstürünü sayıyor) bunu başarabiliriz... (Bunu yaparken) kötü oynayabiliriz, iyi oynayabiliriz... ama Şampiyonlar Ligi öyle değil. Bir bakarsın! Ooo!.. Şampiyonlar Ligi!.. ne güzel (dersin). İyi bir restoranda lezzetli yemek gibidir. (Konsantre olmak) kolaydır. Ama her gün pizza, Hamburger yemek... ve bundan tat almak kolay değildir."

Haberin Devamı

Aslında Guardiola burada "bir gün kaybedersek, konsantrasyon eksikliğinden kaybedeceğiz." demeye ve takımın üzerinden "yenilmezlik" baskısını almaya çalışıyordu. Belli ki, Şampiyonlar Ligi ertesi tehlikeyi sezmişti ve dışardan müdahale gereği duydu. Dolaylı yoldan Bayern takımının konsantrasyonuna sağlayacağı katkı aşikâr olan bu demeç, usta bir teknik direktörün ne zaman nerede nasıl konuşması gerektiğine çok güzel de bir örnek.

Tabi ki, Alman basını Guardiola’nın demecini, bu hafta sonu oynanan Hannover-Bayern maçından önce Tayfun Korkut'a "Guardiola’nın dediği gibi Bayern'e fast-food mu olacaksınız?" diye taşıdı. Tayfun da yemekten ve yememekten dem vurdu: "Yemeksek bile, baharatı biz seçeriz" dedi "Hazımsızlık çekmeleri için her şeyi yapacağız. İlk golü yiyen biz olmazsak onlara çok problem çıkarabileceğimizi düşünüyorum".

Haberin Devamı

Sonunda Hannover kolay lokma oldu. (0-4) Ancak, Bayern'in Hannover'i yutmasında bir problem yok. Bu gayet doğal bir durum. Problem Guardiola'nın çat pat Almancasıyla yaptığı bir benzetmenin, bütün Alman futbol basınını restoran menüsüne çevirmesinde. Bayern maçları artık o kadar heyecansız hale geldi ki, nereden haber yapacağını şaşırmış durumda Alman basını. Pizzalar, Hamburgerler, baharatlar, mayonezler, acı soslar havalarda uçuştu geçen hafta.

Tabi spor sayfaları bu kadar yemekten bahsedince, diğer takımlara da bu yemek işi bir acayip yansıdı. Örneğin, Hannover'in Bayern'e Pizza olmasının beklendiği kadar; tam 7 haftadır puan alamayan Hamburg'un da Dortmund'a Hamburger olması bekleniyordu. Ama Tayfun'un Guardiola'ya yaşatamadığı hazım problemini, Slomka Klopp'a çok kötü yaşattı. Öyle ki, Hamburg'da 90+3 oynanırken maç çoktan 2-0 olmuş ve Klopp tuvalete yönelmişti. Futbolcuları da onu izlemeye koyulduğu için kaleye 45 metre mesafeden atılacak son frikiği kimse ciddiye almadı. Ancak, bir Türk usta Dortmund'luların arkasından "size yolluk yaptım" dercesine o frikiğe öyle bir vurdu ki, diyeti çoktan bozmuş Wiedenfeller soyunma odasına gitmeden önce bu baklavayı da yemeden edemedi. (Bu ustanın kimliği ve baklavanın tarifi için haftanın golü kısmına bakabilirsiniz.)

Haberin Devamı

Haftanın en kalorili üçüncü maçıysa Braunschweig'daydı. Bu menüde ilk önce Nürnberg'li Per Nilsson kırmızıyı yedi(32). Sonra 10 kişi kalan Nürnberg golü yedi (34, 1-0). İkinci yarının başındaysa Nürnberg'den 10 kişi saldırmasını beklemeyen Braunschweig, ne olduğunu anlayana kadar 2 dakikada 2 gol birden yedi (45-47, 1-2).

Maçta yenenler bu kadardı... yani 90 dakika sonunda yenen taraf Nürnberg, yenilen Braunscweig oldu.

Peki ya yenmeyenler?

İşte o kısım bildiğiniz gibi değildi. 50 yıllık Bundesliga tarihinde hiç bu kadar penaltının yenmediği maç olmamıştı. İkisi Braunschweig'a, biri Nürnberg'e olmak üzere toplam 3 penaltı verildi...

Kaleciler hiç birini yemedi.

HAFTANIN KARMASI
(4-4-2)

Raphael Schaefer (Nürnberg)
---
Rodriguez (Wolfsburg)
Rajkovic (Hamburg)
Jerome Boateng (Bayern)
Rafinha (Bayern)
---
Jiracek (Hamburg)
Alcantra (Bayern)
Müller (Bayern)
Hakan Çalhanoğlu (Hamburg)
---
Lasogga (Hamburg)
Mandzukic (Bayern)

HAFTANIN TAKIMI
Hamburg
Geçen hafta enine boyuna inceledik. 7 maçta 0 puan ve kovulan bir hoca. Yerine gelen Slomka resmen ölüyü diriltti. Hoca değişimi yaşayan bir takımın reaksiyonu normaldir, ancak Hamburg çok ciddi bir travmadaydı ve üstelik rakip Dortmund'du. Her açıdan haftanın en sansasyonel galibiyetine imza attılar.

HAFTANIN YILDIZI
Raphael Schaefer (Nürnberg)
35 yaşındaki eldiven 2 penaltı çıkardı. Bu çok nadir istatistiğe Nürnberg'in düşme hattında doğrudan rakibi olan Braunschweig deplasmanında imza attığını da hatırlarsak, kendisini 6 puanlık maçta 4 penaltı kurtarmış sayabilir miyiz? Belki hayır, ama rahatlıkla haftanın futbolcusu seçebiliriz.

HAFTANIN GOLÜ
Hakan Çalhaninho (Hamburg)
Bu köşeyi buralara kadar okuyan birinin Hakan'ın golünü görmemiş olma ihtimali çok düşük. O sebeple golü anlatmıyorum bu hafta. Sadece 90+3'de önünde kimse durmadığı için ve kaleci beklemediği için kolay bir gol olduğunu savunanlar olabilir. Onlara gülüp geçiniz ve Hakan'ın golünü tekrar izleyiniz. Hakan o frikiği denememiştir, atmıştır. Golden sonra şaşırmamasını sebebi budur.