Skorer "Kehanet" mi?..

"Kehanet" mi?..

07.09.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

ERCAN GÜVEN

Kehanet mi..



Her olimpiyatın açılış seremonisi ardından müthiş bir coşku ve karamsarlık, bolluk içinde açlık duygusu, endişeli bir heyecan sarar insanı...
İnsanoğlunun fiziksel terasında dolaşan sporcular arasında tanış yüzleri arar gözler. İşin doğrusu, özellikle olimpiyatın ana kirişleri atletizm ile yüzmede omuzbaşınızdadır aşağılık duygusu...
Cumhuriyet tarihinde bunun tek panzehiri güreş olmuştu. Gittikçe artıyor çok şükür. Sidney'e gelince, yine ilk gözağrısı güreş, TC pasaportlu izleyicilere ve televizyonu başındaki olimpatseverlere terapi yapacak kuşkusuz.
Hele grekoromen... Hele Şeref Eroğlu, Hamza Yerlikaya...
Dünya minderlerindeki bu iki marka, göreceksiniz Sidney'de "zon bölgesini" paramparça ettirecekler rakiplerine.
İster kehanet deyin, ister iyi niyet...
Şayet, Sidney'e gitmeden önce, Sarıyer'deki kamplarına gidip siz de görseydiniz bu sporcuları, hırslarını koklayıp, kalplerine dokunsaydınız hiç kuşkunuz kalmazdı.
Sonra kündeye bale yaptıran Hakkı Başar...
Bilenmiş bir Ercan Yıldız, günün geldiğine inanan Nazmi Avluca...
Ve kaybedecek bir şeyi olmayan Fatih Bakır...
Seremoniden sonra grekoromenin finallerine kadar gönlüm rahat.
Sonra...
Sonra TV'nin kenarına bu çocukların fotoğrafını asar diğer branşları öyle izlerim.