Skorer Kendine ağır gelen takım

Kendine ağır gelen takım

17.09.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kendine ağır gelen takım

Kendine ağır gelen takım


Attila GÖKÇE


       Fenerbahçe'nin büyüklüğü zaman zaman rakibi MTK'ya, zaman zaman da kendisine ağır geldi. Sarı - Lacivertli takım Avrupa Kupaları'nda görüp göreceği en kolay rakibi karşısında maçı farka taşıyacak üstünlüğünü hovarda gibi harcadı. Bunun da ötesinde MTK'ya öyle gol pozisyonu verdiler ki, farklı yenilmeleri işten bile sayılmazdı. O pozisyonları da Rüştü önledi.
       Rıdvan Dilmen'in ağır eleştiriler karşısında bunaldığını bilerek daha çok hata yaptığını görüyoruz. Oysa sakin düşünüp o şeytan zekasıyla elindeki bireysel yeteneklerle çok iyi bir taktiğin sahibi olabilirdi. Ancak duydum ki Dimas'a kızmış... Onun adını UEFA'ya bile bildirmemiş. Portekizliyi yok saymış. Boliç'in bilinen sakatlığı yok, gördüm ki kulübenin yedekleri arasına bile koymamış. Elindeki zenginliği daha baştan traşlamış... Böyle olunca Fenerbahçe'nin oyun planını anlayana, saha paylaşımını çözebilene aşkolsun...
       Erkan, Ogün ve Alpay geride... Erkan ilk yarıda oldukça sallanıyor. Neredeyse kendi kalesine gol atma şaşkınlığına uğruyor. Murat Yakın savunmanın önünde gönülsüz ve soğuk bir oyun tutturmuş. Bu oyun fazla üretmiyor. Johnson'un ne yaptığını ne kendi, ne biz anlayabildik. Tayfun solda elinden gelen gayretle oynuyor, ama o da ikinci yarıda oyundan düşüyor. Moldovan bir otobüs durağı gibi, ya ofsayta düşüyor, ya da rakip stoperin arkasında açmazda kalıyor. Preko ona göre biraz daha hareketli ancak deparlarıyla, vuruşları arasında bir denge kuramadığı için Fenerbahçe gole hasret kalıyor.
       Bu tabloyu sıkıntıdan keyfe dönüştürecek tek adam Sergen... Ona da arkadaşları baskı altındayken, öyle baştansavma top atıyorlar ki, Sergen de yaratıcılığını gösteremiyor. Hele kaçırdığı bir gol var, olacak şey değil.
       Tıpkı Moldova Milli Takımı gibi MTK'da fizik güce dayalı futbol oynayan, oyunu kurmaktan çok bozmaya çalışan bir Orta Avrupa takımı. Bu takım Fanerbahçe'ye direndikçe ufak ufak gol pozisyonları da buluyor. Özellikle Gabor Egressy'ın korner atışları da, şutları da çok tehlikeli. Fenerbahçe bazen rakibe hiç yoktan pozisyon armağan ediyor. Rakip alanda kaybettiği topları kendi üzerine yıkılmış tehlikeler olarak görüyor.
       Rıdvan Dilmen'in Moldovan'a uzun süre sabrettikten sonra yaptığı en isabetli değişiklik Aygün'ü oyuna sürmesiydi. Ancak bu formül de sıkıntıyı önlemekte yeterli olmuyor.
       Fenerbahçe korkarım ki kucağına düşmüş turu, zora ve rizikoya soktu. Henüz takım haline gelemediler. Ama yazık değil mi Türkiye'nin en kalburüstü yetenekleri, Milli Takım'ın şasesini oluşturan oyuncuları, Avrupa'da serbest dolaşım haklarını kendi kendilerine riske sokuyor.
       Umarım korktuğum, onların başına gelmez.