Gökhan Türe

Gökhan Türe

gture@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

12 Dev Adam’ın geçmişte yaşadığı “acı” tecrübelerin ardından geçirdiği evrim sürecindeki “ilk ciddi” sınavında Fransa karşısında ortaya koyduğu “takım oyunu”, Bogdan Tanjevic reformunun ne denli yerinde ve “mantıklı” olduğunun göstergesiydi... Hem de bu “görkemli gösteri”, temelinde “sert savunma ve paylaşımcı basketbol” felsefesi yatan yeni oluşumda Ömer Aşık, Ömer Onan ve Semih Erden gibi “üç kilit” ismin yokluğunda gerçekleşiyordu...
Birkaç küçük detay, 12 Dev Adam’ın ne derece “paylaşımcı” bir yapıya kavuştuğunu, alınan dakikalardan, atılan şutlara kadar herkesin “ben değil, biz” mantığıyla hareket ettiğini gösteriyordu. Sahaya ilk beşte çıkan oyuncuların 30 sayı, sonradan girenlerin 47 sayı üretmesi, takımdaki en büyük yıldız Hidayet’in, toplam 51 topun sadece 5’ini kullanıp, ama 5 ribaund ve 4 asistle arkadaşlarını beslemesi, Ersan’ın ribaundlara katkısı, Kerem Gönlüm’ün üç kişilik savunma oyunu, Kerem Tunçeri ve Ender Arslan’ın müthiş bir sorumluluk ve özgüvenle skor açığını kapamaları, Oğuz ve Fatih’in pota altındaki (skor - blok) dengeleri, bu nefis ahengin en çarpıcı delilleriydi.
Seyirci de ışığı görmüş olacak ki, iftar ve futbol milli maçına rağmen Abdi İpekçi’yi doldurdu; onlar sahadaki Devler’i şarj etti, Devler de seyirciyi basketbola doyurdu.
Kadrosundaki üç NBA’liden sadece Parker’ın eline bakan Fransa ise, “bireyselliğin” ağırlıkta olduğu “demode” yöntemle, Devler’in ritmine Fransız kaldı, durdu; 40 dakika boyunca...