Skorer Hıncal Uluç: "Ali Koç'un asıl derdi..."

Hıncal Uluç: "Ali Koç'un asıl derdi..."

06.12.2011 - 11:59 | Son Güncellenme:

Spor yazarı Hıncal Uluç, Fenerbahçe asbaşkanını suçlayarak, "Ali Koç'un davası federasyonla değil!.. Onun asıl derdi Galatasaray" dedi.

Hıncal Uluç: Ali Koçun asıl derdi...

Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Hıncal Uluç, geçtiğimiz haftaya damgasını vuran spor olaylarını değerlendirdi.

Haberin Devamı

Uluç; "Ali Koç, kendine, bulunduğu kuruma ve 'Koç' adına hiç yakışmayacak şekilde fanatizm yapıyor. Ali Koç'un davası federasyon ile değil Galatasaray ile. Basın toplantısındaki tutumuyla bunu açıkça ortaya koydu. "Bizi mahvettiler, astılar, kestiler, sattılar" dedi. Gazetecinin biri "Efendim bunların başında kulübünüzün kayıtlı üyesi var. Onu ceza heyetine, Haysiyet Divanı'na vermeyi, ihraç etmeyi düşünüyor musunuz?" diye sordu. "Hayır, bizim Mehmet Ali Aydınlar ile hiçbir sorunumuz yok" Sorun kiminle; Galatasaraylılarla. Böyle dava güdülür mü? Bugün dava Fenerbahçe-Galatasaray davası mı; Türkiye'nin davası mı?" dedi.

İşte Hıncal Uluç'un birbirinden çarpıcı açıklamaları:

3 Temmuz'un ardından Türk futbolu bir büyük deprem daha yaşadı. Merakla beklenen iddianame açıklandı. Başta Olgun Peker ve Aziz Yıldırım olmak üzere ismi geçenler hakkında ciddi iddialar var. 114 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. İddianameyle ilgili neler söyleyeceksiniz?

Haberin Devamı

İddianamenin ana hatları açıklandı. Kimsenin merakla beklediği yokmuş. En önemli şey o... İddianamenin ana hatlarının cumartesi günü belli olacağını bütün Türkiye, bütün dünya biliyordu. Nitekim NTV 'Son dakika' diye alt yazı geçti. O sırada motosiklet ile Türkiye turu üzerine bir turistik program yayınlıyordu. NTV haber televizyonlarının markası Türkiye'de... Jilet, Jip nasıl markaysa NTV öyle bir marka... Haber alt yazıda kaldı, Türkiye turu devam etti. "Ötekiler ne yapıyor?" diyerek diğer kanallara geçtim. CNN, rafting yayınlıyordu. NTV karadan dolaşıyor Türkiye'yi; bunlar akarsulardan!.. Bütün haber televizyonları böyle... Bir tane haber televizyonu bağıra bağıra gelen bir kasırgayı hazırlıklı karşılamıyor. O gün o saatte iddianamenin belli olacağı biliniyordu.

Habercilik bu... Muhabirleri peşine takarsın; stüdyoya dört beş adam getirirsin. Futbol yorumcusu değil üstelik; hukuk yorumcusu... Erman Toroğlu'nun ne dediği beni ilgilendirmiyor. "Şimdi ne olur" sorusuna Turgut Kazan ne cevap verecek? Çünkü futbol yorumları olaya futbol açısından bakıyorlar. Hukuk kültürleri yeterli değil bunu yorumlamaya... Tuttukları takım açısından bakıyorlar. Cumhurbaşkanı yasa değişikliğini veto etmiş, iddianamenin ana hatları açıklanmış. Bir tane televizyonda adam gibi bir program yok!..

Haberin Devamı

O günden bu kadar da ne gazetelerde ne televizyonlarda herhangi bir hukukçuya sorulduğunu görmedim. Kulüp yöneticilerine soruyorlar, spor yorumcularına soruyorlar!

Spor yorumcusu Hıncal Uluç'un bu konuda söyleyeceği hiçbir şey yok. Olamaz. Ama Siyasal Bilgiler'de ceza hukuku okumuş Hıncal Uluç'a sorarsan o sana "Arkadaşlar bunları okuyalı 50 sene oldu. O günden bugüne ceza hukukunda çok değişiklikler olmuştur. Onun için günümüzün ceza hukukçularından biriyle konuşun" der, kendini fikrini ondan sonra söyler.

Hala hiçbir yerde bir ceza hukukçusu, 'Şimdi ne olacak' sorusuna cevap vermedi.

En basiti Çarşamba günü Galatasaray ile Fenerbahçe arasında bir derbi var. Bu maçta Galatasaray'ın özellikle cezalılar ve sakatlıklar nedeniyle önem kazanan bir oyuncusu, Sercan Yıldırım oynamayacak mı, oynayabilir mi, oynamayacaksa niye oynamayacak, oynayabilecekse niye oynayabilecek! Buna cevap arayan bir kişi var mı Türkiye'de!

