Beşiktaş "G.Saray istedi, ama Beşiktaş'ı seçtim"

"G.Saray istedi, ama Beşiktaş'ı seçtim"

22.09.2012 - 14:27 | Son Güncellenme:

Beşiktaş'ın 10 numarası Olcay Şahan, transfer döneminde Galatasaray'dan da teklif aldığını belirterek "Ancak tercihimi, amcamın sayesinde tuttuğum takım olan Beşiktaş'tan yana yaptım" dedi.

G.Saray istedi, ama Beşiktaşı seçtim

Beşiktaş'ın yeni 10 numarası Olcay Şahan, rakiplerine gözdağı verdi. Bol para ve çok transferin başarı için yeterli olmadığını düşünen gurbetçi yıldız, 'söz' demedi; ama güçlü bir sesle 'şampiyonluk' kelimesini kullandı. 25 yaşındaki genç yetenek, Zaman Gazetesi'ne birçok konuda samimi açıklamalar yaptı.

Haberin Devamı

Olcay Şahan, kendisini Galatasaray'ın da istediğini ancak amcasının vesilesiyle Beşiktaş'a gittiğini söyledi.

İşte Olcay'ın sözleri...

- Galatasaray'ın yıllık 1.4 milyon Euro'luk önerisine karşın 800 bin Euro'ya Beşiktaş'a imza attığın söylendi. Transfer sürecini senin ağzından dinleyebilir miyiz?
- "Kaiserslautern'le 3 yıllık sözleşmem daha vardı. Bundesliga'da ikinci lige düşünce teklifleri değerlendirmeye aldım. Devreye Galatasaray da girdi. Ancak tercihimi, amcamın sayesinde tuttuğum takım olan Beşiktaş'tan yana yaptım. Günler geçtikçe doğru kararı verdiğime şahit oluyorum. Zaten Ulvi hocam (Güveneroğlu) yıllardır beni yakından takip ediyormuş. Samet (Aybaba) hocamla da iletişim halindeydik. Transferimde, menajerliğimi de üstlenen ağabeyim Osman Şahan ve Ceylan Çalışkan da etkin bir rol oynadı."

Haberin Devamı

- Almanya doğumlu biri olarak uyum sorunu yaşadın mı?
- "6 Temmuz'da, Avusturya kampına katıldım. İlk geldiğim gün Veli Kavlak ve Tanju Kayhan'la tanıştım. Takım arkadaşlarımın tümünün yardımını gördüm. Onların ve hocalarımın da katkısıyla kısa sürede adaptasyon sürecini atlatmayı bildim."

- 'Feda'yla endişelenenler, 4 hafta sonunda şampiyonluğa inandı. Kısa zamanda, camianın güvenini nasıl kazandınız?
- "Zor bir yola baş koyduğumuzun farkındayız. Ancak şahıslara bağlı bir takım değiliz. Genç ve mücadeleciyiz. Ekipte tek bir parça yok. Sahadaki her oyuncu, diğerleri için mücadele ediyor. "Yıldızım." diyen yok. Yıldızımız Manuel Fernandes; ama o da çok mütevazı. Sevincimizi, üzüntümüzü birlikte yaşıyoruz. Size son Elazığspor maçındaki bir kareyi anlatayım: 80'inci dakikada Holosko sağdan benim bulunduğum sol açığa koştu. Rakip topu o yöne göndermişti. Fernandes de yanımızdaydı. Sonra Fernandes soldan sağa depar atınca ben de dayanamadım, o bölgeye gittim. Veli ve Necip Uysal'ın orta sahadaki özverisi, diğer arkadaşlarımın fedakârlığı beni de etkiliyor."

- Tribünlerdeki olumlu kıpırdanma takıma ne ölçüde yansıdı?
- "Hedeflerimiz büyük. Beşiktaş camiası bu sezon tarih yazabilir. 34 hafta yarışta kalmak, ligi Galatasaray ve Fenerbahçe'nin önünde bitirmek hâyâl değil. Biz bunu başaracağız, inanıyoruz. Şampiyon olabiliriz. Takım ruhuyla oynadığımız sürece yolumuzu kimse kesemez. Her şey transferle ve çok parayla olmuyor. Bizim onlardan aşağıda kalır yanımız yok. Almanya'da Bayern Münih maddi açıdan en büyük kulüp. Peki, neden Borussia Dortmund şampiyon oluyor? Çünkü B.Dortmund takım olgusuna sahip. Tek başına bir şey yapmak istiyorsan tenis oynamalısın."

