Skorer İhtiyarladım!

İhtiyarladım!

26.06.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Denizli, “Portekiz maçı ömrümün beş yılını aldı" dedi

İhtiyarladım




BİR yanlız adamdı Mustafa Denizli...
Portekiz maçından sonra Milli Takım’ın oteline gittiğimizde lobide tek başına oturuyordu. Belçika karşılaşmasından sonraki kalabalığın yerinde yeller esiyordu.

Sinirli ve gergindi...

Yanına oturduk... Bir süre konuşmadı... Sessizlik bozulmadı. Ardından ilk sözü şu oldu:

“İhtiyarladım!"

Meraklı gözlerle ne demek istediğini anlamak için yüzüne baktığımızda ekledi:
“Futbol yaşamımda en kahrolduğum karşılaşma oldu bu. Portekiz maçı ömrümün beş yılını aldı. Yıkıldım. Ne zorlukları, engelleri aştık, kolayı başaramadık."
Denizli maçta iki kader anı yaşandığını söyledi ve devam etti:
“Bu anlar bizi çökerten anlardır. Biri kırmızı kart, diğeri kaçan penaltı. Kırmızı kartı bir yana bırakalım. Olmaması gerekirdi ama oldu. Penaltıyı atsaydık oyunda dengeyi mutlaka sağlardık. Çünkü rakibimizin sarı kartı çoktu. Benim asıl ağrıma giden yarı final o kadar uzun bir yol gerektirmiyordu. Gideceğimiz hedef de bizde biraz gerginlik yarattı. Kolay değil bu. Avrupa’nın dört büyüğünden biri olma şansını kaybettik."

‘Penaltı ağırdı’

Kısa bir süre yine sessizliğe gömüldü Denizli... Belli ki maçı kafasında yine yaşıyordu. Ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz Portekiz’e top oynatmazdık. Nitekim oyunun başlarında bunu da başardık. Stratejimiz şuydu: Öncelikle rakibi sinirlendireceğiz ve karta götüreceğiz. Ama biz onları sinirlendirelim derken kendimiz sinirlendik. Ancak bence Alpay’ın atılması ağır bir karardı. O olayda sadece bir itme söz konusu. Yani kırmızı kartı gerektirecek bir yumruk yoktu orada."
Denizli, sahaya sürdüğü onbir içinde şöyle dedi:
Oyun planında iki önemli adam Tayfun ve Ergün’dü. Onları takiben Alpay ve Hakan Şükür’dü. Biz Portekiz’in bireysel yeteneklerini ve gol yollarını kesecektik. Onlara gol atmamız ise zor bir olay değildi. Sonra telaşa düşeceklerdi. Hem sonra ilerleyen dakikalarda orta alana Suat ve Sergen’i alacaktım. Ama Alpay’ın kırmızı kart görmesi planımızı allak bullak etti. On kişi kalmıştık. Sergen’in fizik kondisyonu yeterli olmayabilirdi."

‘Hizmete devam’

Sözü penaltıya getirdik... “Neden Arif kullandı?" diye sorduk. Şöyle yanıtladı:
“Arif ve Tayfur’a söyledim maçtan önce. Penaltı olursa siz atacaksınız diye. Arif attı. Penaltı anlık bir olaydır. Hissetme olayıdır. Yalnız orada bir başka olay var. Penaltı verilir, verilmez. Eğer penaltıysa bu Arif’i düşüren oyuncuya kart çıkması gerekirdi. O oyuncunun sarı kartı da vardı. Ve kırmızı çıkacaktı. Ama hakem bunu yapmadı."
Bu Denizli’nin Milli Takım’daki son maçıydı... Artık Fenerbahçe’de görevine başlayacaktı. Konuyu buna getirdi:
“Neticede bizler Milli Takım’a hizmet veren insanlarız. Dolayısıyla hizmete de devam edeceğiz. Biz bulunduğumuz takımdaki futbolcularımızı en iyi şekilde Milli Takım’a hazırlayarak görevimizi sürdüreceğiz. Bu da onurlu bir hizmettir.