Skorer 'Hiç aşık olamadım'

'Hiç aşık olamadım'

06.04.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Hiç aşık olamadım'

Hiç aşık olamadım


Dürüst ve ahlaklı... Adamın hası... Dost canlısı... Ama yalnızlık, sanki alın yazısı


       Ünlü olmak kolay değil... Bu apoleti taşımak, bu çizgide yürümek hiç de kolay değil... Sosyal yaşamınızdan tutun da yediğiniz yemeğe, konuşmanıza, toplum içindeki tavırlarınıza hep dikkat etmek zorundasınız... Hele hele toplumun peşinden koştuğu bir futbolcuysanız işiniz daha da zor. Şöhreti içine sindirmek, onun kurallarına uymak başka bir yetenek ister. Eğer bu yanınız yoksa, toplumda kaybolur, unutulur gidersiniz... Öyle isimler vardır ki yıllar geçse unutulmaz.
       İşte Beşiktaş'ın süper bücürü Şifo Mehmet... Yalanla, dolanla hiç işi olmaz... Dürüsttür... Adam gibi adamdır, kimseyi kırmaz... Sözünde durur, duygusal ve yardım severdir.
       Evet, 34 yaşına yeni basan Şifo Mehmet, Beşiktaş'ta 13 yılını da geride bıraktı... Bu süre içinde şampiyonluklar, kupalar, mutlulukları fazlasıyla yaşadı... Üzüntüleri de...
       Bazı teknik adamların "gözdesi", bazılarının ise "rakibi" oldu... Biri ona sarıldı, diğeri tribüne çıkardı... Hatta daha da ileri gidildi, topun ağzına sürüldü... Ama o "adamlığından" ve de "güzelliğinden" hiçbir şey kaybetmedi... Şöhret onu hiç şımartmadı, toplumun sevgisini kazandı.
       Şifo Mehmet ile bugüne kadar hep futbol konuştuk... Ya futbol dışı yaşamı?
       Özellikleri... Zevkleri... Özel hayatı...
       Acarkent'teki muhteşem villasına konuk olduk, bunları konuştuk.
       Bekar ama yalnız değil... Dört aylık köpeği Aşil... Ve "Manevi annem" dediği Saniye hanım onun her şeyi...

       * * *

       - 34 yaşındasın. Ama hala bekarsın. Bekarlık sultanlık mı?
       - Hayır... Ben bu espriyle bakmıyorum hayata. Evlilik müessesine saygı duyan bir insanım. Ayrıca ev yaşamını severim. Paylaşım gerektiğine de inanırım. Ama özgürlüğüme de düşkünüm. Evlenmek istiyorum ama evlilik bazında karşı taraftan bir enerji almadım bugüne kadar.
       - Hiç aşık olmadın mı?
       - Aşk kavramını tam bilmiyorum. Hiç aşık olamadım. Belli bir süreden sonra alışkanlık oluyor, sorunlar da birlikte geliyor. Bu sorunları yaşamaya henüz hazır değilim. Kavgayı sevmiyorum. Biliyorum. Tek taraflı fedekarlıkla evlilik yürümez. Fedekarlık yapacak birisini henüz bulamadım. Açıkçası aramıyorum da. Şu anda futbol oynuyorum, belli bir şeyleri paylaşacağım birini bulursam hemen evlenirim.
       - Çok sevgilin olduğu iddia ediliyor.
       - İddia edilen kadar çok sevgilim yok. Kaldı ki beraberlikler yaşanır ve biter. Bir gerçek var ki, özel hayatımı içimde yaşayan bir insanım. İnsanların bizim özel hayatımızı bilmesini istemem.
       - Şöhretli olmak nasıl bir duygu?
       - Hem güzel, hem de çok zor. Güzelliği; insanlar tarafından tanınmamız, sevilmeniz, ilgi görmeniz, çocukların size sevgiyle bakması, imza dağıtmak. Zorluğu; atacağınız her adıma dikkat edeceksiniz, özel hayatınızı kısıtlayacaksınız. Yemeğinizden tutun da, oturmanıza, eğlenmenize kadar dikkat edeceksiniz. Özgür hareket edemezsiniz, buna asla hakkınız yoktur.
       - Siyaset için ne düşünüyorsun? Beğendiğin politikacı var mı?
       - Türkiye'de siyaset denince aklıma istikrarsızlık geliyor. Yaşanan olayları, pek keyifle izlediğimi söylemem.