Haberin Devamı

- Manuel Fernandes için, 'Mütevazı' tabirini kullandın. Peki, onunla aynı takımda oynamak nasıl bir duygu?
- "Elbette büyük ayrıcalık. Valencia'dayken maçlarını televizyondan izlerdim. Sahadaki liderimiz o. Çok mutlu. Deplasmanda 3-0 kazandığımız Karabükspor maçındaki gol sevinçlerini herkes gördü. Kendini yıldız değil, ekibin bir parçası gördüğü için kazanan Beşiktaş oluyor. Almeida, Holosko, diğerleri... Herkesin farklı yetenekleri var"

'- 10' numara giyiyorsun. Bu forma senin için ne ifade ediyor?
- "Beşiktaş'ta, 10 numarayı giymek gurur verici. Samet hocam beni çok destekledi. Bunun karşılığını sahada verdiğime inanıyorum. Tribünlerin sevgisine layık olmak için daha çok çalışıyorum. Ben 10 numara deyince Maradona, Beşiktaş'ta ise Sergen Yalçın'ı tanırdım. Pas atmayı seven bir futbolcuyum; ancak aynı stilde değilim. Avrupa'da ve dünyada 10 numara düşüncesi değişti. Messi, Arda, Ronaldinho da önceden kanatlarda oynadı."

Haberin Devamı

- Bu yıl Avrupa kupalarında oynayamamak seni üzdü mü?
- "Süreci kamuoyu yakından biliyor. Başkanımız Fikret Orman zor bir dönemde göreve geldi, çok iyi işler yapıyor. Elbette hayalimde Şampiyonlar Ligi var. Almanya'dayken Beşiktaş'ın UEFA'daki B.Leverkusen dahil, birçok maçına gitmiştim. Kendime güvenim sonsuz. Hedefi B.Münih olarak belirlersem, sonrasında R.Madrid'i koyarım. 'Yeter' dersem kaybederim. Ama şimdi sadece Beşiktaş'ın başarısına odaklandım. 4 yıllık kontratımın sonuna dek burada kalmak istiyorum."

- Samet Aybaba'nın sana ve diğerlerine yaklaşımı nasıl?
- "Yeri gelince fırçalıyor; ama şakalaşıp övüyor da. Konuşuyor, ilgi gösteriyor, hep yanımda. Kendimi güvende hissedince daha rahat oynuyorum. Herkese aynı mesafede. Tüm takım rahat olunca başarı geliyor. Bana hangi mevkide şans verirse orada oynarım, sol bekte dahi. Almanların futbol kültüründeki disiplin yönlerini benimsedim."

Haberin Devamı

- G.Saray derbisinde, Burak ile Escude'nin içerisinde bulunduğu penaltı pozisyonunun yankıları hâlâ devam ediyor...
- "Burak Yılmaz'la Milli Takım'da tanıştım. Cana yakın bir insan. Futbolun içinde anlık refleksler var. Uğur ağabey (Boral) ona, "Kendini neden attın?" diye kızmış. O da, "Escude bana dokundu." demiş. Şimdi bu konuya odaklanmak fayda sağlamaz. Zorlu Gaziantepspor deplasmanındayız"

- Oyun stilini beğendiğin, örnek aldığın futbolcu var mı?
- "Veli Kavlak'ı beğeniyorum. Şaka yapmıyorum. Her hafta en çok koşanlar sıralamasında zirvede. (Röportajımız sırasında Veli tebessümler eşliğinde içeriye giriyor.) Onun bir bakışı bile yeter bana! Şimdi konuşmakta zorlanacağım (gülüyor). Ben de yırtıcı bir futbolcuydum. Ön liberoda bile oynadım. Kaiserslautern'de, 1-0 galip geldiğimiz Freiburg maçında 12,5 km. koşmuşum."

- Futbolcuların en büyük korkusu sakatlık. Kariyer basamaklarını tırmanırken böyle bir olumsuzlukla karşılaştın mı?
- "Futbola ağabeyim Osman Şahan'ın sayesinde başladım. Onu 15'inde F.Düsseldorf istiyordu. Aramızda 7 yaş var. İkimizi bir arada görünce, "Birlikte alalım." dediler. Altyapıya girdim ve birkaç yıl sonra B.Leverkusen'e geçtim. İlk senemde ayağım kırıldı. 19 yaşındaydım, 6 ay futbol oynayamadım. Bu, bir yılıma mal oldu. Tek yaşadığım sakatlık buydu, inşallah bir daha başıma gelmez."

- Geçen yılki şike tartışmasını Almanya'dan nasıl gözlemledin?

- "Şike, dünyanın her yerinde var. Hakemler bile baskı altında. İran asıllı ünlü hakem Rafati'yle geçen sezon bir maçta şakalaşmıştık. Yöneteceği Köln-Mainz karşılaşması öncesi kaldığı otelde bileklerini kestiğini öğrenince çok üzüldüm."

