Galatasaray Galatasaray'da yarım bıraktığı işi tamamlar mı?

Galatasaray'da yarım bıraktığı işi tamamlar mı?

25.12.2018 - 15:36 | Son Güncellenme:

Milliyet Gazetesi editörlerinden Mustafa Anıklı, gündemi Skorer için değerlendirdi.

Galatasarayda yarım bıraktığı işi tamamlar mı

30-35 sene öncesinin Florya'sı... Galatasaray'ın tesisleri o dönemde ne bu kadar gelişmiş, ne de Florya bugünkü kadar değişmişti.

Haberin Devamı

Sarı-kırmızılıların altyapısından çıkanlar, daha doğrusu A takıma yükselmek için çabalayanlar, Tugay'ından Okan'ına kadar herkes, tesis kapısının karşısındaki daireye doluşurdu. Rahmetli Nevin Teyze, onları elleriyle besler, Osman Amca hepsine babalık ederdi. Çünkü onların arasında bu ana babanın iki evladı bulunuyordu.

'Cesur', Mustafa Denizli döneminde, ilk maça çıktığında herkes, futbolcu Cesur'u değil, Denizli'nin cesurluğunu konuştu. O isim, ailesinin Cesur diye çağırdığı, herkesin Küçük Bülent diye bildiği Bülent Korkmaz'dı.

Denizli'den sonra kimlerle çalışmadı ki... Held, Feldkamp, Hollmann, Saftig, Müfit Erkasap, Souness, Terim ve Lucescu... Hele Mircea Lucescu'nun adeta sağ kolu, ikinci bir yardımcısı ve takım içerisindeki her şeyiydi. UEFA Kupası'nı kaldırdığında, finalde sakat sakat oynadığında, Galatasaray'ın kaptanlık onurunu taşımaktan başka bir şey düşünmedi.

Haberin Devamı

O Küçük Bülent büyüdü, Bülent Korkmaz oldu. Kayseri Erciyes'te Türkiye Kupası'nı Beşiktaş'a kaptırdı.

Son olarak Antalyaspor'un başına geçtiğinde kulübe kısa ömür, Korkmaz'a da çoktan kefen biçilmişti! Hele bir gelsin, zaten çok durmazdı.

Hakikaten de ligin başında biraz bocaladı. Futbol şansıyla maçlar da kazandı. Ama 17. haftada 6 eksiğiyle Fenerbahçe'den puan çıkardığında bir kez daha takdir kazandı. Birbirinden ünlü teknik adamlardan yaptığı kazanımları, "Bülent Korkmaz" potasında birleştirdi ve bugünlere geldi.

Yarın mı? Kim bilir belki de Galatasaray'da yarım bıraktığı işi tamamlar.

Uçmak da emek ister!

Transfer dönemi yaklaştıkça, iflah olmaz bir isim kirliliği de ortaya çıkıyor. O oluyor, bu geliyor haberlerine bakıp, yine uçuyorlar diyebilirsiniz. Hele hele internet ortamı, sosyal medya bataklığı, muhabirleri o kadar kolaycılığa alıştırdı ki...

Bir isim mi duydunuz, yaz gitsin! Bir dedikoduya mı rastladınız, kesin el sıkışmıştır! Muhabir ile muhbir arasında çok ince bir çizgi kaldı.

Eskiden öyle miydi ya... Muhabir "yalan" yazarken bile emek harcardı! O dönemde internet olmadığı için yurt dışı dergiler takip edilir, lig almanaklarından bilgiler edinilir ve futbolcuların istatistikleri bir yıl sonunda kamuoyuna ulaşırdı.

Haberin Devamı

Transfer döneminde, bir muhabir arkadaş, haberini süsleyerek istihbarat şefinin önüne koyar. Bununla ilgili bilgi sahibi olmak isteyen şef de, dış haberler sorumlusundan bunu araştırmasını ister. Kısa bir çalışmanın sonrasında, böyle bir futbolcunun olmadığı ortaya çıkar.

Şef, muhabiri yanına çağırarak, bunun ne olduğunu sorar ve onu köşeye sıkıştırır. Sonunda da gerçek ortaya çıkar.

Almanağı eline alan muhabir, rastgele bir sayfa açarak, buradaki sporcunun ismini yazmıştır. Ancak Beşiktaş'a geleceği söylenen sporcunun futbolcu değil basketbolcu olduğu, haberi yazanın da basketbol almanağından "tercih" yaptığı ortaya çıkar.

Galatasarayda yarım bıraktığı işi tamamlar mı

Elleriniz dert görmesin hocam

Antalyaspor-Fenerbahçe mücadelesinin en önemli yanlarından biri, henüz 15 yaşında oynayan ve lig tarihine "En genç futbolcu" olarak geçen Fehmi Genç...

Babası Musa Koç, annesi de Belgin Koç... İkisi de beden eğitimi öğretmeni... "Beden" eğitiminin en güzel meyvesini Fehmi ile vermiş bu iki eğitimci...

Haberin Devamı

Genç futbolcuyla ile ilgili bilgileri almak için aradığım arkadaşım, kardeşim Antalyaspor Genel Müdür Yardımcısı Serkan Daldal, sadece onun değil daha birçok filizin arkadan geldiğini belirtti.

Henüz iki ay kadar önce, kupa maçlarından evvel profesyonel yapılan bu gencimiz, Doukara'nın yerine oyuna girdiğindeki ruh halini bilmem anlatmaya gerek var mı? 2003 doğumlular, velisi olmadan maçlara bile gidemezken, sen çık Fenerbahçe maçında boy göster.

Aferin Fehmi, elleriniz dert görmesin hocam.