Beşiktaş "Gökhan Töre satılacaksa..."

"Gökhan Töre satılacaksa..."

18.02.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Gökhan Töre, özellikli bir futbolcu... Beşiktaş’a sadece katkı yapmıyor, futbolun seyir zevkini de arttırıyor. Ama Beşiktaş’ın yerinde olsam, tam da yeni hedefler kovalarken Gökhan’ı satmam. Eğer satılacaksa, bonservis bedeli, İnönü Stadı’nın yapım maliyetinin dörtte birini falan karşılamalı. Hiç olmazsa değmeli...

Gökhan Töre satılacaksa...

BİLAL MEŞE sordu DUAYEN cevapladı
ŞANSAL BÜYÜKA ile DOBRA DOBRA

Haberin Devamı

Beşiktaş ile Fenerbahçe arasındaki yarış kızıştı, Galatasaray da takibe devam etti. Trabzonspor da ezeli rakiplerine yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.

Yarış hızla kızışırken, Beşiktaş ile Bursaspor arasındaki mücadele gerçekten güzeldi. Son dakikaya kadar heyecan eksik olmadı, penaltıyla kazanan Beşiktaş’tı. Demba Ba belki iki gol attı ama Beşiktaş’ın ön planında kendini gösteren Gökhan Töre idi.

Hep üstüne koyuyor

Gökhan, ikinci bir Arda Turan olur mu? Avrupa’nın önde gelen kulüpleri her maç bu oyuncuyu mercek altına alıyor. Beşiktaş, Nihat Kahveci, Carew ve İlhan Mansız’dan sonra bu oyuncudan para kazanabilir mi?
- Gökhan Töre, Almanya’da çok genç yaşta iyi bir çıkış yakalayınca Chelsea’ye gitti, oradan da Rusya Ligi’ne... Ancak ne İngiltere’de , ne de Rusya’da dikiş tutturamadı. Şimdi Beşiktaş forması ile Türkiye’de her gün üstüne koyarak oynuyor. Özellikli bir futbolcu... Dikine gidiyor, giderken, otobanda araba kullanır gibi rakiplerini geride bırakıyor, dar alanlardan iyi çıkıyor, topa müthiş vuruyor, üstelik istikrarı da var. Böyle bir oyuncu elbette Avrupa kulüplerinden ilgi görür. Gökhan Töre, Beşiktaş’a sadece katkı yapmıyor, futbolun seyir zevkini de arttırıyor. Ama Beşiktaş’ın yerinde olsam, tam da yeni hedefler kovalarken Gökhan’ı satmam. Eğer satılacaksa, bonservis bedeli, İnönü Stadı’nın yapım maliyetinin dörtte birini falan karşılamalı. Hiç olmazsa değmeli...

Haberin Devamı

Bilic futbolcular tarafından çok seviliyor. O da ortamını seviyor. Hele Lig TV kameramanını, kamerasıyla birlikte halı gibi silkelemesi yok mu? Bilic’in bu enerjisi takıma yansıyor mu?
- Bilic kalender bir halk adamı... Gördüğüm kadarıyla protokolü yok. Saha kenarındaki hareketli hoca, kulübedeki hareketsiz hocalara oranla hiç kuşkunuz olmasın hem futbolcularına, hem tribünlere daha etkili olur. Ben Bilic’in coşkusunu normal karşılıyorum. Ancak maçı neredeyse hakemlerle birlikte oynuyor. Kart çıkartıyor, “ofsayt değil” diye isyan ediyor, ama beş saniye sonra bir bakıyorsunuz, bal gibi ofsayt... O zaman haklı itirazlarının da inandırıcılığı kalmıyor.

Haberin Devamı

Atınç, Beşiktaş’ın yarını

Beşiktaş’ın, Bursaspor karşısında yediği golde Atınç çok eleştirildi ama Beşiktaş’ın attığı ilk golde de Sosa’ya inanılmaz bir uzun pas attı. Atınç’ın artıları eksileri nelerdir?
- Bu ülkeye ne paralarla, ne stoperler geldi. Adlarını hatırlayan bile yok. Atınç, Bursa maçının ilk yarısında iki önemli hata yaptı ama ikinci yarıda da kusursuz oynadı. Atınç iki yanlışla kenara atılacak bir oyuncu değil... Ekmeği fırına verdiğinizde bile pişmesi için bekliyorsunuz. Atınç’da ısrar edilmeli... Yerli, genç ve kaliteli bir stoper... Bir anlamda Beşiktaş’ın yarınları...

