Karaya vuran gemi

Galatasaray'ın saha içindeki hayal kırıklıklarını anlıyorum da, kenardaki tablolara şaşmaktan kendimi alamıyorum. Gençlerbirliği ikinci golü atana kadar Teknik Direktör Hagi tam bir canavar. Her şeye öfkeleniyor. Necati'yi, Uğur'u ve Cihan'ı her fırsatta fırçalıyor. Maça sırtını dönüp kulübesinin önünde asabi şov yapıyor. Başkan Özhan Canaydın da "poker face", renk vermeden durumu izliyor.Ama hayret, 40. dakikada Gençlerbirliği Erkan Özbey ile ikinci golü bulduktan sonra biri kulübesine saklanıyor, öteki (sayın Başkan) Şeref Tribünü'nde ikinci sıraya çekilip sigarasını yakıyor.Tam anlamıyla bir ricat !Onlar bunu yaparsa kulübeye, şeref tribününe bakan futbolcuların eli ayağına dolaşmaz mı ?Hakan Şükür durgun, etkisiz ve verimsizdi. 72. dakikada oyundan alınıp yerini Cafercan'a bırakırken isyan etti.Onu anlamaya çalışıyorum. Takımının şişirdiği her top havada ona ulaşamadan harcandı, gitti. O da fazlasını yapamadı. Elbette Hakan'ın oyundan alınışı tartışılabilir. Ama Hakan doğru - yanlış teknik direktörünün verdiği karara böyle isyan etmemelidir.Başkan yok... Hagi kontrolü kaybetmiş... Kaptan adeta delirmiş...Gemi karaya vurdu. Tayfalar ne yapsın ! agokce@milliyet.com.tr Olmadı... Kupa şampiyonu Galatasaray'a hiç yakışmadı !.. Sanki ruhlarını, heyecanlarını, akıllarını ve enerjilerini Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki kupa finalinde bırakmışlar, Ali Sami Yen'e tebrikleri kabul etmek için şöyle bir uğramışlardı. Gençlerbirliği karşısında Hagi'nin iki değişiklikle oyuna sürdüğü Kupa'nın şampiyon kadrosu öne geçtiği maçta farkı kovalarken hayal kırıklığına tosladı. Ne kalecisi çarşambanın harikalar yaratan adamı Mondragon, ne de savunması savunmaydı Galatasaray'ın ! Ribery başta şöyle bir esti, sonra gazı kesti. Conceiçao ve Cihan, onca top kullanma şansını değerlendiremediler, oyunu kuramadılar. Necati ile Hakan Şükür sanki tatile çıkmıştı ! Gençlerbirliği akıllı, atletik ve enerjikti. Mustafa Özkan ve Youla ile oyunu anormal bir kontratak stratejisine oturttular. Takımca disiplinle mücadele ettiler. Bunun için hiç kimse onları suçlamamalı, öküzün altında buzağı aramamalıdır.