Makedonya’dan başlayan, Trabzon’dan Malatya’ya, oradan da Kıbrıs Rum Kesimi’ne uzanan ve yine Makedonya’da son bulan bir yaşamın, Trabzonspor Sevgisi ile bütünleşen kısa öyküsüdür bu!

…ve ne yazık ki en azından şimdilik bir karşılık bulmayan sevdaya vefasızlığın da öyküsü!

Makedonya’nın Ohrid şehrinde, Güneydoğu Avrupa Spor Gazetecileri Birliği’nin kuruluş bildirgesinin imzalanacağı toplantıya Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin Genel Sekreteri sıfatıyla Türkiye Temsilcisi olarak katıldık. Bildirge, Türkiye, Hırvatistan, Bulgaristan, Makedonya, Karadağ, Yunanistan, Sırbistan ve Bosna Hersek tarafından imzalandı, birlik resmen kuruldu.

Haberin Devamı

Ohrid’e gitmek için mutlaka Üsküp Havalimanı’na inmek, dönüş için de aynı yolu kullanmak gerek.

Makedonya ve Üsküp deyince akıllara Mart 2014’te bir trafik kazasında kaybettiğimiz Trabzonspor’un eski kalecisi Miloşevski geliyor. Makedonya’nın Trabzon Fahri Konsolosu Sırrı Eren’in referansıyla Üsküp’te buluştuğumuz Makedon Türk İşadamları Birliği eski Başkan Yardımcısı Esfer Ali ile Miloşevski’nin mezarını ziyaret etmek istedik. Düşünce sadece bir ziyaretti ama sonrasında işin boyutu değişti. Esfer Ali’nin mezar yerini öğrenmek için aradığı Petar Miloşevski’nin eşi İrena Bakrevska Miloşevski, böyle bir ziyarette kendisinin de mutlaka bulunmak istediği söyledi.

Miloşevski, Trabzonspor’un ardından Süper Ligde iken Malatyaspor ve Sebatspor formalarını da giydikten sonra Kıbrıs’a gidip Neon Paralimni’nin kalesini 2 yıl öncesine kadar korudu, 39 yaşında futbolu bıraktı, 41 yaşında da bu kaza başına geldi. Trabzon’da oynarken doğan kızı ve Kıbrıs’ta oynarken doğan oğlu ile daha fazla birlikte olabilme fırsatını nihayet yakalamışken, maalesef yaşamının baharında dünyaya veda etti.

İrena Bakrevska Miloşevski, Üsküp’ün bir semtindeki kabir ziyaretine oğlu Lazar ile birlikte geldi. Miloşevski’nin Trabzon’u asla unutmadığını ve oğluna devamlı Trabzonspor’dan söz ettiğini ve 8 yaşındaki Lazar’ın, böylece sıkı bir Trabzonspor taraftarı olduğunu anlattı. Miloşevski ailesinin yakın dostlarından eski Trabzonsporlu İgor Nikolovski de, Lazar’ın bu sevgisini bildiğinden geçen ay tatil yaptığı Antalya’dan dönüşünde, kendisine Trabzonspor forması götürmüş. İrena, unutmadığı Türkçesi ile “Lazar o formayı giydiğinde uzun süre kendisine ve kızıma hissettirmeden ağladım” derken, eşinin kabri başında gözleri bir kez daha doldu.

Haberin Devamı

Anne İrana’dan Lazar’ın Trabzonspor aşkıyla ilgili bir anekdot daha: Lazar, Makedonya Futbol Federasyonu tarafından Miloşevski’nin ölümü sonrası Halkla İlişkiler Sorumlusu olarak görev verilen annesine ve federasyon yetkililerine, “Büyüyünce babam gibi ben de kaleci olacağım ve Trabzonspor’da oynayacağım” dediğinde bayan Miloşevski yine gözyaşlarını tutamamış.

İlginç Bir Ayrıntı!

Miloşevski Ailesi’nin Trabzon ve Trabzonspor sevgisi bu şekilde. Ama cenaze töreniyle ilgili, ailenin yanı sıra törene katılanlardan saklanan ve İrena’nın halen daha bilmediği ilginç bir ayrıntı var:

Törene Miloşevski ile irtibatlarını kesmeyen Tolunay Kafkas, Orhan Çıkrıkçı ve yine eski Trabzonsporlu futbolculardan Tamer Tuna’nın yanı sıra, eski Trabzonspor yöneticileri Tuncay Bender, Haluk Şahin ve eşi de katılır. Tabut kırmızı-mavi bayrağa sarılıdır. Türk ekibi bayrağı Trabzonspor’a ait bordo - mavi zanneder ama gerçeği öğrendiklerinde şoke olurlar. Kıbrıs Rum Takımı Neon Paralimni’nin bayrağıdır bu ve Kıbrıs’tan çok sayıda yönetici ve sporcu cenazede hazır bulunmasına rağmen, Trabzonspor’dan temsilcinin katılmasını geçtik, bir çelenk dahi gönderilmemiştir. Bunun üzerine Bender ve Şahin, cenaze programını organize eden ekibe kendilerini Trabzonspor Temsilcisi olarak tanıtırlar ve Başkan’ın ağzından düşürmediği, “Trabzonspor sevdalısı” sıfatını gerçekten hak eden Miloşevski ailesinin teselli bulmasını sağlarlar. Vefa, sadece bir semt adı değildir. O halde cenaze törenini “atlayan” Trabzonspor yönetimi için “Vefa” adresi, Miloşevski Ailesi’dir!

Haberin Devamı