"QUARESMA KONUSUNDA YORUM YAPMAM"

- Ricardo Quaresma'yı tanımıyorum ve onunla ilgili çok fazla yorum yapmak istemiyorum. Zaten hocalarımız kararını vermiş. Ve biz çok iyi mücadele ediyoruz, can-ı gönülden. Her şey çok güzel gidiyor. Başka şeyleri katmaya gerek yok. Takım ruhuyla kendimize yetebiliriz. Hiç kimse endişelenmesin. Herkes forma şansı bulabiliyor. İşte Erkan Kaş son iki haftadır oyuna giriyor. Çok yetenekli. Hasan Türk de öyle. Necip ve Veli yoksa Hasan oynar. Almeida yoksa Batuhan var, o yoksa Holosko. O olmazsa Mehmet Akyüz. Ben yoksam da başkaları var. Oğuzhan'ın geleceği de çok parlak.

"GURBETÇİLER, ALMANLARDAN İKİ KAT YETENEKLİ OLURSA PARLAR"

- Alman liglerinde forma giyecek yabancıların onlardan iki kat daha yetenekli olması lazım. Almanların genç milli düzeyinde neredeyse bir Türk takımı var. Ancak çoğu futbolcumuz yolunu şaşırıyor. 17-18 yaşları önemli. Biz, millet olarak gezmeyi seviyoruz. Çalışan anne-babalar da işinde, gücünde. İdmana otobüsle giden çocuklar, ehliyet alınca eğlenceye dalıyor. Geceleri dışarıya çıkıyor. Bu da yeteneklerini köreltiyor, aileden de destek gelmeyince gözden düşüyorlar. Allah'a şükürler olsun, babam her zaman yanımdaydı ki buralara geldim. Özetle; çok yetenekli futbolcu var; ancak disiplin önemli.

"HER MAÇ ÖNCESİ DUA EDER, SONRASINDA ANNEMİN ELİNİ ÖPERİM"

- Her maça çıkmadan mutlaka dua ederim. Sadece 'kazanalım' diye değil. Sakatsız, belasız bir karşılaşma çıkarmak için. Bunu sadece sahada değil, özel hayatımda da yapıyorum. İnançlı bir insanım. Ailemden bu terbiyeyi aldım. Anne ve babam da benimle birlikte İstanbul'a taşındı, onlarla yaşıyorum. Annem her maçıma geliyor. Onu öpmeden soyunma odasına gitmem.

"UZUN SAÇLAR İÇİN BABAMI ZOR İKNA ETTİM"

- Babam bir dediğimi iki etmezdi. Ancak küçükken kuaförümü arıyor, "Oğlum geliyor şimdi, saçlarını uçlarından kestirmek istiyor. Sen kökünden kes." diyordu. O da bana, "Yanlışlıkla yaptım." diye geçiştiriyordu. Real Madridli Sergio Ramos'un saçları çok hoşuma gidiyordu. Babama onu örnek gösteriyordum. 2006-2008'de oynadığım B.Mönchengladbach II'deki bir hocamın saçları da uzundu. Futbol stilimin kendisine benzediğini söylerdi. Ben de babamı onun sayesinde ikna etmeyi başardım.

"ABDULLAH HOCAMDAN DAVET BEKLİYORUM"

- Milli takım tercihim Türkiye'den yana oldu, çünkü Türk'üm. Almanya'da U17, 18 ve 19'da seçmelere katıldım. Sağ olsun Abdullah hocam (Avcı), Bursa'da Slovakya'yla oynadığımız hazırlık maçına davet etti. Ay-Yıldızlı forma yüksek bir çıta. Ben bu performansımı devam ettirirsem buna sıçrayacağıma inanıyorum. Bu amacıma ulaşabilmek için en iyi yerdeyim. Eleme karşılaşmalarında süre alıp Brezilya'da, 2014'te düzenlenecek Dünya Kupası'nda olmak istiyorum. İlk hedefim, 12 Ekim'de, Romanya ile yapılacak maçın aday kadrosuna çağrılmak. Euro 2008'de, arkadaşlarla İstanbul'da zafer yürüyüşü yaptık. Ben de bu takımın bir üyesi olmak istiyorum.

"TÜRKİYE'DEKİ İÇTENLİK, ALMANYA'DA YOK"

- Almanya'da iken Kaiserslautern formasıyla B.Dortmund'a 80 bin kişinin önünde gol attım. İnönü'de, 35 bin taraftarla Galatasaray'a karşı oynadım. Duygulandım, gözyaşlarım aktı. Maç öncesinde otobüsümüz bozuldu, futbolseverlerin arasından yürüyerek geçtik. Bunu, başka bir yerde yaşayamazsınız. Almanya'da, buradaki içtenliği bulmak zor. Sayı 3'te 1'i kadar da olsa insan burada daha çok etkileniyor. Elazığspor maçı başlamadan, İbrahim ağabeyin (Toraman) yanına gittim. "Bu şarkı beni çok etkiliyor." dedim. O da isminin, 'Sen benim her gece efkârım' olduğunu söyledi. Takım içerisinde de samimiyet hakim, geldiğim ilk gün aileye kabul edildim. Almanya'da herkesin arasında mesafe vardır.

(Zaman)