'Hayatım garanti'

       - Futboldan neler kazandın?
       - Bizim futbol hayatımız çok uzun değil, belki on yıl, bilemediniz benim gibi 13 yıl, ya da biraz daha fazla. Kazanacağınız tüm parayı bu yıllar içinde kazanmak zorundasınız. Şimdi nasıl yaşıyorsak, gelecekte de aynı çizgide yaşamak istiyorsak yatırımlar yapmak zorundasınız. Futbolun dışında turizm işim var. Hayatım garanti. Yatırımlarım var ve bana bir ömür boyu yeter. Ev ve arsa gibi.
       - Boş zamanlarında ne yapıyorsun?
       - Fazla boş vaktim yok. Antrenmanlar, maçlar, paneller, ziyaretler, yoğunum. Futboldan ve de bu trafikten asla bıkmadım. Hele hele futboldan bıksam, hemen bırakırım.
       - Boyunun kısa olması kompleks yaratıyor mu?
       - Asla!.. Kaldı ki ben kısa değilim. Dikkat edilirse Dünya'da başarılı olan bir çok insanın kısa olduğunu görürürüz. Belki biraz daha uzun olsam Allah'ın verdiği bu yetenekler ortaya çıkmazdı.
       - Sinema, tiyatro, müzikle ilgileniyor musun? Örneğin, kimleri dinlersin?
       - Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nükhet Duru, Zeki Müren, Müzeyyen Senar ve Bülent Ersoy... Sertap Erener'i hem beğenir, hem de üretkenliği için takdir ederim.
       - Sinema?
       - Severim. Hatta film teklifi gelse oynarım. Başarırım, çünkü yetenekliyim. Aşk ve entrika türü filmlerde rahatlıkla oynayabilirim.
       - Kaptanlık zor mu?
       - Zor. Yöneticisiniz, babasınız, ağabeysiniz, generalsiniz. Bu sadece saha içinde bitmiyor. Saha dışında da örnek olmalısınız. Sorumluluklar yükler omuzlarınıza, kaçamazsınız. Ben sorumluluğu ya da zoru seven bir kişiliğim var. Beşiktaş'ta çok zorluklar atlattım, hem kaptan hem de iyi bir oyuncu olarak. Gocunmadım, ürkmedim, cesaretle olayların üzerine gittim.
       - Yenildiğiniz maçlardan sonra ne hissediyorsun?
       - Rüyama giriyor. Hele de gol kaçırdıysam... Rahat uyuyamıyorum. Rüyamda maçı yaşıyorum yine... Kaçırdığım golleri atıyorum, yenildiğimiz maçları kazanıyoruz.

'Kolay kolay kızmam'

       - 34 yaşında olmak nasıl bir duygu?
       - Kendimi 27 - 28 gibi hissediyorum. Beni genç gösteren ve başarılı kılan biraz da hırsım. Yüzüme bakın, 27 veya 28 gösteriyorum. En büyük özelliğim liderlik vasfı. Bir konuda iyiysem, ısrarcıyımdır. Kolay kolay kızmam. Düşünür, sonra karar veririm. Verdiğim karardan kolay kolay geri dönmem.
       - Markaya önem verir misin?
       - Fazla değil... Ama otomobilde Mercedes, giyimde Armani tercihimdir.
       - Son soru; futboldan sonra ne yapmayı planlıyorsun?
       - Kesin bir kararım yok. Futbolculuğu bıraktığımda da futboldan kopacağımı sanmıyorum.

       Bir anı
       İnönü'de bir maça çıktım. Rakibi hatırlamıyorum. Ama hakem Metin Tokat'tı. Golü yedik, santra yapmak için orta sahaya gittik. Başlama vuruşunu Sarı (Metin) yapacak ama... Bir türlü yapmıyor. Tokat, düdük çaldı, yok. "Haydi başlayın" diyor yok. Sonunda, biraz da sinirli bir sesle "Haydi be Metinciğim. Başlasana" dedi. Bizimki golde hakem hatası olduğuna inanmış ya... Döndü, ne cevap verdi biliyor musunuz; "Bizim sahada rakip var! Evet, siz... Karşı alana geçin de başlayalım!"

       Unutamadığı acı
       İki yıl önceydi. Nereden çıktı; bilemiyorum. Benim için "Çeteci" suçlaması yaptılar. Üzüldüm, çok kırıldım. İnanır mısınız; ağladım da... Ancak bunu kimseye belli etmemeye çalıştım. Futboldan kopma noktasına bile geldim. Beni göndermeye kalktıklarında bile bu kadar üzülmemiştim. Neyse... Sonunda savaştım ve kazandım. Yine de bu ömrümce unutamayacağım bir acı olarak içimde kalacak.

       Babasının oğlu
       Beni en çok etkileyen kişi babamdır. Kişilik olarak aynı çizgideyiz. İkimiz de duygusalız. Çabuk parlar, çabuk üzülür, ağlamaklı oluruz. Babasının oğlu derler ye işte öyle... Her şeyini örnek aldım. İnsanlığını, sevecenliğini, karakterini...

       Tanrı'yla sohbet!
       Son okuduğum kitap; Tanrı'yla sohbet! Beni çok etkiledi. Bir insanın Tanrı'yla diyaloğunu anlatıyor. İnsanların çok değerli olduğunu, kırılmaması gerektiğini vurguluyor. Biz maalesef bazı değerleri kaybettik. İşte bu kitap o değerleri anımsatıyor.

       'Nazardan korkarım'
       Burcum koç. Yıldızım düşüktür. Nazara inanırım. Çok da korkarım. Maraş'ta oynuyorum. Yaşım 19. O zaman bilekte altın zincir moda. Çok da iyiyim. Herkesin gözü üzerimde. Sokakta yürürken, zincir yere düştü. İsteseniz zor çıkar. Sonra kasığımdan sakatlandım.