Tolga Zengin, sağ diz iç yan bağlarından sakatlanmasına rağmen, takımın morali bozulmasın diye sahayı sedye ile terk etmedi. Yerine giren Cenk ısınmadan oynadı. Bu fedakârlıklar şampiyonluğun yol haritasını oluşturabilir mi?
- Tolga’ya geçmiş olsun. Zaten sezon başından beri zorlanarak oynuyordu. Bu büyük şanssızlığın yanında, Beşiktaş’ın bir büyük şansı da Cenk gibi ikinci bir kaleciye sahip olması… Kimse merak etmesin, Cenk ustasını aratmaz...

Haberin Devamı

Bilic kalender bir halk adamı... Gördüğüm kadarıyla protokolü yok. Saha kenarındaki hareketli hoca, kulübedeki hareketsiz hocalara oranla hiç kuşkunuz olmasın hem futbolcularına, hem tribünlere daha etkili olur.

Sıra İsmail Kartal’a geliyor!

Kartal göreve geldiğinde “yargısız bir infaza” uğradı. Hatırlayın, Fenerbahçe seyircisi Yanal’ı ancak yirminci haftalardan sonra tribünlere çağırdı. Öyle sanıyorum ki, İsmail Hoca’nın da tribünlere çağırılacağı günler yakındır.

Fenerbahçe, Gaziantepspor karşısında 5-0 galip... Ama bir ilk yarı var ki...

Sarı-lacivertliler farkı buldu. Ancak bu skor maçın hakkı mıydı?
- Futbolun şakası yok... Gaziantep sadece yirmi dakika içinde Fenerbahçe’ye beş gol atardı... Fenerbahçe, doksan dakika sonunda beş golü atan taraf oldu. Ustalık ve kalite böyle bir şey... Şu da unutulmasın, kiminle oynarsan oyna, nasıl oynarsan oyna, deplasmanda alınmış böyle bir galibiyeti rastlantıya bağlayamazsın. Fenerbahçe önemli bir iş başardı.

Haberin Devamı

Önyargıları kırıyor

İsmail Kartal, 20. haftalar itibariyle birlikte çalıştığı Aykut Kocaman ve Ersun Yanal’ı puan anlamında geride bıraktı. Bu durum şaşırtıcı mı?
- İsmail Kartal göreve geldiğinde “yargısız bir infaza” uğradı. Ersun Yanal gibi sıra dışı bir şampiyonluk yaşamış hocanın ardından göreve gelmek kolay değildi. Kendi camiasının bir kesimi de dahil, İsmail Hoca’ya hiç inanmadı... Görüyoruz ki İsmail Hoca bu önyargıları kırıyor. Hatırlayın, Fenerbahçe seyircisi Ersun Yanal’ı ancak yirminci haftalardan sonra tribünlere çağırdı. Öyle sanıyorum ki, İsmail Hoca’nın da tribünlere çağırılacağı günler yakındır. Başkanına, yönetimine, futbolcularına ve yüksek beklentileri olan taraftarlara baktığınızda belki de en zor işi İsmail Hoca yapıyor.

Kartal’ın Emenike ısrarı sizce yerinde mi?
- İsmail Kartal’ın Emenike ısrarını çok yanlış bulmuyorum. Diego ısrarını yanlış buluyorum. Gaziantep maçının ilk yarısında gördük, Diego’lu orta saha, takımın savunma anlayışını nasıl da bozdu. Beşiktaş’ta Sosa takımı kurtarabiliyor, Galatasaray’da Sneijder, Fenerbahçe maçı dahil attığı gollerle takımına maç kazandırabiliyor. Ama Fenerbahçe’nin 10 numarası şimdilik maçlarda bir numara yapamıyor. Sonuç; İsmail Kartal şampiyon olmak istiyorsa Emenike ile Sow’u forma sokmak ve istediği verimi almak zorunda...