Haberin Devamı

Galatasaray yöneticisi bilmiyor, Federasyon bilmiyor. Çünkü ortada bir hukuki sorun var. Cezacı Hıncal Uluç'a sorarsan, ceza hukukunun özü ikidir dünyada...

1- Kanunsuz ceza olmaz.
2- Cezasız suç olmaz.

Bunlar iki ayrı rejim yarattılar. Faşizm ve komünizm gibi rejimlerde 'Cezasız suç olmaz' ilkesi vardır. Otorite bildiği gibi 'Sen suç işledin, cezan bu' der!.. Demokratik rejimlerde suç ihdas etme hakkın da yok, ceza ihdas etme hakkın da yok. Yasa neyse o... Kanunsuz suç ve ceza olmaz. Türkiye bu mu; evet... Birinci madde: Kanunsuz suç ve ceza olmaz. İkinci madde: Suçluluğu kanıtlanana kadar herkes suçsuzdur. Evet; o da tamam. Peki ceza hukukunun temeli bu olan bir ülkede Sercan'ın işini yapmasını neye dayanarak engelleyeceğiz biz?

Mustafa Balbay tutuklu ama yazmaya devam ediyor. Doğu Perinçek tutuklu ama Aydınlık'ta yazmaya devam ediyor. Sercan tutuklu bile değil, hakkında bir iddianame de yok. Çağrılıp ifadesi de alınmamış ama Sercan'ın futbol hayatı bitecek. Öyle mi? Neye dayanarak bitecek? Savcılık, federasyona yazı yazmış; federasyon da kulüplere telefon mu etmiş, yazı mı yazmış; bunlar bile belli değil. Nasıl bir gazetecilik var Türkiye'de? Niye yazmış? Savcılık uyarmış mı? 'Şike yapması ihtimali olan adamlar bunlar. Bunlara dikkat edin' mi demiş! Böyle bir hakkı var mı; bilemiyorum!

Haberin Devamı

Benim köşemde birtakım yazıları 'para karşılığı yazdığım' şeklinde bir ihbar olabilir. Savcılık da bu ihbar üzerine yaptığı araştırmada dava açılabilecek önemde bulgulara ulaşabilir. Normali 'Para ile yazı yazıyor. Gazeteciliğin temel ilkelerine ihanet ediyor' diye dava açar. İsterse de yayın yönetmeni Erdal Şafak'a 'Senin bu adamın hakkında böyle böyle bilgiler var. Haberin olsun. Ona göre... İster yazdır ister yazdırma' der. Ama Savcı, 'Hıncal'ın köşesini kapat' diyemez. Elinde bulgular olsa dahi... Yarın beni mahkum etse dahi diyemez. O kararı Erdal Şafak verir, patron Ahmet Çalık verir. "Hıncal'a yazdır" ya "Yazdırma" der... Savcı sadece "Sağlam adam değil" şeklinde uyarabilir. "Hıncal'a yazdırmayın" diye bir ceza yok. Mahkumlar yazıyor bu ülkede...

Türkiye'nin demokratik açıdan en kötü zamanlarında Nazım Hikmet içeride yazmaya devam etmedi mi? "Bugün pazar... Bugün, beni ilk defa güneşe çıkardılar"ı tatilde mi yazdı? Antalya sahillerinde mi yazdı? Adamın işini yapmasına nasıl engel olursun? Benim hukuk mantığımda böyle bir şey yok.

Ama bunu tartışacak ben değilim. Benim gücüm bunu tartışmaya yetmez. Tekrar söylüyorum; çünkü ben Ceza Hukuku'nu 50 sene evvel okudum.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski Yargıcı Rıza Türmen var, onunla konuşulsun. Senelerce ceza davalarına bakan Turgut Kazan var, onunla konuşulsun. Bir sürü cezacı var, onlarla konuşulsun. Konuyu bunlar konuşacak. Hayır! Bunlardan başka herkes konuşuyor.

Hukuki ceza vermek için kanıtlaman lazım. Ama futbolda ceza vermen için kanaat yeterli. Bu ikisi çok ayrı iki hukuk... Birisi ceza hukuku öbürü İdare Hukuku...

Cesur olabilselerdi Türkiye bugün bu derdi yaşamazdı. Şimdi ne yapacaklarını çok merak ediyorum. Ama ligi durdurmak kulüpleri öldürür.

Bugün dava Fenerbahçe-Galatasaray davası mı Türkiye'nin davası mı? Ali Koç öylesine bir fanatizm içinde ki... Hem Fenerbahçe'ye zararlı hem Koç'a zararlı bana sorarsan.

Pierre Cornu'nun, CAS'a verdiği ifade de 'Fenerbahçe şike yaptı' iddiasını Arıboğan ve Helvacı'ya dayandırmasını neye bağlıyorsunuz?

Şimdi bunların hepsi o dedi, bu dedi... Kimsenin elinde bir belge yok. Ben o dedi, bu dediler üzerine yorum yapmam. Benim gazetecilik anlayışımda yok. Nerede Cornu? Nerede Platini? Verin bakalım dosyaları, ortaya bir çıksın, görelim.