12.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
TAYFUN BAYINDIR - RİO 2016
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) asbaşkanlığına seçilen Türkiye Olimpiyat Komitesi Başkanı Uğur Erdener, Rio’da Milliyet’in sorularını yanıtladı, önemli açıklamalarda bulundu.
Erdener, IOC’de uzun süredir yönetim kurulu üyeliği yaptığını hatırlattı, “Bu dönem iki asbaşkanlık boşalıyordu. Buraya ben ve Juan Antonio Samaranch Jr. seçildik. Zaten çok iyi anlaştığım, değerli ve kapasiteli bir arkadaşım. İkimizin de ortak ideali uluslararası komiteye ve olimpik harekete en fazla katkıyı sağlamak. Bu yeni görevden dolayı mutluyuz. Bu tip bir göreve seçilen spor tarihimizdeki ilk Türk spor adamı olmak bana ayrı bir gurur veriyor” diye konuştu.
Uğur Erdener gündemdeki konularla ilgili soruları ise şu şekilde yanıtladı;
‘Hedefe ulaştım’
Uluslararası alanda destek olmadığı ve bizden kimsenin seçilemediği söyleniyordu, siz nasıl başardınız?
“Çok çalışmak ve her görevin hakkını vererek yapmak. ‘Biz Türk pasaportu taşıyoruz, bize bu imkan tanınmaz’ görüşüne asla katılmıyorum. Genç arkadaşlarımla konuştuğum her ortamda, onlarla aynı görüşümü paylaşıyorum. Türkiye Okçuluk Federasyonu Başkanı olduğum ilk yıl, bu kuruluşun dünya başkanı olmalıyım diye kendime hedef koymuştum, 1982’de. Ve o kuruluşun dünya başkanı oldum. Bir spor adamının hedefleyebileceği en üst görev ne olabilir, IOC üyesi olmak, yönetiminde görev almak. Mutluluğum da bu görevlere seçilmiş olmak. Bu olimpiyatların hemen öncesinde çok kritik bir görevin başkanlığını yaptım. Rus sporcuların Rio olimpiyat oyunlarına katılımıyla ilgili ciddi bir karar alınması gerekiyordu. Başkan Thomas Bach lütfetti, güvendi, görevi de bana verdi. Bugün uluslararası bir kriz yaşanmıyorsa, bu görevi de en iyi şekilde yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Gençlik olimpiyat oyunlarının geleceğiyle ilgili çalışma grubunun başkanlığını yürütüyorum. Getirdiğimiz tüm öneriler uluslararası olimpiyat komitesi genel kurulunun oybirliğiyle geçtiğine göre demek ki orada da amaçlanan hasıl olmuş demektir. Kısacası sporun içindeki genç arkadaşlarıma hiç moral bozmadan doğru yolda doğru hedefe, ihtiraslarının esiri olmadan yürümelerini öneriyorum.”
Üyelerde tedirginlik
Bir Türk’ün herhalde gelebildiği spor komiteleri açısından en yüksek noktaya geldiniz. Sizin bu yükselişinizle paralel İstanbul’un olimpiyat oyunları ile ilgili şansı da aynı paralelde yükselecek mi?
n “İstanbul’un olimpiyat oyunlarıyla ilgili şansı, mevcut aday kentler arasında her zaman en üst grupta olacaktır, buna yürekten inanıyorum. Hele burada yaşanan sıkıntıları gördükten sonra... Rio’da temel sıkıntı olarak masaya gelen konuların hiçbiri İstanbul’un yapacağı bir organizasyonda yaşanmazdı. Olimpiyatın o kentte yapıldığına dair gerekli banner’ların, gerekli yönlendirmelerin, şehre dağıtılması ve kullanılması, hadi ondan vazgeçtik olimpik parkta bol miktarda bilgilendirme ve yönlendirmenin olması, oyunların, Rio’nun promosyonuna yönelik bir şeylerin yapılmış olması doğal olarak beklenir. Türkiye’de bunların olmaması zaten düşünülemez.
Çok basit nedenlerle, araçlar otoparkta yatıyor ve ulaşım aksıyor ise bu kabul edilemez. İstanbul’da böyle bir şey düşünsek aklımıza gelmez. Türkiye’de hiçbir organizasyonda bunlar yaşanmamıştır, yaşanmaz. Bu yüzden İstanbul’un her zaman şansı yüksek. 2020’de de bu yüksek şans içinde mücadele ettik. O zaman başka nedenler de vardı. Bölgemiz coğrafyasındaki ani ve hızlı gelişmeler bazı üyelerde tereddüt yarattı ama İstanbul adaylığı IOC içinde her zaman üst düzeyde kabul görecektir. Devlet nezdinde benim bu konudaki görüşlerim sorulursa, tüm bilgi ve deneyimimi paylaşmaya hazırım.”
Her sabah toplantı
Rio benim takip ettiklerim arasında en kötü olimpiyat. Burada yaşanan olumsuzluklarla ilgili sizin ve IOC yönetiminin nasıl bir tepkisi var? Ayrıca konuyla ilgili Ban Ki-Moon’un bir ifadesi olmuş. Onu bizimle paylaşma şansınız olur mu?
“Tabii memnuniyetle. Her sabah erken saatte Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin üst yönetimi, direktörleri ve organizasyon komitesi arasında bir koordinasyon toplantısı yapılıyor. Orada bir çok konu masaya yatırılıyor. Bu toplantıda Yaz Oyunları Uluslararası Federasyonlarının başkanı var. Dünya Olimpiyat Komiteleri Birliği’nin başkanı var. IOC Sporcu Komisyonu’nun başkanı var. Dolayısıyla hem uluslararası federasyonlar, hem sporcuların köyde yaşadıkları sorunlar hem de olimpiyat komitelerinin yaşadığı sorunlar, direkt olarak gündeme getiriliyor. Bu olimpiyat oyunlarının kadersizliği ilk günlerde çok çok basit konuların ciddi sorunlar olarak gündeme getirilmesi. Bu tabii bugüne kadar yaşanmamış bir şey. Ban Ki-Moon’un söylediği, yani bir olimpiyat organize eden bir kentin, olimpiyat oyunlarının promosyonu için biraz daha çaba göstermesi, biraz daha süslemesi gerekirdi şehri. Bunlar peyderpey gündeme geliyor ve düzeltiliyor. Ulaşımdaki şoför yokluğu nedeniyle yaşanan sıkıntılar. Güvenlik kontrollerinde yine eleman eksikliği nedeniyle yaşanan sıkıntılar birleştiği zaman aslında olmaması gereken sıkıntıların ilk günlerde yaşanıyor olması, biraz organizasyon komitesini de sıkıntıya sokuyor. Ben inanıyorum ki sonuçta burada bu oyunlar güzel bir şekilde kapanacak, sıkıntılar düzelecek, bir çok sporcu ve yönetici buradan güzel anılarla ayrılacak. Haa... Kıyaslama yaptığımızda, sonuç çıkarabiliriz ama ben biraz bekle meyi uygun bulurum. Oyunların sonunda bu kıyaslamayı birlikte daha rahat yaparız.”
Geride kaldı!