Fenerbahçe, Gaziantep’te beş gol atan taraf oldu. Ustalık ve kalite böyle bir şey...

Sinyaller iyi değil

Takımın cilası eski parlaklığını kaybetmiş gibi... Hamza Hoca’nın yüzünde bile o ilk günlerdeki mutluluk yok. Buna rağmen kayıpsız gidiyorlar. Ancak sinyaller iyi değil...

Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın kazandığı haftada Galatasaray fırtına gibi başladı, sam yeli gibi devam etti. Mükemmel goller, istenen fark ve bir saat boşa kürek çekme...

Galatasaray’ın kimyasında bir şeyler noksan gibi görünüyor. Bir türlü güven veren bir takım görüntüsü veremiyor. Neden acaba?
- Galatasaray’ın son iki lig maçına baktığımda, sanki takımın cilası eski parlaklığını kaybetmiş gibi... Hamza Hoca’nın yüzünde bile o ilk günlerdeki mutluluk, gülümseme yok. Buna rağmen kayıpsız gidiyorlar. Ancak sinyaller iyi değil...

Hamza Hamzaoğlu, ilk geldiği dönemde kadroyla fazla oynamıyordu. Şimdi biraz sürpriz arıyor gibi...
- Hamza Hoca’nın takımın kadrosu ile oynaması normal, çünkü istediği futbol şu sıralarda ortada yok. Özellikle geri dörtlü çok sıkıntılı... Hamza Hoca bu geri dörtlüye bir çare bulamadı. Sabri ve Semih’in sakatlığı düzelebilirse, Galatasaray eski ivmesini yakalayabilir.

Galatasaray’da kalalım ama futboldan bir sıyrılalım. Ergin Ataman’ın tokat olayına bakış açınız nedir?
- Ne tokatı kardeşim... Hangi devirde yaşıyoruz? Artık o “eti senin kemiği benim” devirleri çoktan geride kaldı. Sporcu işinin hakkını vermiyorsa, saygılı davranmıyorsa, verim alamıyorsan, gönderirsin gider. Analar babalar çocuklarına tokat atmıyor. Kim olursa olsun başkasına attırırlar mı? Ergin Hoca’nın verilmeyen paralardan, bitmeyen sıkıntılardan, çözülemeyen dertlerden psikolojisinin bozulduğunu düşünüyorum. Galatasaray Yönetimi’nin de artık basketbol şubesine “üvey evlat” muamelesi yapmaktan vazgeçmesi lazım....

Hamza Hamzaoğlu’nun kadroyla oynaması normal... Çünkü istediği futbol yok.

Yemeden atmalı

Trabzonspor, ligin en az gol yiyen takımı Başakşehirspor’un unvanını elinden aldı. “Forvetler sakat, eksik” denilen haftada üç gol birden buldu.

Böyle bir rakip karşısında atılan üç gole mi bakacağız, yenen iki gole mi?
- Trabzonspor bir istikrar yakalamanın peşinde... Bardağın dolu tarafına bakarsanız, son maçta attığı üç gol önemli... Üstelik Başakşehirspor gibi en az gol yiyen takıma... Bardağın boş tarafına bakarsanız, yediği iki gol düşündürücü... Ancak şurası kesin; Trabzonspor henüz Ersun Yanal’ın futbol felsefesine uygun duruma gelmiş değil... Sezon sonuna kadar da geleceğini düşünmüyorum. Düşe kalka ligi tamamlar...

Ersun Yanal’ın ekibi, ligde bu şekilde giderken, Napoli karşısında ne yapar, ne yapamaz?
- Trabzonspor bu sezon da dahil, Avrupa maçlarını genelde iyi oynuyor. Napoli’nin ne kadar şansı varsa en az o kadar da Trabzonspor’un var... Ancak Avni Aker’deki ilk maçı mutlaka gol yemeden kazanmalı... Belki de yemeyeceği bir gol, atacağı bir golden çok daha önemli duruma gelebilir.